Selena sevdiği adamın kollarına koştu. Kalbinin sesini 1 kilometre uzaktan duymak mümkündü. Çok özlemişti. Harry 'sini... O buradaydı. Yaşıyordu. Selena gülümsedi ve tekrar Harry'e sokuldu. Bu anı o kadar uzun zamandır bekliyordu ki. Selena dudaklarını çok geçmeden Harry'nin dudaklarıyla buluşturdu. Harry bu anla mutluluk duyuyor ve daha fazlasını istediğini belli ediyordu Selena 'ya. Harry Selena'nın dudaklarını keşfederken elerini onun ince, nazik ve kıvrımlı beline yerleştirdi. Selena ellerini Harry'nin yüzüne yerleştirdi. Öpüşüne daha bir Tutku'yla karşılık verdi. Selena dudaklarını Harry'nin dudaklarından çekti ve Harry'nin yanağını okşamaya başladı. Selena bu büyülü anı bozmamak istiyordu. Özlemini belli eden sesiyle konuştu, " seni çok özledim Harry."ikisi birden yutkundu. Selena'nın gözleri dolmaya başlamıştı bile. Onun karşısında ağlamak istemiyordu. Sesinin fısıltı gibi çıkmamasına özen göstererek konuşmaya çalıştı." Seni çok seviyorum." Selena'nın gözlerinde biriken yaş yanaklarından süzülmeye başlamıştı bile. Gözlerinden düşen her damla çenesine doğru bir yol çiziyordu. Selena kollarını tekrar Harry'nin kollarına doladı. Göz yaşları Harry'nin tişörtünü ıslatmaya başlamıştı bile. "Tanrım öldün sandım." Selena şu an ait olduğunu düşündüğü yerdeydi. Mutluydu. Olması gereken yerdeydi. Sevdiği adamın huzurlu kollarındaydı. Teker teker konuştu. "Tanrım. Burdasın. Yaşıyorsun. Yanımdasın. Benimlesin. Bir. Daha. Asla. Gitme. Beni . Bırakma." Gözlerini Harry'nin mavi gözlerine dikti. Harry Selena'nın saçlarını okşamaya başlamıştı bile. Harry üzüntülü sesiyle," buradayım Selena. Yanındayım. Seninle birlikteyim. Bir daha asla gitmeyeceğim." Selena dudaklarını tekrar onun leziz dudaklarıyla buluşturdu. Kimsenin görmediğini düşündüğü bir yerdeydi. En azından o öyle düşünüyordu. Selena şimdi mutluluktan ağlıyordu. Ama ağlayan tek kişi o değildi. Justin uzaktan onları izliyordu. Ama Justin mutluluktan değil üzüntüden ağlıyordu...
Justin'in gördükleri ile gözlerinden yaşlar boşalmaya başlamıştı bile. Onları böyle görmek onu kahrediyordu. Sevdiği kadının ona bir kere bile söylemediği şeyi -'seni seviyorum', Harry'e demesi haksızlıktı. Bu dünya ona ne zaman adaletli olmuştu ki? Justin bir gerçeği daha fark etmesini sağlayan düşünceyi kafasında tekrarladı. 'Sen yaptıklarının cezasını çekiyorsun Aptal." Doğruydu. Justin yaptıklarının cezasını çok ağır bir şekilde çekiyordu. Daha fazla güçlü olmadığını fark edecek şekilde hıçkırdı. Hıçkırdı. Ağladı. Umrunda değildi. O güçlü değildi. Herkese rol yapmaktan usanmıştı. Bir kez daha gözyaşları yanaklarından süzüldü. Ne tuhaf değil mi? Size sevmeyi öğreten kişi sevgiyi bir başkasından öğreniyor. Sizin ona baktığınız gibi bir başkasına bakıyor. Beddua gerçek oldu, diye iç geçirdi Justin. Canı çok yanıyordu. Kalbini kırdığı kişiyi fark etti. Ona edilen bedduayı...
