Matt'e korku dolu gözlerle bakıyordum o da bana aynı ifadeyle karşılık veriyordu. Aklıma Deamon'a seslenmek geldi ama sonra bana bakışını hatırladım ve sesim kesildi. Matt benim yerime bağırdı, ama ayak seslerinden başka ses yoktu. Bekliyorduk dakikalar dakikaları kovalıyordu ama Deamon yoktu. Hiçbirimiz kapıyı kapatmaya veya kapının yanındaki ışığı açmaya cesaret edemiyorduk. Matt'in kolu olayın şokuyla hala kolumdaydı, hiçbirimiz hareket edemiyorduk. Matt ne olduğunu biliyordu, bende biliyordum.
Ani bir cesaretle kapıyı kapamaya koştum ama koridorun karanlığından bir el beni tutup koridora çekti. Attığım çığlık tüm evde yankılanırken, boğazımın acısıyla gözlerim yaşarmıştı. Birşey beni kolumdan tuttuyordu gözlerimi açmaya cesaret edemiyordum. Biraz sesizlikten sonra kolumu tutan el ''gözlerini aç Nora, benim Deamon'' dedi. Gözlerimi açtığımda Deamon bana sinirli gözlerle bakıp ''beni ne kadar korkuttuğunuzu biliyormusunuz'' diye bağırdı.
Deamon'un bağrışıyla Matt odadan çıkıp derin bir oh çekti. Işıklar aniden yanmıştı ve Deamon'un ağzının kenarındaki kanı görebiliyordum. Belli etmemeliydim. Ne kadar az bilirsem o kadar güvendeyim. Deamon'un kolumu tutan elini sallayarak ittim ve hızlı adımlarla odama girip kapıyı kapattım.
***
Akşam saat 3.00 gibi gözlerim ağır bir şekilde açıldı. Ahh ! en nefret ettiğim şey uykumun bölünmesi. Yatakta ne kadar debelensemde bir türlü uykum gelmedi ve bende çağreyi kalkıp biraz oyalanmakta buldum. Kapıyı açtığımda tüylerim nedensiz bir şekilde diken diken olmuştu ve bu olay uykumu tümüylen bitirmişti. Hızlı adımlarla merdivene ilerlerdim ve aşağıya indim. Salonda yanan tek ışık televizyondan geliyordu. Nedesiz bir şekilde açıktı bunu ya Deamon ya da Matt unutmuştur diye endişelenmedim ve oturup kanalları değiştirmeye başladım.
Boğazım çığlık yüzünden yanıyordu ve bende kalkıp su içmeye mutfağa gittim. Salona geri döndüğümde televizyonda bozuk ekran görüntüsü vardı ve yüksek sesle cızırtıyordu. Koşarak kumandayı buldum ve televizyonu kapattım. Birkaç saniye sonra kimsesnin kalkmadığına emin olarak rahatladım.
Koltuğa geri uzandığımda artık göz kapaklarım kendiliğinden kapanıyordu. Bende en sonunda direnmeyip kendimi karanlığın kollarına bıraktım.
***
Yeniden gözlerimi açtığımda gözüm duvardaki saate takıldı saat 4.20 ydi. Kafamı televizyona doğru çevirdiğimde televizyonun yanındaki 2 çift siyah gözle bana bakan Deamonu gördüm. Gözlerimi kapatıp açtığım her dakika bana daha çok yaklaşıyordu. En sonunda avazım çıktığı kadar bir çığlık attığımda saat 9.30 'du. Tanrımm sadece bir rüyaymış. Gözlerimden istemsizce akan yaşlara aldırmadan yukarı çıktım ve korkumu gizlemeden Matt'in odasına girip ayaklarının ucuna oturdum. Onun yanında güvende hissediyordum , bana inanan birinin yanında.
Matt yavaş yavaş gözlerini açarken bende olayın etkisinden kendimi kurtarmıştım.Matt beni görünce aniden doğruldu ve ''iyimisin '' dedi. O bu soruyu sorana kadar titrediğimin farkında değildim, örtüyü üstüme örttü ve ''sana su getiriyim'' deyip aşağı indi. İçimden ona gitme demeye çalışsamda ağzımdan hiçbir şey çıkmıyordu. Kocaman odanın bir köşesinde üzerimde battaniyeyle titriyordum. Odanın içine giren Deamon'a bile bakamıyordum, bana neler oluyordu böyle.
Kafamı ağır ağır çevirdim ve bana doğru gelen normal halinde olan Deamon'u gördüm. Gelip bana sarıldı ve üzgün bir sesle ''birşeyler oluyor Nora''dedi. Dediğinden hiçbir şey anlamamıştım. Olan olaylar hepsinde o vardı ama neler olduğunu bilmiyordu. Ona onay vererek kafamı salladım ve kafamı omuzuna koyarak '' gidelim buradan'' dedim. Yüzüme baktı, derin bir nefes aldıktan sonra ''nereye gitsek aynı şeyler olacak Nora, eninde sonunda onlardan biri olucaz''. ''Onlardan Biri Olucaz'' .Matt odaya girene dek bu cümleyi kafamda tekrarladım ve Matt bana suyu uzatmadan ayağa kalktım ve onu elinden alıp Deamon'un yüzüne boşalttım ve o anlık sinirimle '' Seni bilmiyorum Deamon ama ben savaşıcam. Ne olursa olsun bunu yenicem. Onlar arkadaşlarımı aldı , benide almalarına izin vermeyeceğim'' diye bağırdım ve odadan çıktım.
Yaşlı gözlerim yüzünden heryer bulanıktı , arkamdan gelen ayak seslerini duyabiliyordum ve bunların Matt'e ait olduğundan adım gibi emindim. Odama girdiğimde yatağımın altındaki bavulu çıkarttım ve gerekli herşeyi içimden binlerce kez küfür ederek bavulun içine koydum. En sonunda artık hiçbir şey göremezken Matt elimi tuttu ve bana sarıldı. O kadar çaresizdimki. Neler yaşadığım hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bu olaydan kaçışta yoktu.
Matt'i ittim ve bavulun kapağını kapadım. Matt koşar adımlarla kapıya gittiğinde ilk başta ne yaptığını anlayamamıştım ama sonra odadan çıkmama izin vermeyeceğini anladım. Odamın loş ışığısadece duvardaki gölgeyi görmemi sağlıyordu. DUVARDAKİ GÖLGEYİ. Tanrım Deamon'un gölgesi Matt'in arkasında ne arıyordu ki bu imkansızdı bu yüzden tahminimce Deamon benim arkamdaydı. Hareket edemiyordum. Matt'in mavi gözleri sonuna kadar açılmıştı ve tek yapması gereken beni bırakıp kaçmaktı... Ben galiba artık onlardan biri olacaktım.