Yine alarm çalıyordu. Gözlerimi açtım. Saate baktım. Olamaz yine geç kalıyordum. Hemen yataktan fırlayıp dolabı açtım. Şu anda boşuna telaslaniyorum. Şonuşta artık o işte çalışmıyorum. Oley. Kendimi yatağa attım. İşe ne zaman geleceğim söylenmedi. Uykuya dalacakken kapı çaldı. Bu saatte kim olabilirdi ki. Uykulu ve pijamalı halde kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açar açmaz yerimden fırladım. Çünkü karşımda Emre Demir vardı. Bana bakıp
- merhaba eceydi değilmi
- evet de burada ne işiniz var.
- ben yeni çalışanları almaya gelirim.
- adresimi nereden öğrendiniz acaba.
- eski patronun söyledi.
- yine mi o patron. Öldürmek istiyorum.
- efendim nasıl yani
- yok birşey hem adresi verseniz ben gelirim. Kapıma gelmenize gerek yok.
- peki.
- izin verirseniz hazırlanayım.
- ben arabada bekliyorum.
- tmm.Allahım bana bir gün bile rahat yok mu. Hep bu patronlar. Işten ayrılmışım . Elalemin adamına niye adresimi veriyon. Çok sinirlendim. Şapkamı taktım. Üstümü giyinip evden çıktım. Asıl ben kendimi nasıl kovdururum onu düşünmem lazım. Acaba tasarımlarını berbat mı etsem. Yok modanın duygularıyla oynayamam. Arkadan bir el uzandı. Hemen arkadaki eli tutup yers çevirdim. Çevirdiğim kişinin eli Emre Demir e aitmiş. Hemen bıraktım. Aha bu sefer işten kesin kovulacam. Çok hızlı oldu. Emre Demir bana baktı. Gülümsemeye başladım. Osa bana gülümsedi. Bunun amacı neydi. Hemen söze atladım.
- ay çok özür dilerim. Hemen beni işten kovabilirsiniz. Ben hak ettim
- önemli değil. Senide kovmuyorum işten merak etme.
- bence ben kovulmayı hak ettim.
- hayır etmedin. Artık gidelim buyrun.
- pekiBeni kovmadı. Bu adam sorunlu. Bir dakika ben neden istifa etmiyorum. Ama herkes bana salak der. İşin ilk gününden istifa etti. Hemde patronu Emre Demir iken derler. Off ben napacam. En iyi yaptığım şeyi beceremeyen beceriksizim. En iyi kovulmayı beceren ece geri gel. Araba bindim. Yol boyunca sessizlik oldu. Bazen kafasını bana çevirip bakıyordu. Ve gülümsüyordu. Evet bu adam kafadan sorunlu. Yakışıklı olmak yetmiyormuş. Adam kafadan sorunlu olmasa benim tasarımıma bakıp beni secmezdi. Sonunda bir atolyeye geldik. Arabadan indim. Önden gitmeye başladı. İnsan moda cım önden buyur der. Kapısından almayı biliyonda sessizce yol vermeden gider mi ? Benim yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Bana çalışacağım alanı gösterdi. Oturup beklemeye başladım. Daha benim işimin ne olacağını söylemedi. Çok acıktım. Sabahtan beri bir lokma ağzıma atmadım. Bu hiç hayırlı değil. Açken ben çok asi olurum. En sonunda benden ona göre kaban tasarlamamı istedi. Bende çizimlerle uğraşıyorum. Onun tarzını ben nereden bilecem. Ölüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
عشوائيAşk seni derin bir kuyuya hapse der. Ne yapacağını bilemezsin. Onun bir gülüşü dünyanın en güzel günü olurken bir ayrılık dünyanın sonu oluyor. Kitabımı okumanızı isterim