Geçmiş -Justin Drew Bieber-
"Beni kullandın!." Gülümsedim. Başımı evet anlamında salladım. Yüzüme çapkın gülümsememi taktım. "Sana olan aşkımı kullandın." dayanamayıp bir kahkaha attım. Aşk diye bir şey yoktur bu dünyada. Aşk sadece primdir. Kendi kendime yeniden güldüm. Bu dünyada sadece tek bir şey vardı. İnsanların sende aradığı tek bir şey. Para, güç, iktidar, karanlık... Yüzüme gelen tokatla, öfkelendim. Gözlerimin karardığını hissedebiliyorum. Ona acıtarak baktım. Öfkemin anlaşılabileceği bir şekilde konuştum, "o zaman altıma girmeseydin. Seni zorlamadım. Sen istedin." Gözyaşları yanaklarından akmaya başlamıştı bile. Bana baktı. Fısıltı gibi sesiyle konuştu,"sana inandım Justin. Sana olan sevgimi göstermek istedim. Beni sevmeni istedim. Beni kullanıp atmanı değil." Bir kahkaha attım. Konuşmaya başladım," aşka inanmıyorum. Aşk diye bir şey yok bu dünyada. Sevgi diye bir şey de yok. Sen bana aşık değilsin, sadece ben de ki gücü seviyorsun. Tıpkı diğer kızlar gibi. Onlardan tek farkın, diğerlerinden daha sürtük olman. Bana bekaretini vererek ne olacağını sandın? Sana aşık olacağımı falan mı?" Karşımda çok güçsüz duruyordu. Umrumda da değildi. Beni öfkelendirmişti. Cümleme devam ettim. "Sen sadece altıma aldığım bir sürtüksün. Daima öyle kalacaksın. Başka bir şey hayal etme. Güzel bir gece geçirdik diye kendini bir şey sanma. Güzeldi , bitti. Bir daha olmayacak. Şimdi siktir git. Ve o seni seviyorum laflarına inandıracak başka birini bul." Acımasızdım, tıpkı hayat gibi. İnsanların güçsüzlüğü beni güçlü yapan şeydir. İnsanları kırarken hiç bir duygu beslemezdim. Onlar beni kırarken üzüldü mü? Bana iğrenirmiş gibi baktı. Fısıltı gibi konuştu," sen bir canavarsın Bieber. Kalbinin olduğundan bile şüpheliyim. Benim senin altına giren kızlardan diğer farkım ne biliyor musun seni sevdim-" lafını kestim. Bir kahkaha daha attım," ne biliyor musun? Altıma giren kızların hepsi bunları söyler." Söylediğim şey ile karşımda ki kızın gözlerinden daha fazla yaş aktı. Sesi beni bile şaşırtacak derecede yüksek çıkarak konuştu, "sen seni seven birini kaybettin Justin. Ama bir gün beni anlayacaksın. Kalbin bir gün benim gibi atıcak. Bir gün birisini gerçekten seveceksin. Ama o seni istemeyecek. Kalbin paramparça olucak. Güçsüz olucaksın. Çünkü sen aşkı hak etmiyorsun. Sen bir canavarsın. Senin lanetinde bu Bieber. Sev ama sevilme..."
Şimdi
Justin elinde olan birayı ikinci yudumda yarıladı. Sabahtan beri içtiği 4. Şişeydi. Canı yanıyordu. Ve bu acıyı hiç bir şey almıyordu. Kendini ölü gibi hissediyordu. 'Öldüm ama hayattayım." Justin acıyla bir kahkaha daha attı. Hayatında kendini hiç bu kadar çaresiz, güçsüz... hissetmemişti. Onun laneti de buydu. Kim derdi ki Bieber , bir kız için ağlayacak? Justin kafasına kalan birasını da dikti. Bu sandığından da zor bir şeydi. Bu dayanılmazdı. Justin bunu atlatabileceğini düşünmüştü. Yanılmıştı. Selena'yı onunla her görüşünde kalbine bir bıçak saplanıyordu. Ve bu onu öldürmekten daha beter yapıyordu. Kabullenmesi gereken bir şey vardı. O gitmişti. Artık Selena Justin'e ait değildi. Hiç bir zamanda olmamıştı. Bu savaşı Justin kaybetmişti. Justin son kez aklından geçenleri düşündü, 'belkide hala benim Selena'm olma şansın vardı.' Ama artık bunun bir kuruntu olduğunu Justin 'de biliyordu. Selena onu sevmiyordu. Hiç bir zamanda sevmeyecekti. Bunların hepsi bir hayaldi asla gerçek olmayacaktı. Justin kendini sarhoşluğun verdiği uykuyla, kendini yere bıraktı... O Justin 'e edebileceği en büyük bedduayı etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let Me Love You-Jelena-
NouvellesJustin: unutma! Evliyken yaptığın her bir yanlış hareket için, sevdiğin birini kaybedeceksin... Justin: burası bir Bermuda-Şeytan- Üçgeni... buradan kaçış yok! Burası bizim cehennemimiz Gomez...