Zeynep'ten
Bir insanı kaybetmek istemiyorsan, ona bir şey olacağını düşündüğünde deliriyorsan ne demek oluyor bu?
İçinde bulunduğum araba büyük evin önünde durunca koşarak çıktım dışarıya. Hızla merdivenleri tırmanmaya başladım. Korkumdan asansörün varlığını dahi unutmuş binmemiştim.
Nefes nefese çatı katına vardığımda ahmet bey ve teyzem karşıladı beni. Ahmet beyin yüzünde sevemediğim bir tebessüm vardı. Kaşlarım çatılsa da nefesimi düzene sokmaya çalıştım.
"kerem nerede?"
"içeride kızım. Biraz önce geldi eve" başımı salladım. Ahmet beyin talimatıyla teyzem yanımızdan gitti. Kollarımı birleştirip onu dinleme konumuna geçtim.
"içeride Alya var. Yemeğini yediriyor oğlumun. Senin girmene pek gerek kalmadı sanırım"ne işi var onun burada? Offf. İçim yavaş yavaş dolmaya başladı. Üç gündür yaptığım hatayı yapıp geri çekilmeyeceğim.
Ahmet beye ters bir bakış atıp odaya -odamıza- girdim. Gerçekten Alya kereme yemeğini yediriyordu ya da yedirmeye çalışıyordu diyeyim. Beni görmediler. Sessizce onları izlemeye başladım.
"hadi kerem lütfen"
"yemeyeceğim. Git başımdan!"
"kerem, neden böyle yapıyorsun ya?"
"hayatımda istemiyorum seni Alya. Yanıma gelip durma"
"neden istemiyorsun? Karını mı seviyorsun artık. Unuttun mu beni?" derin bir nefes aldım. Kerem ona bakmadan konuşuyordu böylelikle beni görmemişti. Başını çevirince gözlerimiz birleşti. Yüzünde güzel bir tebessüm oluştu. Elini bana uzatırken konuşmaya başladı.
"seni unutabilmem için hatırlamam gerek. Ben seni sildim Alya." kesinliği yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirmeme neden oldu. Hızlı adımlarla gidip kocamın bana uzattığı elini tuttum. Minik öpücükler kondurdum üstüne.
"canım iyimisin?"elimi sıktı avucunda ve gülümsedi.
"iyiyim."
"çok korktum"
"vücudu direncini kaybetmiş. Kaç gündür yemek yemediğinden olsa gerek" derin bir nefes aldım.
"bence o senin varlığınla alakalıdır. Kocamla yalnız bırak beni"
"yemeğini yediriyorum. Sen umursamayabilirsin ama aç kalmasını istemiyorum sevdiğim adamın" sımsıkı kapadım gözlerimi. Dayanamayacağım sanırım. Keremin elini bırakıp sarı çiyanın kucağından çekip aldım tepsiyi
"bir daha asla kocamın yanında görmeyeyim seni! Defol şimdi!" sinirle etrafına bakıp odadan çıktı. Şuna bak ya. Sevdiğim adam diyor birde! Benim kocama diyor. Sevdiğim adam diyor!
"bana bak, senin karın benim! Karın olduğum sürece göz ucuyla dişi bir sineğe bile bakarsan öldürürüm seni" ellerini havaya kaldırdı.
"ben bir şey yapmadım. Sakin ol"
"olamam efendim! Bu yemeği o mu yaptı sana?" başını salladı. Sinirle tabaklardaki herşeyi birbirine karıştırdım.
"Al sana yemek! Pis sarı çiyan!"
"yemek yemeyecekmiyim?"
"bu yemeğimi yemek istiyorsun sen?!"
"ha-hayır"
"kerem bak kekeleme karşımda döverim seni! O kızı mı istiyorsun sen?!"
"hayır zeynep ne alakası var? Ada da onu kovunca kendine yedirememiş sanırım" adada kovunca derken? Kerem o kızı kovmuşmu? Boşu boşuna mı kendi kendime tiribe girip gelmedim kocamın yanına? Boşu boşuna mı kıskançlık krizleri geçirip ağladım her gün.?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönüllü KÜLKEDİSİ
FanfictionKötürüm, genç bir adam ve onun külkedisinin hikayesi... Hayatın onu soyutlamasından bıkmış ve usanmış olan Zeynep artık kendi ailesini kurmak istiyordur. Onu çok seven ve şımartacak bir eş. Onun peşi sıra gelecek olan minik bebek hayalleri kuruyord...