23. bölüm - hastalık

2.2K 136 9
                                    

Zeynep'ten

Bazen bazı şeyleri anlamıyorum. Bende mi bir sıkıntı var yoksa etrafımdakiler de mi bilemiyorum.

"o benim kardeşim zeynep"

"arkandan işler çevirirken kardeşin değilmiydi? Senin onu düşündüğün kadar düşünseydi seni keşke!"

"o daha çok genç. Anlamamıştır yaptığını" gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Kazık kadar adamdan mı bahsediyor bu?

"küçülsünde cebime girsin! Çocuğumuzun hakkını alıp kaçan adamdan bahsediyorsun kerem!"

"kardeşimden bahsediyorum zeynep"

"iyi! Al kardeşini başına çal! Zaten çocuğumuzun senin için önemli olduğunu düşünmüyorum."

"ne demek o?!"

"ne duyduysan o!"

"zeynep saçmalama ne dediğini duyuyormusun sen?"

"ne söylediğimi gayet iyi biliyorum.! Ama bazen ne hissedeceğimi bilemiyorum. Mesela şu an, salak gibi hissediyorum. Kalbini bir adamın eline bırakmış gerizekalı gibi hissediyorum. Üstüne üstlük bu adamın rüzgarıyla her geçen gün yıkıldığım için aptal gibi hissediyorum. Ama ne oluyor biliyormusun? Bu adam beni, bizi hiç umursamıyor! İçimde ikimizin parçasını taşıyorum ama onun umrunda değil!"

"beni bunlarla suçlayamazsın"

"gerçekten mi? Suçlayamam öyle mi?! Aşağıdaki adam çocuğumuzun rızkını çalıp zevkine harcadı! Seni merdivenlerden yuvarladı! Ama senin umrunda değil tabiki! Kardeşin ya affetmen lazım! Hatta hiç bir şey olmamış gibi davran!" sinirle derin derin nefesler alıp veriyorum. Sabahtan bu yana dayanamadım daha fazla.

"sakin ol zeynep. Otur şöyle"

"Dokunma bana!" kolumdaki destek veren elini geri çekti. Yatağın üzerine oturdum bende. Sakin olmam lazım. Bebeğim için bu sinir iyi değil. Derin nefesler aldım ve sakince konuşmaya başladım.

"bak, eğer bebeğimize babalık yapmak istemiyorsan, ona sevgini veremeyeceksen söyleyebilirsin. Bebeğimi alıp gi-"

"sakın! Sakın cümleni tamamlama zeynep! Ve bir daha asla böyle bir şey geçirme aklından! Ben nefes aldığım sürece neredeysem, sizde oradasınız! Sakın beni kendinle ve bebeğimizle sınama!" gözleri doldu. Kolumu öyle sıkıyor ki bundan dolayı benimde gözlerim yaşardı.

"canımı acıtıyorsun" diye mırıldandım.

"sen de benimkini acıttın" dedi gözlerinden yaşlar akarak. Neden bu kadar etkilendi bilmiyorum ama kötü bir şey yaptığımı düşündüm o an. Acıdı içim.

Bir kaç saniye sonra şoktan çıkarcasına kendine gelip sıkıca sarıldı bana. Saçlarıma sayısız öpücükler kondurdu.

"özür dilerim. Özür dilerim. Çok özür dilerim. Amacım acıtmak değildi güzelim" saçlarımla oynamaya devam ederken üst dudağımda biriken damlaların göz yaşı değilde kan olduğunu anladım keremin tişörtünden. Ondan uzaklaşıp burnuma değdirdim elimi. Keremde ürkek bakışlarımı farketti sanırım. Ellerimi tutup alnımdan öptü. Kaçmadım kollarından. Korkumdan ona sığındım.

"hadi yüzünü yıkayalım"

"neden böyle oluyor ki?"

"şişşh. Korkma. Sıkıntı yok tamam mı?"

"ama anlamıyorum"

"hadi yavrum" o gözyaşlarımı silerken ayağa kalktım. Koltuk değneğinden destek alıp peşimden gelmeye başladı. Banyoya girip yüzüme su çarptım hızlı hızlı. Ardından elime doladığım peçetelerle temizledim kanı.

Gönüllü KÜLKEDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin