Farklı/ Zor Gerçekler

1.4K 40 12
                                    

Hızla arabama bindim ve anahtarı takıp güzelce direksiyona tutunup sürmeye başladım. Savaş'ın yanında sıkıldığımdan eve gidiyorum. Ne yapayım ben, dansözlerle! Aniden gelen sıcak hava dalgasıyla evin anahtarını aramaya başladım.

Yoktu, yine!

On dokuz yaşıma gelmiş olmama rağmen hala anahtarımı evde unutuyorum. İlk yol dönüşünden dönerek annemin psikolog olarak çalıştığı hastaneye doğru yol aldım.

Genelde zamanım olunca onun yanına gider ve dosyalarını incelerdim, merakıma sürekli yenik düştüğüm için oluyordu bu, annem izin verdiği için değil. Şu merak duygum yüzünden başıma gelmeyen kalmadı! Bir saniye kalmış, henüz ölmedim...

Arabamı, hastanenin önüne gelince kenara bir yere park ettim ve içinden çıkıp hızla içeriye girdim. Asansöre doğru yürürken önümde ki kız aniden durdu, o durunca ben de ona çarptım. Düşünce ağzından küçük bir çığlık çıktı.

"Ah, hayvan!" diye bağırdı. Ama o aniden durdu!

"Özür dilerim ana sen aniden durdun!" diye cevap verdim ona.

"Haklısın, özür dilerim." dediğinde ona elimi uzattım, elimden tutununca kolumun gücüyle onu ayağa kaldırdım. Ardından hiç bir şey demeyerek yürüyüp onu arkamda bıraktım. Asansörün önüne gelince çağırmak için yapılan düğmeye ardı ardına basmaya başladım.

"Şu düğmeye basmaz mısın? Rahatsız edici." dedi arkamda bıraktığım ama bana yetişen kız.

"Öyle mi?" dedim daha hızlı basarak. O sıra asansör geldi ve kapısı açıldı. İçeriye girdim ve düğmeye basmak için kolumu uzattım fakat kız benden daha hızlı davranarak dördüncü katın düğmesine bastı. Ben de o kata gidecektim, boş boşuna kolumu kaldırmış oldum.

Yapacak bir şey bulamayınca yanımda ki kızı süzmeye başlıyorum. Uzun kızıl saçları vardı, neredeyse belini geçiyordu. Gözleri kahverengi ve açık tenliydi. Üstünde mor bir elbise vardı. Ayakkabıları topuklu ve siyahtı. Sağ elinde ise siyah bir defter tutuyordu.

"Psikolog için mi geldin?"

"Sana ne?" diye cevap verdi.

"Bunu evet olarak kabul ediyorum. Sorunun ne?"

"İşime burnunu sokan insanlara karşı fobim var."

"Ne?" diyerek ağzımdan anlamadığımı belirten bir kelime çıktığında asansörün kapısı açıldı. Ona öncelik vermeden önden yürüdüm. Tam annemin odasının kapısını açacak iken ses geldi arkamdan.

"Oraya sıra alarak ya da randevu alarak giriyorsun ve benim randevum beş dakika sonra?"

"İnsanların işine burnunu sokmasına karşı fobin olduğu halde insanların işine burnunu mu sokuyorsun?" dedim ve göz kırpıp içeriye girdim.

Tam anlamıyla başka bir ruh haline bürünüp anneme gülümsedim.

" Anahtarımı evde unuttum... Senin anahtarını verir misin? "

" Sana da merhaba, Efe'ciğim! "

" Merhaba, anne!"

" Son bir hastam kaldı, bitsin beraber gideriz."

"Senin arabana ne oldu?" Sorumun cevabından korkuyorum.

"Tamirde!" dediği an kelimenin tam anlamıyla yıkıldım.

" Bu sefer ne yaptın? " dedim bıkmışlığımı sesime yansıtarak.

" Küçük bir kaza... Şimdi çık! " diye bağırınca döndüm ve odadan çıktım. Dışarıda bekleyen kızı görünce ona göz kırptım yine.

Küçük MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin