Son Akşam Yemeği

54 5 0
                                    

Eve vardığımda hiç olmadığım kadar bitkindim. Yer çekimini hiç bu kadar kuvvetli hissetmemiştim.Bir an önce ilk gördüğüm yere yığılıp yatmayı düşünüyordum. Merdivenden destek alarak adım adım yukarıya çıktım.Bu kat iki koridordan oluşuyordu.Sağımda ve solumda iki uzun koridor vardı.Tıpkı bir otel katına benziyordu.Benim odam sağdaki koridorun en sonundaydı.Duvarlara elimi sürerek odamın kapısına kadar geldim.Küçüklüğümden beri edindiğim bir huydu bu.Kapının kulpunu çevirirken arkamdan hızlıca bir şeyin geçtiğini hissettim ama dönüp baktığımda hiçbir şey yoktu.Önüme dönüp kapıyı açtım.Adımımı attığım gibi çantamı yatağın üstüne fırlattım.Kapıyı tam kapatacaktım ki biri sertçe durdurdu.Bir anda irkildim ve gözlerim açıldı.O anlık korkuyla geriye çekildim.Babam karşımda duruyordu.Onunla aramız hiçbir zaman bir baba kız gibi olmamıştı. Annemi ve beni hiç bir zaman hayatında ilk sıraya koyacak kadar önemli görmedi.Bir zamanlar durumumuz çok iyiydi fakat babam ve bir kaç iş arkadaşının yaptıkları hatalar sayesinde işler gittikçe kötüye babam ise alkole bi o kadar yaklaşmaya başladı.Şimdi ise o ve ben birbirini umursamayan ama birlikte yaşamaya mecbur iki kişiden öte değildik birbirimiz için.

Babamın damarlı ve iri gözlerine baktım. O ise tiksinti dolu bakışlarıyla beni süzüyordu.

"Berbat görünüyorsun.Üstünü başını düzeltip kendine gel, akşama misafirlerimiz var".Beni baştan aşağıya bir daha süzüp yüzünü iyice buruşturdu.Odadan hızlıca çıkarken kapıyı öyle sert vurdu ki kedim Gece resmen havaya zıpladı.

Yatağın üstüne kendimi attım ve tavanı incelemeye başladım.Tavandaki çizgileri ve izleri izlemeyi seviyordum. Bana bir şekilde belki de hep derin düşünen biri olduğumdan kaderi anımsatıyordu.Bir anda tavandaki çizgilerin kabardığını fark ettim. İyice belirginleşip, kabarmaya, büyümeye, genişlemeye başladılar.Çatlaklar uzuyor,birbirine bağlanıyor ve duvarı açarak genişliyorlardı. Yavaşça doğruldum gözlerimi kıstım.Tavandaki çatlaklar gittikçe büyüyorlardı sanki içlerini dolduran baskı yapan bir şey varmış gibiydiler.Yeterince büyüdüklerinde altlarında bir kabartı oluştu ve orada biriken bir damla kolumun yanına düştü.Tıpkı kana benziyordu o sırada kafamı kaldırıp yukarı baktım ve bir damla daha düşmeye başladı.İki gözümün ortasına doğru düştü.Yüzümdeki çizgilerden dudaklarıma doğru ilerliyor ve yolunu çizercesine koyuluğunu bozmuyordu.Gözlerimi sımsıkı kapattım ve saymaya başladım 1-2-3.Bu benim böyle anlarda gerçek ile zihnimin yanıltmacaları arasında seçicilik yapabilmem için uyguldığım bir taktikti.Gözlerimi geri açtığımda hiçbirşey yoktu ne çatlaklar,ne de kan.Daha fazla uyumalıyım diye düşündüm.Son zamanlarda çok az uyuyor ,uyusam da gördüğüm kabuslardan dolayı hiç dinlenemeden güne devam ediyordum.
Ayağa kalkıp parmak ucumda ilerledim.Gardırobumun kapağını açıp akşam için bir kıyafet aramaya başladım.Elime ilk olarak o meşhur kırmızı elbisemi aldım. Sırt dekoltesi olan dar kesimli,uzun etekli olan bu elbise kesinlikle bana en çok yakışan elbisem ve bu geceye yakışırdı da. Fakat sonra bugün yeterince kırmızı gördüğümü düşünerek mavi olanı seçtim.Kapağı kapatıp kırmızıyı tekrar karanlığa gömdüm.

Zamanı GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin