Şarkıyla beraber okuyun (Give Your Heart a Break). Debby ve Harry'nin giydikleri kıyafetler yorumda (Multi=Debby)
Debby POV
Sabah erkenden kalkmıştım. Hemen dolabımı açtım ve iyeceğim kıyafetleri çıkardım. Rahat birşeyler giymek istiyordum. Kot şortumu ve siyah yıldızlı pembe bluzumu giymeye karar verdim. Üzerine, yeni aldığım siyah deri ceketin çok güzel olabileceğini düşündüm ve giydim. Artık hazırdım. Saçlarımı düzelttim ve Harry'nin yanına, aşağıya indim. Harry, bardaklara meyve suyu döküyordu. Yanına gittim ve yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra "Günaydın" dedim. Üzerinde siyah dar bir pantolon, gri tişört ve mavi-beyaz kareli bir gömlek vardı. Gülümsedi ve "Günaydın" dedi. Masanın üzerinde iki tane bol kaşarlı tost vardı. Çok çeşitte kahvaltılık ve bir tabakta yeşillikler vardı. "Bütün bunları sen mi hazırladın?" dedim sandalyeye otururken. Elindeki bardakları masaya koydu ve karşımdaki sandalyeye oturdu. "Neden? Hazırlayamaz mıyım?". Tek kaşını kaldırmış, gülümseyerek bana bakıyordu. "Y-yok canım, yani, tabi hazırlarsın da.. Sadece biraz şaşırdım." Güldü ve tostu bana uzattı. Tost gerçekten lezzetliydi. Meyve suyumu bitirdiğim anda zil çaldı. "Sanırım Zayn geldi" dedi ve kapıyı açtı. "Hazır mısınız?" dedi Zayn içeri girerken. "Evet. Şimdi çıkıyoruz." Ellerimi yıkayıp koridora geldiğimde Harry montunu giyiyordu. Siyah Adidas Neo'larımı giydim ve Zayn'in arabasına bindim. Bizi o götürecek.
Kısa bir yolculuktan sonra plak şirketine varmıştık. İçeri girdik ve asansöre doğru yürüdük. "Hangi şarkıyı söyleyeceğim?" diye sordum. "Büyük ihtimalle şarkıyı onlar seçer. Ama fazla kolay notaları olacağını sanmam." dedi Zayn. Birlikte asansöre bindik ve patronun ofisinin olduğu kata çıktık. İçeri girdiğimizde, patron oturduğu sandalyeden kalktı ve "Yeniden merhaba çocuklar. Size de merhaba Bayan..". Sözünü tamaladım: "Debby Walker". "Memnun oldum Bayan Walker" dedi ve elini uzattı. "Ben Bay McCall. Tanıştığımıza sevindim". Elini sıktım ve koltuğa oturdum. "Şimdi sizinle bir parça kaydedeceğiz" dedi masanın üzerindeki telefondan bir numara tuşladı. "Merhaba Bayan Blair.. Evet, kendisi şimdi burada.. Anladım, sizin yanınıza gönderiyorum." Telefonu kapattı ve bize döndü. "Şimdi bir asistan, sizi kayıt odasına götürecek." dedi. Tam bu sırada içeri bir kız girdi. "Asistanım Veronica ile tanışın" dedi. İçeri gireni siyah dalgalı saçlı kız "Merhaba" dedi. Harry ve Zayn ayağa kalktı. Ben de kalktım. Harry, Veronica'ya odaklanmıştı. Sertçe koluna vurdum. Kolunu tuttu ve bana döndü. Kaşlarımı çattım ve irileşmiş yeşillerine sert bir bakış attım. Başını Zayn'e doğru çevirdi. Zayn kıkırdadı. Birlikte odadan çıktık.
