Bölüm 5

119 3 10
                                    

~Lily~
Sandallarla sonunda Hogwarts'a vardığımızda gözlerime inanamamıştım. Hayatımda hiç görmediğim büyüklükte devasa bir kale önümde duruyordu. Nerden geldiğini bilmediğim Narcissa bir anda arkamda belirdi ve :

-Neden bu kadar şaşırdın? diye sordu. Şaşkın bir ifadeyle yüzüne baktım. Sanki hayatlarında her zaman böyle büyük kaleler görerek yaşadılar.

-Hayatımda ilk defa bu kadar büyük bir kale ya da okul ya da her ne ise ondan görüyorum.

Bunu söylememin ardından Narcissa kıkır kıkır gülmeye başladı.

-Ya gülmesene ciddi bir şey söylemeye çalışıyorum şurda. Hem sen ne ara bu sandala geldin?

-Ben herzaman burdaydım bence sen fazla körsün.

-Hm evet sanırım biraz körüm.

Ve sonunda hiç bitmiyecekmiş gibi gelen göl yolculuğu da bitmişti. Devasa kale-okula da gelmiştik. Şimdi sırada Cissy nin anlattığına göre sınıf seçimleri olacakmış. Anlattıklarına göre 4 bina varmış; Hufflepuff, Ravenclaw, Slytherin ve Gryffin li bir şey vardı. Ihm Gryffind... Gryffindo... ben böyle düşünedururken ne olduğunu anlamadan benden biraz uzun sert bir cisme çarptım. Bu kumral saçları olan ve benim yaşlarımda ama yüzünde yaşından çok yarası olan biriydi. Sanırım o da benim gibi dalgın dalgın yürüyordu. Bir şey demeden geçecekti ki arkasından çok tanıdık bir ses duyuldu. Ses çok tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum. Ta ki çocuk tanıdık gözlükleriyle tren istasyonunda karşılaştığım adı James olan çocuk o kumral çocuğun arkasından fırlayıp beni fark edene kadar. Bir kaç merhaba selam naber muhabbetinden sonra uzun siyah saçları olan çocuk Bella ve Cissy e sataşmaya başladı. Aralardan seçebildim kelimelere göre Cissy ve Bella nın kardeşiymiş ve adı Sirius muş. Burada biraz daha oyalandıktan sonra Bella ve Cissy e uyarı niteliği taşıyan bir bakış attım. Niye baktığımı anlamadıklarj için gözlerimi devirdim. Ve Hagrid in arkasından gitmeye başladım. Bella ve Cissy de ne yapmaya çalıştığımı anlayınca aradan sıvışıp hızlıca Hagrid'in arkasından tren gibi devasa bir salona geçtik. Neyseki artık devasa olan şeylere alıştığımdan dolayı fazla da şaşırmamıştım. Ve bize bakan sarı saçlı ufak tefek bizim yaşlarımızda bir kız gördüm. Ona baktığımı fark eden kız hemen bakışlarını kaçırsa da bir süre sonra utangaçlığı bırakıp yanımıza geldi:
-Şey selam ben Marlene, Marlene Mackinnon
-Selam ben Lily Evans
-Selam ben Narcissa Black
-Selam ben de Bellatrix Black
Black sözcüğünü duyduktan sonra biraz irkilse de deminki utangaçlığı gitmişti. Acaba neden Black soyadını söyleyince diğerleri irkiliyor yada korkmaya başlıyolardı? Muhtemelen ileri gelen soylu bir büyücü ailesi falandır yada aileleri çok zengindir. Yada Black soyadlı bir şarlıcı/oyuncu-büyücü vardır da onun akrabalarıdırlae ?
Kısa sürede birbirimize ısınıp havadan sudan konuşmaya başladıktan sonra gözüm masadaki yeneklere çarptı. Hayatımda hiç bu kadar devasa bir ziyafet görmemiştim. Devasa şeylere alışmalısın Lily, Devasa şeylere alışmalısın... Ve sonra hayatımda gördüğüm en uzun sakala sahip yaşlı profesör tipli bir adam kürsüye çıktı ve kendini tanıttı:
-Ben Profesör Albus Dumbledore, bu okulun müdürüyüm,bu sene yeni gelenler için kuralları ve ders programlarını söylemeden önce 1.sınıfların 'Sınıf Seçim Seronomisi' yapılacaktır.
Uzun sivri şapkalı bir kadın, profesörün lafını tamamladı:
-Evet, ben Profesör Minerva McGonagall, lafı fazla uzatmadan adları okuyacağım.

Hangi binada olduğumu merak ediyordum. Ama merak ettiğim bir şey daha vardı; bizim sınıflarımızı bir şapka mı belirliyecek ?

YB KOYKTUN MUĞ?
KOYKMADIM MIĞ?
Yeni yılda attığım ilk yb olacak 💜
Umarım beğenmişsinizdir baya uzun yazdım hhjsjxjs
Bide şunu söylemek istiyorum ki ben görebileceğiniz en üşengeç insanlardan biri olabilirim. O yüzden yb ler geç geliyor ama elime aldığım sürede yazmaya çalışırom qjdjjsns
Neyse sizi sefiyom bi sonra ki yb de görüşmek üsere bb <3

Forever - JilyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin