Her ne kadar çevresi ve arkadaşlarıyla arası iyi olsa da Ömer'in bağları sağlam olmayan bir aile ilişkisi vardı.Bu yüzden her eve gidiş Ömer'e için bir bitiş gibi geliyordu.Eve yaklaştıkça ruhu daralan Ömer bir yandan da Fatih öğretmenin sorusuna Enes'in verdiği cevabı düşünüyordu.
Bunu pek önemsemese de apartmana girene kadar bir oyalanma şekli bulmuştu.
Kendi kendine "Şu şişmana bak be " diyerek mırıldanıyor ve gülümsüyordu.Soðuk iyice keskinliðini arttýrdýðý için biraz hýzlý adýmlar atmaya baþladý.Apartmanın önüne geldiğinde durup soğuktan korumak için yeşil montunun cebine soktuğu ellerini çıkardı.
Baş parmaklarını çantasının koluna takarak öylece apartmana baktı.Derin bir nefes çekerek yeniden söylenmeye başladı
"Yine geldin oğlum Ömer kürkçü dükkanına. Seni anlamayan herkes sanki aynı apartmana toplanmış. Sürekli operasyonlarda neler yaşadığını anlatan ve beni disiplinsiz bulan Emekli Albay Nazmi amca, Üst komşu Nazan teyzenin ukala ve mahalleye sığmayan havalarıyla üçüncü sınıf parfümleri üzerlerine boşaltan ikiz kızları, sol gözünün üstünde et beni bulunan, sigaradan bıyıkları sararmış ve çatallanmış sesiyle her şeye meraklı kapıcı Veli ve tabiki bizim ev.
"Neyse dondum lan." diyerek binanın demir kapısını usulca açarak içeri yöneldi.
Ağır ağır merdivenleri çıkmaya başladı.
Apartmanın otomatik sensörlü ışıkları Ömer'in geçtiği her katta yanıyordu. "Ulan bir kız bile benim için senin kadar yanmadı sadık lambam" diyerek alaycı bir o kadar da sitemli cümle kurdu. Gülümsüyordu.
Fakat yalnızca gülenin kendisi olmadığını onun gülüşünü bastıran bir ses duyunca anladı.Sese doğru döndü.
Karşısında gözlüğünün üzerinden bakan Nazmi amca
Elleri göbeğinin üzerinde kahverengi yeleðinin altýna mavi pijamayý çekmiþ öylece duruyordu.'Ooo Nazmi amca yine modaya bir soluk getirmiþsin' diyerek öne dönüp gitmek için adým atan Ömer'i
"İnsan her zaman kendisi için yananları görme konusunda pek başarısızdır. Ama görüyorum ki sen pek başarılısın Porsuk Ömer.Moda konusuna gelecek olursakta soluksuz kalmamak için kendin olman gerekir."
Bunun üzerine Ömer olduðu yerde durdu.Sinirlenince kızaran yüzünü Nazmi amcaya çevirdi.Kýsa süreli bakýþýn ardýndan yeniden üst kata çıkan merdivenlere dönüp adým atarken cevap verdi.
"Porsuk değil, podyum Ömer Nazmi amca.Ayrýca ben benim için yanan ya da yanmayan birini aramýyorum.Hissettiklerim anlýktýr.An biterse herkes ve her þey biter.Moda konusunda da sana katýlýyorum Nazmi amca býrakta herkes kendi yaþamýnýn modasýna uysun.Mesela evinde Pijamayla gez burada deðil. Ulan Enes şu adamın ağzına laf verdin ya basur olursun inşallah" diyerek cevap beklemeden ikişer üçer merdivenleri çıkıp evin zilini çaldı.
Kapı küçük bir kız çocuğunun "Kim O" demesinin hemen ardından açıldı ve küçük kız hemen Ömer'in boynuna atladı.Bütün öfkesi geçen Ömer sanki pamuktan bir yataða uzanmýþ gibi rahatlamýþtý.
"Abiyi çok mu özledin sen, cimcime"
Cümlesine küçük Özge kafa sallayarak cevap verdi ve Ömer siyah botlarýný çýkarýp Özge'yi kucağına alarak salona doğru yöneldi. Öpmelere doyamadýðý Özge de abisinin boynuna sarýlmýþ kikirdiyordu.Babasıyla arası pek iyi olmayan Ömer odaya girince hemen geçip kenardaki kahverengi koltuða oturdu.Sanıldığı gibi babası ve annesi şiddetli geçimsizlik yaşamıyor, aksine Ömer onlarla anlaşamıyordu.
Çünkü hayata başka pencerelerden bakıyorlardı.Babasý Raşit'le arasındaki kırılma noktasıda zamanında mahalle camisindeki Kuran kursuna Ömer'i yazdırmasına dayanıyordu.Öyle isteksiz gitmiş ve baskı altında büyümüştü ki, Kuran okumayı öğrendiği halde artık Allah'a inanmıyordu.
Bunu bir kaç kez Raşit'in yanında dillendirince de iyi bir dayak yemişti.
