#BenimTanıdığım

521 28 1
                                    

 (Yukarıdakiler Miray'ın arkadaşları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 (Yukarıdakiler Miray'ın arkadaşları..)

 Ah yine okul vardı dimi ya, yine sabah uyandım ve yine elimi yüzümü yıkadım. Üstüme full siyah giyindim ve evden hızlıca çıktım. Bir de evden çıktığımda ne göreyim.. Kapımda bir adet Serkan vardı.

''Senin burada ne işin var?'' dediğimde arabasından çekilip yanıma geldi.

''Dün için gerçekten ama gerçekten özür dilerim. Beraber gidelim mi?'' dediğinde gözlerine bakıp kabul ettim ve arabasına bindim. Yol boyunca o konuştu ben konuşmadım. Okulun önüne geldiğimizde durdu ve bana döndü.

''Sırf senden Liderliği aldığım için mi yüzün asık?'' dedi ve ellerini saçımda gezdirdi.

''Sen gerçekten beni hiç tanımamışsın!'' dedim ve kafamı hızla çekip arabadan indim. O da hemen indi. Etrafta şunlar konuşuluyordu resmen ''oha , Miray ile Serkan barışmış mı?'' ama dinlememeye çalıştım ve okula girdim. Arkamdan konuştuğunu duyar gibiyim.

''Dur!'' dedi, durdum ve arkamı döndüm. Ellerini dizine koyup nefes almaya çalıştı. Tabii alamıyordu. Hemen yanına gittim.

''Serkan! Serkan iyi misin?'' dediğimde konuşamadı. Arabayı işaret etti.

''Ar-araba-arabada as-astım ilacım var.'' dediğinde koşarak arabaya gittim ve ilacı aldım. Ona uzattım tutmaya çalıştı ama elleri titrediği için yere düştü ilaç. İlaç yere düşünce Serkan da yere düştü ve nefes almaya çalıştı. Onu doğrultmaya çalışıyordum ama çok ağırdı. Nefessiz kalıyordu zaman geçtikçe. O sıra koşarak Boran geldi.

''Ne oluyor?''

''Nefes alamıyor..'' dediğim gibi onu doğrulttu ve yerden astım ilacını alıp ağzına koydu Serkan'ın ve tuşa bastı. Oksijen vermişti sanırım ki Serkan nefes almaya başlamıştı. Boran'a bakıp 'teşekkür ettim.' Sonra Serkan'ı tutup sınıfa çıkardım. Biz sınıfa gelince benimkilerde sonunda teşvik edebildiler okula.

''Miray ne oldu?'' diye girdi içeri Berk can ve yanımıza geldiler. Boranda girdi sınıfa. 

''Sanırım Serkan'ın astımı vardı. O yüzden nefes alamıyordu , Boran sağ olsun hemen yetişti. Kurtardı Serkan'ı.'' dedim ve Borana baktım.

''Çok bir şey yapmadım. İnsanlık görevimdi yardımcı olmak.'' dedi. Geri bizimkilere döndüm.

''Sen bilmiyor muydun zaten Miray?'' dedi Murat. Serkan hemen Murat'a baktı. 

''Neyi?'' dediğimde Murat ile Serkan bakışıyor idi. 

''Boş ver.'' dedi Murat ve sırasına geçti. Hoca da geldi zaten. Ben Serkan ile oturdum. Alihan Elçinle , Murat Gökçeyle, Berk can ise Rabia ile oturdu.

''Merhaba çocuklar, bugün yine aramıza biri katılmış. Son zamanlarda popüler oldu bu sınıf.'' dedi hoca. Göz devirip Serkan'a baktım. Sıraya kafasını gömmüş uzanıyordu. 

''İyi mi?'' diye seslendi Boran.

''Sanırım.'' dedim.

''Ben olmasam-'' sözünü kestim hemen.

