•Selena Marie Gomez•
Aradan bir hafta geçmişti. Hızlı bir şekilde çantamı topladım. Kapıyı çarparak evden çıktım. Justin'in lüks evinin önünde durdum. Önüme gelen kişiye baktım, bu Zayn'di. Justin'in bir çalışanıydı. Bildiğim kadarıyla araba işlerinden anlıyordu. Şoför denilebilirdi . İyi birisine benziyordu. Ama Benimle -nedenini anlayamadığım- sürekli ilgileniyordu. Önünde durdu. Gözlerini gözlerime dikti. Ona gülümsedim. "Benden istediğiniz yada yapmamı istediğiniz bir şey var mı? Bayan Gomez?"Gözlerimi Mercedes'e diktim. Justin'in araba koleksiyonlarından bir tanesiydi işte. Artık buna alışmıştım. Ellerimi kaldırıp, arabayı gösterdim. "Bir yere gitmek istiyorum Zayn. Gideceğimiz yere beni bırakır mısın?" Başını arkaya attı. Ne dediğini anlamadığım bir kaç mırıltı çıkardı. Homurtusunu diyebilmiştim. Kapıyı açtı. Açtığı kapıdan içeri girdim. Çok geçmeden o da sürücü koltuğuna oturmuştu. Bana güzel gözleriyle baktı. Gerçekten güzel gözleri vardı. Aslında sesi de güzeldi. Yakışıklıydı. Kafasını arka koltuğa yani benim oturduğum koltuğa çevirdi. "Bay Bieber'ın gideceğinizden haberi var değil mi?" Bana korkak gözlerle bakıyordu. Kafamı salladım. "Korkmana gerek yok Zayn. Justin bana izin verir. " gülümsedim. "Vermeme şansı da yok zaten." Sırıttı. Gözlerini tekrar yola çevirdi. Mükemmel sesiyle," sizinle tanıştığı için çok şanslı. Açıkçası bende sizin gibi bir eşim olsun isterdim. Sizin kadar tatlı, sizin kadar sevecen, sizin kadar güzel. O çok şanslı biri. " dediklerine şaşırmıştım. Ama onu bozmadım. Hiç bir şeyden haberi yoktu ki. "Öyle" dedim. Başka ne diyebilirdim ki?Sanırım her ne kadar belli etmesem de kontrollerin elimde olmasını seviyordum. Gözlerini yola çevirdi. Camı açtım. Kafamı camdan çıkardım. Ve rüzgarın yüzüme çarpışını hissettim. Bu hissi seviyordum. Bugün bir milattı. En azından bizim için... Justin Ben Harry. Bugün duygularımdan emin olma günümdü. Kararlarımdan emin olacaktım. Derin bir nefes aldım. Acaba Justin ne yapıyordu? Harry'nin evine gidiyordum. Bir zamanlar hayallerimi süsleyen eve. Bir zamanlar içinde yaşlanacağımı düşündüğüm eve. Boktan bir durumun içindeydim. Bir karar vermek zorundaydım. Birini seçmek zorundaydım. Ama kimi seçersen seçeyim, birisi üzülecekti. İçimde ki suçluluk beni öldürüyordu. Nerdeyse bir haftadır uyku uyumuyordum. Kalbim buna izin vermiyordu. Gözlerimi kapattım. Gözlerimi birinin beni dürtüklemesiyle açtım. Beni dürtükleyen kişi Zayn'di. "Uyanın Bayan Gomez." Beni bir kere daha dürttü. Gözlerim kapalı olsada hissedebiliyordum. "İstediğiniz yere vardık efendim." Gözlerimi yavaşça açtım. Arabadan indim. Ona baktım. Elimle arabayı işaret ettim. "Sen burada bekle Zayn. İşim fazla uzun sürmez." Derin bir nefes aldım. Durdum. Eve baktım. Ve gözlerimi açıp yavaş ama kendinden emin adımlarla kapıya doğru ilerledim. Elimi zile götürdüm. Gözlerimi kapatıp cesaretimin geri gelmesi için açtım. Ve zile bastım. Yapacağım şeyden sonra her şey değişebilirdi. Ama bunu yapmak zorundaydım. Harry çok geçmeden kapıyı açtı. Onun kapıyı açmasıyla dudaklarına yapıştım. Bana karşılık verdi. Yavaş yavaş... nazikti. Dudaklarımı dudaklarından geri çektim. Harry bana anlamamış gözlerle bakıyordu. "Duygularımdan emin olmamı söyledin. Ve işte şimdi eminim." Bana baktı. Ağzını açtı, ve bir kaç saniye bekledi. Ağzını kapatmadan tekrar açarken konuştu," kim peki?" Duraksadı elini kalbime götürdü. "Burası kimin için atıyor Selena?" Sustum. Ellerimi ellerinin üstüne koydum. Gözlerimi yere diktim. " o değil mi? Burası onun için atıyor. Onu seviyorsun." Başımla onu onayladım. Gözlerinin dolduğunu gördüm. Bir şey diyemedim. Ağzımı açtım ama kelimeler dökülmedi dudaklarımdan. Onu daha fazla üzmeme gerek yoktu. Paramparça olduğu görünüyordu. "Üzgünüm Harry." Duraksadım. "Ben böyle olsun istemezdim demeyeceğim Harry. Çünkü böyle olmasını ben de istedim. Duygularımdan hiç bir zaman emin olamadım. Ona hep nefretle baktım. Ondan öyle çok nefret ediyordum ki, onu sevdiğimi anlamadım. Kendimi sürekli seni sevdiğime inandırmaya çalıştım Harry. Ama buna daha fazla devam edemem. Bu oyuna devam edemem. " elimi onun yanağına koydum. Ve gözünden akan yaşı sildim. "Şunu bilmelisin Harry. Her zaman senin yanında olacağım. Ne zaman bana ihtiyacın olsa senin yanında olacağım." Bana baktı. Göz yaşını sildi. "Ama bana yeniden şakla bakmayacaksın Gomez. Beni yeniden sevmeyeceksin. Yanımda sadece arkadaş olarak kalıcaksın." Hiç bir şey demedim. Doğru söylüyordu. Bana evin kapısını gösterdi. "Git buradan!" Ona baktım. "Sana buradan gitmeni söyledim Selena!" Yavaş adımlarla. Arabaya doğru ilerledim. Onu paramparça bir halde bırakmıştım. Ama bunu yapmak zorundaydım. Justin'i daha fazla üzemezdim. Arabaya binmemle Zayn'in de arabaya binmesi bir oldu. "Nereye gidiyoruz efendim?" Dolan göz yaşımı sildim. "Eve." En azından Justin'i mutlu etmeliydim. O bunu hak ediyordu. Ona bugün 'onu sevdiğimi , onu seçtiğimi ve on u asla bırakmayacağımı 'söyleyecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Let Me Love You-Jelena-
Short StoryJustin: unutma! Evliyken yaptığın her bir yanlış hareket için, sevdiğin birini kaybedeceksin... Justin: burası bir Bermuda-Şeytan- Üçgeni... buradan kaçış yok! Burası bizim cehennemimiz Gomez...