4. Bölüm "Boynundaki morluk nasıl oldu?"

104 9 0
                                    

Selaamm ben geldiimm (: Biliyorum bu bölüm biraz fazla gecikti ama 3. Bölümün 20 kişiyi geçmesini bekliyordum. Ayrıca neden bölümler ilerledikce okuyucu sayısı azalıyor, bana hesap verin -_- Neyse.. Bu bölüm biraz kısa oldu ama idare edin. Ayrıca, diyolagları artık paragraf olarak yazacağım. Bu bölüme dair bazı ipuçları: Olaylar karışıyor, Debby birşeyler mi saklıyor? (Multı = Debby)

Debby POV

Gözlerimi açtığımda nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Burası benim evim değildi; Zayn'in eviydi. Yatakta doğruldum ve etrafı incelemeye başladım. Yatak krem rengindeydi. Üzerindeki yorganda siyah ve mor renkli çiçekler vardı. Sol tarafta büyük krem renkli bir komidin vardı. Komidinin üzerinde bir fön fırçası ve birçok parfüm vardı. Sanırım burası Zayn'in odasıydı. Onun çok bakımlı biri olduğunu, ilk görüşte anlamıştım. Tam yataktan kalkmış, kapıya doğru yürüyordum ki kapı birden açıldı ve Harry içeri girdi.

"Günaydın. Kahvaltı hazır hadi gel."

"Neden buradayım?"

"Dün gece film izlerken kucağımda uyuyakaldın. Seni uyandırmak istemedim. Zayn, seni odalardan birine yatırabileceğimi söyledi. Bende buraya yatırdım."

"Teşekkür ederim." dedim ve Harry'ye bakmaya başladım. Üzerimi değiştirmeliydim ve bunun için Harry'nin odadan çıkması gerekiyordu. Harry'de bana bakmaya başlayınca "Üzerimi değiştimem gerekiyor." dedim.Sırıtarak, "Peki, değiştir o zaman." dedi ve yatağa uzandı. Tek kaşımı kaldırıp ona bir bakış attım. Bunun üzerine yataktan kalktı ve "Pekala, gidiyorum." dedi ve odadan çıktı. Her ihtimale karşı kapıyı kilitledim. Bu Harry, laftan anlamıyor. Üzerimdeki pijamaları çıkardım; şortumu, askılı tişörtümü ve kot ceketimi giyip aşağıya indim.

Krep kokusu alıyordum. Hızlıca mutfağa girdim. Zayn ocağın başındaydı ve krep pişiriyordu. Vay canına!  Babam krep yapmaya çalışırken hep yakardı, hatta bazen yangın tüpüyle söndürmemiz gerekirdi. Gülümseyerek Zayn'in yanına gittim.

"Çok marifetlisin."

"Teşekkürler. Hadi masaya otur, krepler hazır." dedi gülerek. Masaya oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Bahçedeki masaya oturmuş olan Harry'yi gördüm. Elindeki telefonla oynuyordu. Beni fark edince telefonu cebine koydu ve içeri girdi.

"Mmm, nefis krep kokuyor." dedi ve karşıma oturdu. Az sonra, krepleri msaya koyan Zayn de yanımıza oturdu.

Harry POV

Debby'nin, telefonunu aldığımı anlamaması için dua ederek masaya oturdum. Kreplerimizi yedikten sonra Debby ile Zayn'in evinden ayrıldık. Arabayla onu evine bırakacaktım. Giderken boynundaki morluk aklıma geldi. Şimdi sormanın tam zamanı.

"Debby, sana birşey sormak istiyorum."

"Evet." dedi ve bana döndü.

Arabanın hızını biraz arttırdım ve "Boynundaki morluk nasıl oldu?" dedim. Eliyle boynuna dokundu ve "Ş-şey, evde oldu. Sehpanın köşesine çarptım." dedi. Bu cevaptan pek tatmin olmamıştım ama sesimi çıkarmadım.

Debby POV

Harry boynumdaki morluğu fark etmişti ve -tabiiki- nasıl olduğunu sordu. Bir bahane bularak sehpanın köşesine çarptığımı söyledim. Buna inanmadığını biliyorum ama eski sevgilimin, ona geri dönmediğim için sopayla vurduğunu söyleyemezdim.

Kısa bir süre sonra evime vardık. Arabadan inmeden önce Harry'ye teşekkür ettim. Eve girdim ve odama çıktım. Üzerimdekileri çıkardım ve banyoya girdim. Suyu açtım ve küveti köpükle doldurup içine girdim. Sırtımdaki yaralar yandı. Beni çok kötü dövmüştü. Sırtımın neredeyse tamamı mordu. Ama bunu kimseye söyleyemezdim, özellikle Harry'ye. Bunu öğrenirse Jackson'ı öldürürdü. Aslında fena fikir değildi ama Harry'nin hapse girmesini istemezdim.

                                                                          ***

Banyodan çıktım ve kurulanıp üzerimi giyindim. Saçlarımı kurutmuş, banyodan çıkacaktım ki odamdan sesler geldiğini duydum. Elime bir tarak aldım -başka birşey bulamadım ne yapayım- ve yavaşça banyodan çıktım. Koridordaydım. Odama birkaç adım kalmıştı ki odamda bir gölgenin hareket ettiğini gördüm. Yavaşça odama girdim. Kimse yoktu. Pencere açıktı ama ben açmamıştım. Arkamdan birisi, eliyle ağzımı kapattı ve diğer eliyle ellerimi tuttu. Kurtulmak için çırpındım ama boşunaydı, benden güçlüydü. Daha ne olduğunu anlamadan burnumda bir koku hissettim. Gözlerim kararıyordu..

UnforgetableHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin