Deamon...
Ama olamazdı...
Çok fazla siyah...
Tanrım bu Deamon'du.
Matt'e baktığımda bana sessiz olmamı yalvarır gözlerle bakıyordu ama bunu yapmayacağımıda tahmin ediyordu, o Deamon'du hernekadar bizim Deamonumuz olmasada oydu .
''Deamon?'' adını seslenmemle tüm evde garip bir sessizlik oluştudu. Matt ağzından küfürler savururken hepsinin bana olduğunu biliyordum, haklıydıda. Deamon onun adını haykırmamla daha çok siyaha bürünmüştü, ne düşünüyordumki onu çekip kurtaracakmıydım ? David'i ve diğerlerini kurtaramadım.. Deamon'u kurtarmayı başarabilecekmiydim?
Matt kolumu tuttuğunda derin düşüncelerimi kafamdan atmıştım aklımda olan tek şey kendimi ve Matt'i bu evden çıkarmaktı. Matt eliyle çıkış kapısını gösterdiğinde kafamı salladım, her yolu denemeliydik. Yavaş adımlarla oraya yaklaşırken Deamon'da bize yaklaşıyordu ama bir gariplik vardı siluet bize yaklaştıkça değişiyordu sanki Deamon değildi... Matt bunu anlamış olacakki durdu ve silueti incelemeye başladı . O farklıydı daha geniş bir beden , daha büyük eller belki daha çok güç. Matt ''O Deamon değil Nora'' diye bağırdığında kafamı sallamakla yetindim. Matt'in bana ne söylemeye çalıştığını biliyordum Deamon'u burada bırakmayacaktık. Yavaş adımlarla koltuğun arkasına doğru yürümeye başladık ama onu kızdırmış olmalıydık çünkü hızlandı ve Matt'İn üzerine atladı.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum Matt siyahla kaplanırken avazı çıktığı kadar ''Kaç'' diye bağırdı ama hayır bunu yapmayacağımı anlamalılardı ben hiçbirzaman hiçkimseyi arkamda bırakmadım, bırakmıycam... Sağıma baktığımda gördüğüm tek şey karanlık mutfakta parlayan gümüş bıçaktı ve ben şimdi o bıçağı , o garip maddeye bulamaya gidiyordum. Mutfağa girdim bıçağı aldım ve tam emin adımlarla dışarı çıkacakken karşımda Deamon belirdi ve '' Matt'i kurtarmayı düşünmüyorsun değilmi Nora'' dedi. '' Evet onu kurtarmaya gidiyorum ve sende bana yardım ediyorsun'' deyip yanından geçmeye yeltendiğimde beni iri koluyla tuttup '' hayır hiçbir yere gitmiyorsun , o öldü'' dedi. Yüzünde bir gıdım bile tebessüm belirmemişti. Kolunu ittip ''belki ölmedi'' diye bağırdığımda '' o ölmediyse sen öleceksin'' diye cevap verdi ama Matt'e söz vermiştim onu asla ama asla arkamda bırakmıyacaktım hemde en son olanlardan sonra. Bıçağı alıp koluna geçirdiğimde avazı çoktığı kadar bağırdı ve onun bağırmasıyla koşarak siyah şeyin üzerine atladım. Tek gördüğüm şey Matt'in simsiyah suratıydı, adını seslendiğimde bana bakıp bakmadığını anlayamıyordum simsiyahtı.
Bıçağı nereye geçireceğimi bilmediğim için doğruca salladım ve garip birşey oldu heryer aydınlandı ve tekrardan siyaha döndü. Nereye bakmadığımı bilmeden boş gözlerle etrafa bakıyordum. En sonunda şoku atlatıp kendime geldiğimde yanımda yatan Matt'i fark ettim . Kalkıp baktığımda ne olup bittiğini anlayamamıştım yüzü bembeyazdı. Adını seslendiğimde mavi gözleri araladı ve öyle kalktı o da benim gibi alışmaya çalışıyordu en sonunda o da şoku atlattığında ani bir hareketle ayağa kalktı ve gözleri sonuna kadar açıldı. Göz bebekleri kaymıştı ve ağzını sonuna kadar açıp anlamadığım şeyler mırıldanıyordu, belki bir mesajdı belkide bir uyarı ama umrumda bile değildi. En son gücümle Matt'e tokat attığımda gözleri eski haline döndü , birkaç dakika gözlerimin içine baktı ve sonra olayların şoku yüzünden olduğunu düşündüğüm şeyi yaptı ve kustu.
***
İkimizde kendimize geldiğimizde Matt'e ne söylediğini sordum o ise ''sadece karanlığa girdiğimi hatırlıyorum Nora'' dedi. Ona Deamon'u gördüğümü söylemek istedim ama sonra onun beni Matt'i kurtarrmıyım diye engellemesi aklıma geldi ve vazgeçtim. Matt ''Deamon'u bulup buradan gitmek zorundayız'' dediğinde Deamon'u her ne kadar bulmak istemesemde buradan çıkmak için evet demek zorundaydım.
Ev simsiyahken tek görebildiğim şey Matt'in silüetiydi. Merdivene vardığımızı Matt'in ayak seslerinden anladım ve ona adım uydurdum. 10-11 -12 -13 Ve en sonunda 20 . Düz yola adımımı attığımda ayağımın altına gelen yapışkan sıvıyla irkildim ne olduğunu bilmiyordum ama kan olmaması için dua ediyordum. En sonunda tahminimce benim odamın önünde yeni bir silüet belirdiğinde Matt ''Deamon'' diye bağırıp ona doğru koştu ve benim yapabildiğim tek şey '' Hayır'' diye bağırmaktı..