Karşımda neyin olduğunu bile bile izliyordum. Sadece birkaç adım ötemdeydi , nefesini hissedebiliyorum.
Ne olduğunu bilmiyordum . Bir çocuk , ya da daha büyük bişi ?. Bunu yüzünden anlamanız gerçekten çok zordu , etraf karanlıktı ve onun oyulmuş gözlerinden başka hiçbir şey göremiyordum. Gözlerimi biraz aşağı indirince ağzını gördüm, ağzında birşey vardı sanki dilini başka bir şekilde dikmişler gibiydi , Tanrım bu görüntüyü bir daha asla unutacağımı düşünmüyorum.
Daha sonra garip birşey oldu karşımdaki şey bir iki saniyeliğinede olsa kayboldu, Matt kolumu tuttup korku dolu bir sesle ''Gitmeliyiz Nora'' dediğinde hareket edemiyordum, boğazım yanıyordu ve titriyordum. Deamon ortalıkta yoktu , zaten bu zamanlarda onu hiç yanımızda görmemiştim. Hala karanlığa bakarken o şey bu sefer daha yakından çıktı bu defa gözlerinin içini görmüştüm, kurumuş kanı ve damarları ,elimde olmadan çığlığı bastım ve benim çığlığı basmamla Matt'in beni belimden tuttup merdivenlere itmesi bir oldu . Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. arkamda ne olduğunu bilmeden .
Matt bir ara arkasına baktığında gözleri büyüdü ve '' daha hızlı Nora'' diye bağırdı, ben ise arkama bakmaya o kadar çok korkuyordumki yön değiştirirken bile gözlerimi kapatıyordum. En sonunda tahminimce depoya geldiğimizde kapıyı arkamızdan kapatım kilitledik ve içeride ne varsa kapıya dayadık . Depo bir yatak ve bir dolabın sığacağı büyüklükteydi ve genelde temizlik malzemelerini falan koymak için kullanırdık. Matt küçük bir fener yaktığında rahatlamıştım . Kapıya en uzak duvara sırtımı dayayıp ağlamaya başladım , Matt yanıma oturduğunda bana sarıldı ve ''Üzgünüm Nora'' dedi,o bunları söylerken neden Deamon'un yanımda olmadığını düşünüyordum.
Saatleri saatleri kovalıyordu ama hala olanları atlatamamıştık , titremem yeni yeni dururken Matt hala boşluğa bakıyordu , gözlerindeki korkuyu görebiliyordum. Kapının kolu oynamaya başladığında avazım çıltığı kadar bağardım. Matt elini ağzıma götürdüğünde '' Sakin ol Nora'' diye bağırdı. Nasıl sakin olmamı bekleyebilirdiki ? Matt kapıya yaklaşıp ''Deamon senmisin?'' diye bağardığında hala ses yoktu ama kapı kolu daha hızlı hareket etmeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra sessizlik olduğunda Matt bana dönüp '' Ben dışarıya bakıcam Nora , burada kal'' dedi. Ayağa kalktım ve sesimi en yüksek seviyeye getirerek '' Sen aklınımı kaçırdın?'' diye bağırdım. Matt ''buradan çıkmalıyız Nora yoksa onlar bizi öldürmeden biz burada çürüyerek ölücez'' diye bağırdı. Kafamı sallayıp ''Sen delirmişsin'' dediğimde '' Hangimiz normalizki'' diye karşılık verdi ve daha sonra kapıya yöneldi sırayla eşyaları kapıdan uzaklaştırıyordu ve en sonunda son eşyayıda kapıdan çekince koluna yapışıp ''Lütfen yapma Matt'' dedim. Matt mavi gözlerini gözlerime dikip ''Eğer geri dönmezsem ..... -burada çenesi titriyordu- burada kal ve anahtar deliğinden sabah olmasını bekle, sabah olduğunda ise koşabildiğin en hızlı şekilde koş ve çık bu evden'' dedi. Gözleri hala gözlerimdeyken kolunu bırakmamıştım. Yüzünü yaklaştırdı, o kadar yakındıki nefes alamıyordum ve daha sonra o yapmaz dediğim şeyi yaptı ve sıcak dudaklarını dudaklarıma bastırdı, birdaha hiç göremeyecekmiş gibi öptü ve dudaklarını çektiğinde hareket edemiyordum , gözünü anahtar deliğine dayadı ve kapıyı açtı , derin bir nefes aldı ve son defa arkasını dönüp ''Seni seviyorum'' dedikten sonra karanlıkta gözden kayboldu.
Kapıyı hızlıca kapatıp, tüm eşyaları yeniden kapıya dayadım ama bu sefer anahtar deliğini açık bırakmıştım, sırtımı yine duvara yaslarken aklımda hala o kelimeler vardı ''Seni seviyorum, Seni seviyorum , Seni seviyorum '' . Tanrım, Nora gitmesine nasıl izin vermiştin. Ben bunları düşünürken gözlerim kapandı...
***
Gözlerimi açtığımda ilk söylediğim şey ''Matt geldinmi'' oldu ama gelmemişti odada sadece ben ve eşyalar vardık . Anahtar deliğine gözümü yasladığımda pencerelerden içeri giren ışığı gördüm ,sabah olmuştu ama benim dışarıya çıkacak cesaretim yoktu . Delikteki gözümü pencereden salona çevirdiğimde koltukların arkasında bir hareket olduğunu gördüm ve Matt olması için içimden hiç olmadığı kadar dua ettim.
Tüm cesaretimi toplayıp kapıdan eşyaları çekerken Matt'in sözleri yeniden aklıma geldi ''Kaç. Kaç.Kaç'' Kaçmalıydım ama onu burada bırakamazdım , şu ana kadar dönmüş olması gerekiyordu ama belkide beni almadan gitmişti, dünkü olayları düşününce bunu imkansız olacağını düşündüm ama yinede bir ihtimal vardı. Tüm eşyalar bittiğinde küçük feneri elime aldım ve kapı deliğinden son bir defa bakıp kapıyı araladım. Şimdi önümde iki seçenek vardı ya hiçbir şeklde etrafa bakmadan direk çıkacaktım ya da Matt ve Deamon'u bulmak için eve bakıcaktım. Aklımda olan ilk fikir koşarak camdan çıkıp kurtulmaktı ama diğerleri bana bunu yapmazdı bu yüzden adımlarımı teker teker koltuğun yanına yönelttim, gördüğüm kişini Matt olmasından dolayı o kadar rahatlamıştımki gözlerim yaşarmıştı . Matt bileğimden tuttup beni yanına çektiğinde yanlış giden birşeyler olduğunu anlamıştım.
Parmağıyla gösterdiği yere bakınca onu gördüm.... Deamon....