Annesi Halime hanım "Yapma etme bey böyle daha kötü olacak "diyerek her seferinde araya girse de dayaktan nasibini oda alıyordu.Raşit daha sonra sakinleşip Halime'nin gönlünü almak için kırk takla atıyordu.
Öylece gelip kanepeye oturan Ömer'e elindeki kumandayla kanallarý deðiþtiren Raşit yan yan bakıyordu.Daha fazla dayanamayarak cevap verdi.
"Aleykümselam küçük bey"
Ömer babasına bakmadan kardeşinin saçlarıyla oynayarak cevap verdi."Merhaba baba" Raşit elinde ki kumandayi krem renkli kanepenin kol kısmına koyarak bütün vücuduyla oğluna döndü .
"Ya Ömer oğlum insan içeri girince bir Selamün Aleyküm der.
Babasının elini öper, ya da yüzüne bakar.
Ben akşama kadar sizin için milletin ağız kokusunu çekiyorum.
Artık çocuk değilsin kocaman adam oldun.."Ömer Özge'yi yanına oturtarak babasına döndü ve her zaman ki gibi saçlarını arkaya doğru savurup konuşmaya başladı.
"Sana ben demedim git şoför ol diye, hem bana diyorsun ki isyan haramdır hem de kendin inandığın Allah'a isyan ediyorsun.
Ben bu evin içine girene kadar çok mutluyum. Hatta sen bana karışmasan daha da mutlu olacağım.Ben Merhaba dedim, selamün Aleyküm demedim diye olay çıkardın.
Bu benim hayatım baba! İnandıklarına inanmak zorunda değilim."Raşit'in yüzü kýpkýrmýzý olmuþ alnýndaki damar belirgin hale gelmiþti.Öfkesi ikiye katlanmýþ ve Ömer'i arkadaþlarýnýn bozduðunu düþünerek sakallarını sıvazlıyor,
Kim bunun aklýna girdiyse yardým et Allah'ým diyordu.Çok sinirlenen ÖmerYeter kimse benim aklýma giremez. diyerek ani bir çýkýþla ayaða fýrladý.
Ayný sertlikle ayağa kalkan Raþit oðlunun üzerine doðru hamle yaptýðý esneda, Halime hanım içeriye girip elindeki kareli kırmızı sofra bezini yere sererken
'Sesiniz binayı ayağa kaldırdı, Allah aşkına sus Raşit Bey.
Ömer sende saygısızlık yapma babana taþ olursun hem kardeþinin önünde kavga etmeyin. Örnek ol, git ellerini yıka sofraya gelin hadi." dedi.Bu kaynayan ortamı bir nebze soğutmaya yetti.
İsteksiz ve tebessüm olmayan gergin bir akşam yemeğinden sonra Ömer odasına geçti.Her şeyi bir an unutup yatağa kendini attı ve ellerini yana açarak tavana odaklandı.
Bir süre öyle durduktan sonra hızlı bir şekilde yataktan kalkıp kulaklığını bir süre aradıktan sonra bulup gri Samsung S6 'sýna takarak kulaklığını da kulaðýna yerleþtirdi.En sevdiği şarkı yoktu ama huzur veren her müziği dinliyordu.
Tekrar yatağa uzanıp gözlerini kapattı.
Bir süre müzik dünyasında kendini kaybetmişti ki gelen bir mesaj bildirim sesiyle gözlerini açtı.
Müzik çalarken gelen mesajı baktý.Tanýmadýðý bir telefon numarasýndan gelen"Aşk nedir Ömer?" yazan mesaja bakarak
Bu ne þimdi gece gece diyerek canýnýn sýkkýnlýðýnýn vermiþ olduðu yalnýz kalma duygusuyla da
cevap atmadı. Bir süre sonra bir mesaj daha geldi"Aşk: geçiştirilmez Ömer" yazılı bu mesaj Ömer'i iyice kızdırdı.
Çünkü Ömer gizemli şeylerden nefret ediyordu.
Kızgın bir ifadeyle "Kimsen beni yorma ve mesaj atma" yazdı ve mesajı gönderdi.Ömer kendini çok yorgun hissediyordu.
Uyumadan hemen önce Enes'le mesajlaşmaya başladı.
"Yarın erken kalk şişman. Okuldan önce biraz eğlenelim.""Yine mi? :)"
"Aynen oğlum ölene kadar."
"Birgün başımıza iş alacağız."
"Merak etme yanında podyum Ömer var."
"Haha eyvallah ."
"Şişman uyumadan önce bir şey soracağım sana senin yemekten başka sevdiğin biri mi var ? :)"
"Yarın görüşürüz podyum."
diyerek kafasýný daðýtan bu konuşmanın ardından Ömer telefonunu komidinin üzerine koyarak,
"Yarın biraz eğlenelim" deyip uykuya daldı.Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin Güzel gülüşlüler 😄
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK BEYAZ
RomanceAşkın,dostluğun,sevginin ve hayatın kıymetini bilmeyenlerin imtihanı ağır oluyor. İşte bu hikaye tam da bunu anlatıyor. "İyi çocukların,özüne kötülük bulaşırsa neler yapabileceklerini okumaya ne dersin? ** .