Yoksa herşey daha yenimi başlıyordu ?
Hala gözlerimi açacak cesaret bulamıyordum. Matt adımı defalarca kez tekrarlıyordu ama sonuç başarısız. En sonunda kapının kırılma sesini duyduğumda olduğum yerde ikinci bir çığlığı attım. Hala gözlerimi açamıyordum. Kurtuluşa bu kadar yaklaştık hatta kurtulduk ama o zaman bu ne yeniden mi başlıyoruz ?.
Gözlerimi açtığımda Matt beni kucağında salona doğru taşıyordu. Kafamı arkaya çevirdiğimde Deamon boş gözlerle banyonun içine bakıyordu adını seslendiğimde yerinden fırladı bana baktı ve gülümsedi.
Matt beni koltuğa bıraktı ve yanıma çöküp elimi tuttu. Bana neler olduğunu soruyordu ama cevaplayamıyordum sadece mavi gözlerine sabitlenmiş ona bakıyordum. Kafasını anlamaz bir tavırla sallayıp ayağa kalktı ve Deamon'a bana kıyafet vermesi için seslendi. Deamon birkaç saniye sonra ''Tamam'' diye cevap verdi. Matt yine yanıma çöküp bana ''neler oluyor''diye sorduğunda bu sefer tüm gördüklerimi ona anlattım. Bana durumumu anlar şekilde bakıyordu ama bir kaç saniye sonra '' olayın etkisindesin Nora, kurtulduk'' dedi. Ona inanmayı istiyordum belkide sadece yine deliriyorumdur.
O otelde olanlar orada kaldı atık buradayız yeni bir yer yeni bir yaşam. Derin bir nefes aldım ve ayağa kalkıp korkak ve yavaş adımlarla Deamon'un odasına doğru yürümeye başladım. Bana kıyafetlerimi getirmemişti. Koridorun sonundaki kirli kapı onun odasına açılıyordu, kapısını çaldığımda ''gir''dedi. Kapıyı açtığımda dolapta birşeyler karıştırıyordu yanına gittim ve bana uzattığı sweatshirtü ve eşofmanı aldım. Birkaç dakika boyunca gözlerimin içine baktı sonra kalktı ve bende ''teşekkürler'' deyip odadan çıktım, onda garip birşeyler vardı üzgündü ya da yorgundu belkide daha fazlası.
Tuvalete yeniden girdim ve birkaç dakika boş gözlerle daha demin o garip yaratığı gördüğüm yere baktım. İçim ürperdi ve üzerimi giyip dışarı çıktım. Deamon'un bedenine göre sweatshirtü bana 4-5 beden büyük geliyordu ve içinde kayboluyordum. Salona doğru ilerlediğimde Matt güçlü bir kahkaha attı ve bende onun gülüşüne karşılık suratımı ekşittim. Yanına oturduğumda birkaç dakika bana baktı sırıttı ve sonra arkasına yaslandı. Deamon hala gelmemişti ve onu merak ediyordum. Ayağa kalktım ve koridora doğru ilerledim ama geç kalmıştım Deamon banyodaydı ve yıkanıyordu.
Matt'in yanına döndüğümde '' eve gitmek'' istiyorum diye birşeyle mırıldandım ve kafamı kucağına yasladım. Ne dediğimi bende bilmiyordum ama yorulmuştum.
***
Gözlerimi açtığımda burnuma yoğun bir erkek şampuanı kokusu geliyordu, tahminimce ikiside yıkanmıştı çünkü kafamı bacaklarına yasladığım Matt'in yerinde şu anda kafamın gömüldüğü yumuşak bir koltuk vardı. Kendimi dikleştirdim ve masanın üzerinde duran otomatik saate baktım saat gecenin 3 üydü hava kapkaranlıktı neden bu saate uyanmıştımki ? Beynim içeri git ve başkalarını uyandır çünkü sabaha kadar uykun gelmeyecek diyor bedenim ise otur oturduğun yerde çok üşendim diyor. Birkaç dakika daha oturduğum yerde bekledikten sonra beynim kazanmıştı. Ayağa kalktım ve sessiz adımlarla koridora doğru ilerlerdim.
Ama ne yazıkki Deamon'un bana birkaç beden büyük gelen eşofmanı yüzünden o karanlıkta birşeye takılıp yere yapıştım. Canım acımıştı ama canımın acımasından öte tüm evi ayağa kaldırmıştım. Derin bir nefes aldım kendimi ayağa kaldırdım ve paçalarını kıvırdım. Koridorda yürümeye devam ederken dalmış olmalıyımki önümde duran bedene yapışıverdim ve bunun olmasıyla sesli bir çığlık attım. Deamon önümde kocaman bedeniyle durup bana bakıyordu ona çarpık bir gülümseme attıp ''sadece size bakmaya geliyordum'' dedim. Deamon kafasını olumlu anlamda salladı ve beni salonun yönüne doğru çevirip itekledi. Arkamdan geliyordu.
Hızlı adımlarla koltuğa oturdum ve onun gelmesini bekledim ama ortalıkta yoktu. Bu ne yapıyordu böyle, onu hissetmiştim arkamdan geliyordu. İçim yine ürpermeye başlamıştı. Sesimi yükseltip onun adını seslendim ''DEAMON''. Ve bunu defalarca tekrarladım ama ses yoktu. Ya beni kandırıyordu ya çok yorgundu ya da beni takmak istemiyordu. Her zaman yaptığım gibi koridora kafamı çevirmeden direk kapının önündeki telefona koştum ve ailem öldükten sonra benim nüfüsümü üzerine alan Megan teyzemi aradım, ama telefon çalmıyordu veya arama yapılmıyordu. Hat kesikti. Belki fatura belkide Deamon yapmıştı bunu. Telefonu sinirli bir şekilde koltuğa bıraktım ve koşarkak Deamon'un odasına girdim ve sinirli bir şekilde kapıyı açtım.
Odada Deamon'dan iz yoktu. Yorganları kaldırdım tuvalete baktım ama yoktu. Matt'in kaldığı misafir odasına girdiğim zaman Matt yatakta kıvrılmış bir şekilde uyuyordu. Yanına çöktüm ve birkaç defa adını fısıldadım. Matt gözlerini uykulu bir şekilde açtı ve açtığı gibide ayağa dikildi. Bir kaç saniye içine gözleri karanlığa alıştı ve ''siz ne yapıyorsunuz burada''diye sordu. Siz mi ? Siz kim di. Burada sadece ben vardım.
Ani bir hareketle arkamı döndüm ve Deamon'u duvara yaslanmış ve ellerini kavuşturmuş halde bize bakarken gördüm. Onu gördüğüm anda yatağın üzerine çıktım ve Matt'in arkasına oturdum. Deamon peşimden gelip ''neyin var Nora'' diye sorduğunda gözlerinin içine bakıp ''Beni sadece eve götür Deamon'' dedim. Deamon bana anlamaz gözlerle bakarken '' Tamam Nora nasıl istersen'' dedi. Biraz daha orada o şekilde durduktan sonra kafasını yeniden bana çevirip ''Yanlız bir şartım var bizde seninle gelicez ve orada kalacağız'' dedi. O anda herşeyden çok eve gidip Megan teyzemi aramak ve daha sonrasında yatağıma girip korkusuz ve rahat bir şekilde uyumak istiyordum. Deamon'a bakıp kafamı olumlu anlamda salladım. Eve gidiyordum...