Yapış yapış.
ıyk.İçi evraklarla dolu çanta benden çok daha önemli olduğundan paltonun içine çantayı saklamış yağmurun altında koşuyordum.
Jin en az altı kez falan aramıştı.
Her seferinde de beş dakikaya ordayım diyordum.
Neden geç kaldım?
Güzel soru.Aslında geç kalmadım, yani eğer otobüs şöförü insafa gelip dursaydı ve beni alsaydı yürümeyecektim bir sonraki durağa, yani geç kalmayacaktım.
Tamamen otobüs şöförünün suçu, yoksa ben geç kalkmadım.
Asla.Aceleyle şemsiye almayı da unuttuğum için olmayan tipim kaymıştı.
Paltom sırılsıklamdı ve saçlarım alnıma yapışmıştı.
Kuruyunca tel tel olacaklardı, harika.Durak görüş alanıma girdiğinde otobüsün orda durduğunu gördüm ve gözlerim kocaman açılmış bir şekilde bir elimle çantayı sıkı sıkı tutarken diğer elimi havada ışık sensörü açmaya çalışır gibi delice sallıyordum.
Son hızımla koşarken binen yolculardan bir kaçı bu tarafa bakmıştı.
Kızıl derili dansı yaptığımı düşünüyor olmalıydılar.Otobüse yetiştiğimde önümdeki orta yaşlı adamın arkasından nefes nefese bindim ve şöförü görmemle gözlerimi kıstım.
"Beni bekleseydin böyle olmayacaktı hödük."
Kısık sesle mırıldandığım cümlenin ardından biraz arkaya ilerlemiştim ama aşırı kalabalıktı.
Hem ıslak hem sıkış tıkış olmak hiç hoşuma gitmiyordu, kendimi balık gibi hissediyordum.
Kahkülümden akan su damlasının ne zaman düşeceğine bakarken telefonumun yüksek bir zil sesiyle çalmasıyla irkildim ve yere düşürdüğüm çantayı tekrar omzuma takıp telefonumu çıkardım.
"Efendim!"
"Ne bağrıyorsun be?"
Jin hyung'un şaşırmış ses tonuyla fazla bağırdığımı anlamıştım, hala nefeslerimi düzene sokmaya çalışıyordum.
"Bak bu bölüm başkanı şu zamana kadar sana bir şey yapamadı ama biraz daha geç kalırsan seni sikecek haberin olsun."
"Ah! Olur mu öyle şey ya, beş dakika hyung beş dakika! Ordayım ya çok yakındayım, ohoo otoyoldayım ben zaten."
Yanımdaki orta yaşlı adam bana yalan söylüyorsun der gibi baktığında başımı yere eğmiştim.
"Hangi beş dakika taehyung? Bir saattir beş dakikaya ordayım diyorsun, hangi saat dilimine göre konuşuyorsun! Beni delirtme çabuk gel şuraya!"
Telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırıp yüzümü buruşturdum ve hemen orda olacağımı söyleyip kapattım.
İnanabiliyor musunuz, yaşlı bir teyze yürüteciyle karşı karşıya geçmeye çalışıyordu.
Hatta bir ara geriye dönüp poşetlerini alıp tekrar yeltendi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Like a Demon | vkook
Hayran KurguBazı olaylar insanları oldukça değiştirebiliyor, gereğinden daha fazla ve kalıcı. Jeon Jungkook bunun canlı örneğiydi. ► boyxboy'dur. ► [!] smut içerebilir.