Not: umarım bu bölümü beğenirsiniz. Yavaş yavaş aralarını yapıyorum. Sizin icin.
-Zeynep
Ellerimi Justin'in ıslak saçlarında gezdirdim. Yavaş yavaş okşamaya başladım. Onun ritmik nefes alıp verişlerini dinledim. Uyurkende çok huzursuzdu. Ama etrafına huzur saçıyordu. Uyurken olduğundan daha genç, yakışıklı ve seksi duruyordu. Dudakları hafif aralanmıştı. Dudakları bana sanki, 'beni öp' diye yalvarıyordu. Bir an kendime engel olamadım, ve dudaklarımı onun seksi ve biçimli dudaklarına bastırdım. Çok kısa bir süreliğine... yaptığım yanlıştı. Harry bana güveniyordu. Oysa bu yaptığımı görseydi... üzüleceğine emindim. Kendimi istemeyerekte olsa onun dudaklarından çektim. Yaptığım bir yanlıştı, peki neden doğru hissettiriyordu? Aklımı yüzlerce soru kemirirken sorulardan birisine takıldım. Ben Harry'i seviyor muydum? Eskiden onun gelmesinin hayalini kuran ben, şimdi bir başkasını deli gibi öpmek istiyordum. Hiç bir şeyden emin değildim. Emin olduğum tek şey Harry'i eskisi kadar sevmediğim, ve Justin'e değer verdiğim. Justin gözlerini yavaş yavaş mırıldanarak açtı. Ellerimi onun saçlarından yeniden geçirdim. Tonunu sevdiğim bal rengi gözleri şaşkınlıkla irileşmişti. Başı kucağımda yatan kişi sanki Justin değil gibiydi. Sanki yardımıma ihtiyacı olan, güçsüz, 6 yaşında bir çocuk gibiydi. Güçsüz, savunmasız, sevimli, masum... Gülümsedim. Bunların hepsine ben sebep olmuştum. Kendim için onun ne hale düşeceğini hiç düşünmemiştim. O kötü birisi değildi. Her ne kadar olmak istesede o kötü birisi değildi. O bunları yaşamayı hak etmiyordu. O bu dünyada kötü olmaya zorlanmıştı. Gözümden istemsizce yaşlar akarken, bal rengi gözleri daha da açılmıştı. İnce ve narin sesiyle konuştu, "Tanrım. Selena. Buradasın." Konuşmasında şaşkınlığını belli ediyordu. Acı, acı gülümsedim. Sesimin fısıltı gibi çıkmamasına özen göstererek," buradayım Justin." Kucağımda yatan masum çocuğun saçlarını okşadım. O bir çocuktu. Çocukluğunu yaşayamamış bir çocuk. "Keşke daha önce burada olsaydım..." Justin gözlerini kapattı. Rahatladığına dair mırıltılar çıkardı. Elllerimi onun ipeksi saçlarından çekmek istemiyordum. Justin fısıltı gibi bir şekilde mırıldanarak konuştu," gözlerimi açmak istemiyorum." Ona şaşkınca baktım. Merakımı belli ederek konuştum," neden?" İçimi kemiren soruyla karşılaştım. Aklımdan geçen soruyu sordum. "Artık beni görmek istemiyor musun? O yüzden mi gözlerini açmıyorsun?" Sesim umduğumdan daha güçlü çıkmıştı. Justin kaşlarını çattı. Ama hala gözleri kapalıydı. Justin mırıldanarak," hayır Selena. Gözlerimi açtığımda yanımda olmamandan korkuyorum." En sonunda kendimi tutamadım, ve hıçkırdım. Gözlerimden bir sel gibi süzülen yaşlar , şaklarıma doğru yol alıyordu. Kendimi tutmadım ve ağladım. Ona sarıldım. Onun üstündeydim. O ise benim altımda. Kollarım onu dolamıştı. Kıpırdayamadığına eminim. Kafamı onun boynuna gömdüm. Huzur veren enfes kokusunu içime çektim. Ona kendimi iyice bastırdım. Burnumu boynuna sürttüm. Harry umrumda değildi. Benim için önemli olan Justin'di. O iyi olana kadar omunla birlikte olacağım. Onun bana ihtiyacı kalmayana kadar... düşüncelerimden uzaklaştım. Kollarımı ona daha sıkı sardım. "Gözlerini açabilirsin çünkü yanında olacağım. Seni hiç bırakmayacağım." Gözlerini hafifçe açtı. Bana sıkıca sarıldı. Güçsüz bir sesle mırıldandı," son gidişindede beni bırakmayacağını söylemiştin." Ona acı acı baktım. Haklıydı. "Bu sefer farklı Justin seni hiç bir şey- ve hiç kimse için bırakmayacağım. " duraksadım ve devam ettim ."Sen beni istemeyene kadar yanında olacağım." Bir kahkaha attı ve gözlerini açtı. Kahkahasını özlemişim. "Ya senin her zaman yanımda olmanı istersem." Bir kahkahada ben attım. "O zaman sonsuza kadar birlikte olacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let Me Love You-Jelena-
Short StoryJustin: unutma! Evliyken yaptığın her bir yanlış hareket için, sevdiğin birini kaybedeceksin... Justin: burası bir Bermuda-Şeytan- Üçgeni... buradan kaçış yok! Burası bizim cehennemimiz Gomez...