9.Bölüm

50 2 2
                                    

“Efendim?” diyerek açtım telefonumu, arayan tabii ki Atilla’ydı.

“Bugün ne yapıyorsun?” diye sordu.

“Birkaç işim var sonraa evdeyim.” Dedim önümdeki kadına gülümserken.

“O zaman hiç itiraz kabul etmiyorum bize geliyorsun.” Dediğinde iç çektim.

“Atilla gelemem…” bahaneler üretmeye hazırlanırken Atilla lafımı kesti.

“Ben değil annem istiyor Ecrin. Tabi bende istiyorum ama fikir ondan çıktı. Eğer tamam demezsen telefonu ona vereceğim. Şimdi… Geliyorsun değil mi?” O kadar hızlı konuşuyordu ki olmayan geveze kız arkadaşım gibiydi.

“Pekala, tamam.” Diyerek yenilgiyi kabul ettim, Semra Teyze devreye girince hayır diyemiyordum.

“O zaman işin bittiğinde seni alıyorum.” Dedi zaferle.

“Tamam, mesaj atarım.” Diyip aramayı sonlandırdım.

Çiçekçi kadından beyaz renklerden oluşan bir çiçek buketi aldıktan sonra bir de menekşe buketi hazırlamasını istedim. İki buketi de kucağıma aldıktan sonra ödemeyi yaptım ve çiçekçiden çıktım. Gideceğim yer çokta uzakta olmadığı için yürümeye başladım. Mayıs ayında olmamıza rağmen kasvetli bir hava vardı, bu benim için sorun değildi ama anneler gününe yakışmıyordu. Buketlere zarar vermemeye çalışarak adımlarımı hızlandırdım. Birkaç dakika sonra nihayet varmıştım. Mezarlık… Çoğu insan-özellikle kızlar- için korkutucu olan bu yer bana huzur veriyordu. Buketleri duvarın üstüne koyup siyah şalımı başıma geçirdikten sonra tekrar kucağıma aldım. Aralık olan yeşilin koyu tonlarındaki renkte kapıdan içeriye girdim. Birkaç aile dışında kimse yoktu. Azıcık yürüdükten sonra annemin mezarlığına ulaştım. Kirlenmiş olan mermeri temizleyip oturduktan sonra annemin adı yazan mermeri de temizledim. Karışık buketi üzerine bıraktım.

“Merhaba ben geldim. Evet evet şikayet etme, berbat bir evlat olduğumu biliyorum, anne. Babamı üzüyorum, son zamanlarda o kadar olmasa da onu çok üzdüm, özür dilerim kocana iyi bakamadım. Çok şanslı bir kadın olduğunu bilmelisin, senden sonra hiçbir zaman yeniden evlenmeyi düşünmedi. Sadece onu biraz fazla yoruyorum ama sana kızmıyor merak etme. Seni özlüyorum, o da özlüyor. Sana olan aşkı hiç bitmeyecek gibi, biteceğini sanmıyorum. Bilirsin bu tarz konuşmaları yapamam. Yılda toplasan 3 kez geliyorum, seni biraz yalnız bırakıyorum özür dilerim ama yakında yalnızlık çekmeyeceksin. Ziyaretlerimi sıklaştıracağım gerçi babam her fırsatta geliyor ama olsun. Yeni şeyler hissediyorum, keşke yanımda olabilseydin, evet her zaman kalbimdesin ama öyle olmuyor işte. Sana anlatmak isterdim, sana sarılmak isterdim, seninle ağlamak isterdim. Bilirsin şuan olduğu gibi hayalinle konuşmak yerine gerçek sen ile konuşmak isterdim. Kokunu gerçekten özledim.” Gözümden süzülen yaşı elimle sildikten sonra kendimi toparladım. “Gitmem gerek.  Menekşeler sana değil üzgünüm, bunlar erkek arkadaşımın annesine. Pabucun dama atıldı prenses.” Derken gülümsedim. “Seni seviyorum anne.” Dedikten sonra yerimden kalktım ve mezarlığın çıkışına doğru ilerledim. Telefonumu çantamdan çıkarıp Atilla’ya mesaj attım. Mezarlıktan çıkınca başımdaki şalı boynuma doladım.  Durağa doğru yürürken Atilla 15 dakika içersinde geleceğini belirtti. Durağa oturup onu beklemeye başladım. Belirttiği gibi 15 dakikaya gelmişti. Ön koltuktaki yerimi aldığımda yanağıma bir öpücük kondurdu.

