Merhabaa. Gecikmedim ha? Ne dersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar ❤❤
Zeynep'ten
Uzun süredir keremin göğsüne gömülü duran başımı kaldırıp beni izleyen kocama diktim gözlerimi. Ona bakınca yine büzüldü dudaklarım. Gözlerini kısıp parmaklarını dudaklarımın uçlarına getirdi ve yukarıya doğru çekti.
"ağlama daha fazla" omuz silktim. Umrumda değil şu an, ağlayışım ve bunun yüzünden ağrayan başım.
"sümüklü olmak yakışmadı ama sana. Çirkin oldun" göğsünü cimcikledim.
"sensin çirkin! Ama bak ben sana katlanıyorum. Sen de bana katlanacaksın çünkü karınım ben senin. Gözlerin başka dişilere kayarsa oyarım onları!"
"şişşh sakin ol. Şaka yapmıştım sadece"
"banane. Ben senin karınım. Öyle şakalar yapma bana. Hem şaka da olsa bana mecbursun. Çünkü ben senin karınım. Benim senin karın. Anladın mı? Karınım senin" yanağımı okşayıp alnımdan öptü. Dudaklarımı uzattım. En güzel gülüşünden yapıp oraya da öpücük kondurdu.
"yaa neden kısa öpüyorsun? Karınım ben senin uzun öpmelisin. Karınım senin anlıyorsun değil mi? Kocalar karılarını uzun uzun öper. Çünkü o kadınlar onların karıları anladın mı? Yani bende senin karın-" cümlemi tamamlamadan öpmeye başladı beni. Uzun soluklu öpüşmemizden sonra onu durdurdum. Dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.
"ne diyordum? Hah! Bende senin karın olduğu-" yine dudaklarıma değen dudakları sayesinde susmak zorunda kaldım. Uzun uzun öptükten sonra uzaklaştırdım dudaklarını kendimden.
"yaa konuşamıyorum bi dakika. Karın olduğuma göre sende beni öyle öpm-" ve yine dudakları durdurdu beni. Ardından bir şey farkettim. Zaten söylediğim şeyi kocacığım az önce defalarca yapmıştı. Gülümsedim. Boynuna sarıldım sıkı sıkı.
"yaa kocacığım. Çok seviyorum ben seni!" ona bir şeyler itiraf etmiş gibi oldum ama umursamadım o an. Kolunu belime sarıp yörüngesi altına aldı beni. Tıpkı gökyüzünün yıldızlara yaptığı ev sahipliği gibi.
"senin derdin ne kadın?"
"aaa ne derdim olacakmış ki benim. Hiç bir derdim yok. Tek isteğim sağlığımız ve mutluluğumuz " alnıma derin bir öpücük kondurdu.
"evet derdin yoktu ama benimle evlenerek koca bir dert aldın başına" elini bacaklarına getirdi. Yumruğunu sıkmışken iki elimle elini tuttum.
"dert değilsin sen. Kendini benim gözümden görsen şaşırırdın söylediklerine"
"tam anlamıyla derdim ben zeynep. Güzel bir hayatın olabilecekken kendini bana mahkum etmeyi seçtin. Akıllıca bir seçim değildi ama seçtin bir kere. Dönüşü yok bu yolun"
"dönmek istemiyorum zaten. Sen de saçma sapan konuşmaya devam edersen ağzını bantlayacağım.!" boynuna yakın bir yere öpücük kondurdum. Aklıma konuştuklarımız geldi daha sonra. Ona herşeyin annesi yüzünden olduğunu söylemiştim ama o hiç kurcalamamıştı bu konuyu. Önemsemiyormuydu yoksa anlamamışmıydı bilmiyordum. Herneyse benim işime geldiği kesindi. Hayatımızda güzel şeyler olacakken kötü şeyler düşünmek istemiyorum. İllaki bir zaman çıkar gerçekler ortaya.
Ben kocişimin sakallarıyla oynarken kapı tıklandı. Elimi keremin beline doladım. Ve girmesi için komut verdim. Gelen Aliydi .
"yenge neredesiniz ya. Emine sultan beni haşladı kahvaltı soğudu niye hala getirmedin abini diye"
"yaa unuttum ben onu. Uff! Gördün mü kerem. Hep senin yüzünden beni lafa tuttun ya!" şaşırmış gibi oldu kerem. İki ağızdan konuşmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönüllü KÜLKEDİSİ
FanfictionKötürüm, genç bir adam ve onun külkedisinin hikayesi... Hayatın onu soyutlamasından bıkmış ve usanmış olan Zeynep artık kendi ailesini kurmak istiyordur. Onu çok seven ve şımartacak bir eş. Onun peşi sıra gelecek olan minik bebek hayalleri kuruyord...