***
"Ne? Söyleyeceğim şarkı bu mu?" dedim elimdeki notalara bakarken. "Beğenmedin mi?" dedi Zayn. "Beğendim tabii ama ben bu notalara çıkamam ki". Masum bir şekilde önce Zayn'e sonra Harry'ye baktım. Bayan Blair yanıma geldi. "Bunu başarabilirsin" dedi Harry ve gülümsedi. Kayıt odasına girdim. Bir mikrofon vardı ve oturmam için bir sandalye. Odanın bir duvarı camdan yapılmıştı. Böylece beni görebileceklerdi. Sandalyeye oturdum ve bana verilen ulaklığı taktım. Söyleyeceğim şarkının notaları oldukça yüksek: Give Your Heart a Break. Demi'ninki gibi güçlü bir sesim yok ki benim. Bu şarkıyı nasıl söyleyeceğim? Az sonra yönetmenden 'başla' işareti geldiğinde derin bir nefes aldım ve kendimi rahat bıraktım. Harry, bana gülümseyerek bakıyordu. Artık hazırdım. Söylemeye başladım. Sesim düşündüğüm kadar kötü çıkmıyordu hatta tam aksine gayet iyiydi. Gözlerimi kapattım ve kendimi şarkının akışına bıraktım.
***
Kayıt bitmişti ve gerçekten çok rahatlamıştım. Odadan çıktığımda yönetmen beni yanına çağırdı. "Bunu radyoya vereceğim. Eğer tutarsa, sana şimdiden bir albüm anlaşması öneriyorum" dedi heyecanlı bir şekilde. Anlaşılan beğenmişti. "Bu harika" dedim gülümseyerek. "Buradaki işiniz bitti. Yarın, radyoda şarkını dinleyebilirsin". Harry ve Zayn yanıma geldi. Bayan Blair'e "Teşekkürler" dedim ve birlikte asansöre doğru ilerledik.
Harry POV
Eve geldiğimizde bitkin bir şekilde kendimi koltuğa attım. Yukarı çıkacak enerjim bile kalmamıştı. Debby'de bitmiş olacak ki yanımdaki ikili koltuğa oturdu. "Burada uyuyabilirim" dedim solgun bir sesle. Debby yanıma gelip oturdu. "Bu gece birlikte uyuyacağız" dedi ve yavaşça bana doğru eğildi. "Aslında, düşündümde sanırım kendimi çok enerjik hissediyorum" dedim sırıtarak. "Sadece uyuyacağız Harry. Ama yok, olmaz diyorsan sen burada uyumaya devam et" dedi ve koltuktan kalktı. "Ben yukarı çıkıyorum, iyi geceler" dedi merdivenlerden çıkarken. "Pekala, tamam sadece uyuyacağız" dedim ve arkasından gittim. Kıkırdadı ve odaya girdi. Biraz olsun açılmak için lavaboya girdim ve yüzümü yıkadım. Odaya geldiğimde, Debby çoktan pijamalarını giymiş yatağa yatmıştı. Hızlıca üzerimi değiştirdim ve yanına uzandım. Sırtı bana dönüktü. Uyuyup uyumadığını anlamak için elimi beline doladım. Hiçbir tepki bermeyince kendimi ona biraz daha yaklaştırdım. Hala tepki vermiyordu. Yavaşça boynuna bir öpücük kondurdum. Bana doğru döndü. Yeşillerim, onun bal rengi gözleriyle buluştuğunda çok tuhaf hissetmiştim. Gözleri hiç olmadığı kadar parlak ve berraktı. Gülümsedi ve bana sarıldı. Derin bir uykuya dalmadan önce hatırladığım son şeyi ellerimin onun saçları arasında dolaştığı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unforgetable
Romance"Bir kız ve kıza aşık üç erkek. İçlerinden sadece biri ona sahip olabilecek. Ama o kişi doğru kişi mi? Peki ya diğerleri yenilgiyi kabul edebilecek mi?" Macera ve aşk dolu, sürükleyici bir hikaye... İki aşkın savaşı...