“Ah menekşeler.” Dedi yüzü suçlu bir yüz ifadesine bürünürken.

“Unutacağını tahmin etmiştim.” Dedim bilmişlik taslayıp.  

“Unutmamıştım ya alacaktım…” dediğinde ona baktım.

“İnanmamı beklemiyorsun değil mi?” diye sordum.

“Hayır.” Dedi başını sallayarak ve önüne dönüp arabayı sürmeye başladı.  Evlerinin önüne geldiğimizde arabadan inip onu bekledim. Arabayı park ettikten sonra yanıma gelip boşta kalan elimi tuttuktan sonra eve ilerledik. Anahtarıyla kapıyı açtıktan sonra içeriye girdim. Kapıyı kapatıp arkamdan geldi ve elini belime yerleştirdi. Buketi Atilla’ya uzattım.

“Hayır, sen aldın sen ver.” Dedi gülümseyerek

“Geldiniz mi?” diye seslendi salondan Semra Teyze. Salona girdiğimizde bize sevinçli gözlerle bakıyordu. Son gördüğümden daha solgun ve yorgun gözüküyordu. Hastalığı ilerlemiş olacaktı.  Atilla hediyesini ben gelmeden vermiş olacak ki boynuna takmıştı bile. Elimdeki buketi ona uzatıp “Bunlar sizin için, biz birlikte aldık.” Dedim Atilla’ya bakış atıp. Buketi kucağına alıp bana minnettar gözlerle baktı, daha sonra yanımızdaki yaşı fazla olmayan kadına -Semra Teyze’ye bakıp yardımcı olduğunu tahmin ediyorum- uzattı. “Bir vazoya koyar mısın?” diye rica ettiğinde kadın “Tabii.” Diyerek yanımızdan ayrıldı. Ardından bana dönüp “Gel de sana bir sarılıyım, ayrıca bana siz diye değil sen diye hitap etmeni istiyorum.” Dediğinde gülümseyip ona doğru eğildim. Güçsüz kollarını bedenime sardığında yine huzur dolmuştum. Kollarını benden ayırıp Atilla’ya baktı.

“Ve Minacığım, ikimizde biliyoruz ki menekşeleri sen aldın, benim odun oğlum bu tür şeyleri unutur. Bu kolyeyi nasıl aldı ona bile şaşıyorum.” Dediğinde kıkırdadım.

“Aslında onu da Mina seçti.” Dedi Atilla elini belime yerleştirip. Semra Teyze gülümseyerek “Ya işte biliyorum ben malımı.” Bakışı attı.

"Atilla'ya haksızlık etmeyelim, menekşeleri sevdiğini o söyledi." dediğimde Atilla'ya gülümsedi. Yardımcı olan kadın geri geldiğinde “Masa hazırsa yemeğe geçelim.” Dedi Semra Teyze. Yardımcı kadın onun kalkmasına yardım ederken Atilla beni masaya götürdü. Masa yine müthiş kokan yemeklerle donatılmıştı. Sandalyelerden birine yerleşirken Atilla’da önüme yerleşti. Semra Teyze de oturduğunda “Harika gözüküyorlar, ellerine sağlık.” Diyerek gülümsedim. O ise gülümsemeye devam ederken hüzünlü bir şekilde baktı. “Ne yazık ki artık kendimde yemek yapacak gücü bulamıyorum ama Nergis Hanım sağolsun, yokluğumu hissettirmiyor.” Dedi yardımcı kadına gülümseyerek. “Nergis yemediysen ne olur sende bize katıl.” Diye ekledi ardından. Pot kırmıştım ama fazla üzerinde durulmadığından sorun olmamıştı. Nergis Hanım bu teklifi kibarca reddettikten sonra yanımızdan ayrıldı.

“Hadi bakalım soğumadan bitirelim şunları.” Dedikten sonra önüme döndüm. Atilla ile birkaç saniye göz göze gelince gülümseyip yemeğimi yemeye başladım.

Birkaç saat Semra Teyze ve Atilla ile vakit geçirdikten sonra eve döndüm. Yıllar sonra ilk defa anneler gününü başkasıyla geçiriyordum ve bu yalnız geçirmekten çok daha iyiydi.

Yeryüzündeki ve gökyüzündeki tüm annelerin Anneler Gününü kutlarım, sevgilerimle.   

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YasaklıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin