Ben Aşık Oldum!

Tesadüfler...

Eve girip 'Ben geldiiim' diye seslendim. Cevap alamayinca evde tek oldugumu fark ettim.

Bizim evde kimse olmazdi zaten genelde. Annem sabahin korunden gece saat 10-11 e kadar restourantimizin basinda duruyordu. Babamsa cerrahtı, o kadar cok calisiyordu ki bazen bir hafta birbirimizi hic gormuyorduk. Ablamsa universiteye ikinci kez hazirlaniyordu. Ya odasina kapanip ders calisir ya da dersanede olurdu.

Cantamla ceketimi merdivenlerin trabzanina asip abur cubur cekmecesinden cikolatali biseyler aldim. Cantami kapip cati katindaki odama kostum.

Odami cok seviyordum. Cati katinda kalan bir tek ben vardim. Yani bana aitti burasi.

İki kisilik kocaman ve ustunde surekli ayicik yastik vs bulunan siyah demirli bir yatagim vardi. Onun yaninda kipkirmizi tek kisilik bir koltuk. Calisma masam ve giysi dolabim beyazdi. Perdem ise rengarenk. Banyomun kapisi da kipkirmiziydi. Yani enerjik bir odam vardi.

Kulakligimi ve ipadimi masamdan alip yatagima gomuldum.

Film izlemekle muzik dinlemek arasinda gidip gelirken twitterdan bir bildirim geldi:

Anıl Taner sizi takip ediyor!

Saskinlik icinde profilini, ordan da profil fotografini actim. Tenis oynarken cekilmisti. Ay ben de tenis oynuyorum! Bu arada fotograf cok iyiydi. Kumral saclarina gunes vurmus, tisortu terden uzerine yapismisti. Hafifce egilmisti ve bacak kaslari ortaya cikmisti. Fotografa dakikalardir baktigimi fark edince ipadi koltuguma firlattim. Yardimcimiz Dudu ablanin yatagimin ucuna katlayip koydugu inekli yumos pijama takimimi uzerime gecirdim. Tam brownielere uzanirken kapi caldi. Oflayarak yatagimdan cikip asagi indim. Kapiyi actigimda karsimda babam duruyordu. 'Hosgeldin baba' diyerek onu optum. Tam odama geri cikiyorken 'Kizim hadi arkadaslarimla yemege gidiyoruz.' dedi. Oflayarak merdivenlere oturdum

'Nedeeeen?!'

diye bagirdim.

Gulerek

'Hastaneye yeni bir bashekim gelmis tanisma yemegi var, ailecek gidilecek. Hadi zaten trafik var anca gideriz kos giyin.' dedi.

'Ben gelmesem?'

'20 dakikan var bence acele et.'

Oflayarak odama ciktim. Tanisma yemegi mi? Yani sık biseyler giymek

mi gerekiyordu? Kot pantolon tisort? Olmazdi galiba. Off agzina siciyim ya tam gununde. Dolabin onune gecip dikilmeye basladim. Yuksek bel klos siyah etegimi giydim. Uzerine de krem rengi dokumlu tisortumu giyip icime soktum. Kirmizi ceketimi giyip makyaj yapmak icin banyoma gittim. Aynada kendime baktim. Hayatinizda gorebileceginiz en siyah ve en parlak sac bendeydi. Gercekten. Hatta o kadar siyahti ki hic mi guneste acilmaz falan diye kimse dogal olduguna inanmiyordu. Ama en sevdigim yerim saclarimdi. Siyah goz olmaz derler ama gozlerim de kocaman ve simsiyahti. Cok cikik degildi ama az biraz da olsa elmacik kemiklerim vardi. Kalin degildi ama sekilli dudaklarim vardi. Siyah bir kalem cekip rimelle zaten uzun olan kirpiklerimi daha belirgin hale getirdim. Ceketimle uyumlu nar cicegi tonlarinda bir ruj surdum. Sacimla ugrasamiycaktim gercekten. Tarayip banyodan ciktim. Cikmak icin hazirdim. Ay, canta almayi unutmusum. Canta icin ayri bir dolabim var diyebilirim. Tam bir canta fetisistiyim de. Siyah kucuk boyundan asmali deri cantami alip icine telefonumu, pudrami, rujumu ve cuzdanimi koydum. Odadan cikmadan aynaya baktim. Bence 15 dakika icin idare ederdi. Babam

'Ben arabadayim cabuk ol!' diye bagirarak evden cikti. Asagi ayakkabiligin oraya indim. Ceketimle ayni renk supergalarimi giyip arabaya kostum. 20 dakika sonra yemegin oldugu mekana gelmistik.

'Hic de trafik yokmus.'

diye babama soylendim. Oflayarak gozlerini devirdi. İceri girdik. Babam 'Sen gec bir yere ben geliyorum'

diyerek beni tek birakti. Ordaki pek cok kisiyi taniyordum aslinda. Hangisinin yanina gitsem diye dusunurken arkamdan biri koluma dokundu. Arkama dondugumde onu gordum. Anil'i.