''Sen olmasan da olurdu. Bir şekilde. Kendini bu kadar övme!'' dedim ve önüme döndüm.

''Gençler! Güzel bir sonbahar planımız var! Detayları şimdi açıklıyorum.'' dedi Hoca.

''Hadi hocam açıklayın artık!'' diye alayla söylendi Berk can. 

''Sonbahar da hani yapraklar dökülüyor ya-'' hoca devamını getirmeden Berk can yine atladı sözüne.

''Wowowow hocam bilmiyorduk!'' dedi gülerek. Bende gülmüştüm. Hoca ne kadar sinirlense de bir şey demedi.

''İşte bu nedenle sizinle bir ormana gideceğiz ve bu ormanda farklı farklı olan yaprakları toplayacağız. Ama yere düşen renklileri.'' dediğinde nedense Boran'a döndüm. O da bana döndü. Geri hemen önüme döndüm.

''Katılmak zorunlu mu?'' dedim. Hoca bana dönüp ;

''Elbette zorunlu!'' dedi ve derse geçti. Oflayıp Serkan'ın sırtına kafamı koydum. 

******************

Okul bitmişti artık hafta sonu olmuştu ama biz yine şu lanet okuldan kurtulamıyorduk. Çünkü yarın bir yere yaprak toplamaya gidecektik. Ben, bizimkilerle beraber Serkan'ın arabasını doluştuk. Serkan sürdü arabayı ve bir kafeye geldik arkadaşlarla. Kalabalık olduğumuzu içeriden deri koltuklu yere oturttular. Oturduğumuz gibi de Serkan konuşmaya başladı.

''Lan Berk Can!''

''Ne oldu Serkan?'' dedi Berk Can.

''Bugünkü okulda yaptığın gevşekliği yapmayacaksın!'' dediğinde kızlarla güldük.

''Ya Serkan sen neden geldin ? Miray bize böyle davranmıyordu?'' dediğinde Berk Can. Serkan ayağa kalkıp bir yumruk geçirdi ona. Bende ayağa kalkıp Serkan'a geçirdim.

''Ne yaptığını sanıyorsun sen!'' dedim ve yerime geri oturdum.

''Ben yokken tüm erkekler olarak gevşemişsiniz!'' dedi. O sıra da Murat ayağa kalktı ve Serkan'ın karşısına geçti.

''Biz mi gevşeğiz Serkan! Sana ne oldu bilader! Değiştin sen lan!'' diye bağırdı. Serkan bize bakıp gülüp Murat'a da bir tane geçirdi. Alihan da koşup Murat'ı tuttu. Bende Serkan'ı dışarı çıkardım. 

''Sen kimsin?'' dedim gözlerine bakarak.

''Ben Serkan Han!'' diye gürledi.

''Artık Serkan Han değilsin. Çünkü benim tanıdığım Serkan Han bu değil!'' dedim ve içeri girdim. Murat'ın yanağına bakıp ona su verdim. 

''Çok çok değişmiş!'' dedi Elçin.

''Miray sen bunla zamanında nasıl çıkmışsın yavrum..'' dedi Gökçe.

''Kesin yeter!'' diye cırladım.

''Sinirli galiba bizim Lider. Kızlar sessiz olalım bence.'' dedi Rabia. Hep beraber kafeden çıktık. Kapıdaydı hala Serkan.

''Gelin bırakayım evinize kadar.'' dedi. Hiçbirimiz cevaplamadık ve yürüdük. Yavaş yavaş evlerimize dağıldık. Tabii ben evin önüne geldiğimde Boranı gördüm.

''Yine mi sen? Valla git senle uğraşamıcağım.'' dedim ve anahtarla kapıyı açtım.

''Lütfen dinle..'' dedi. Durdum ve ona döndüm.

''Neyi dinlemeliyim?'' dedim.

''Anlatacaklarımı..'' dedi ve gözlerimiz pür dikkat birleşti.



İyiler ve Kötüler (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin