Dönüş/Siyah Kanatlar

134 15 2
                                    

"Sen de nesin?" İstemsizce ağzımdan dökülen kelimelerle siyah dumandan iğrenç bir kahkaha çıktı.

"Şeklimin kusuruna bakma, gücümü henüz toplamadım. Ben, senin gerçek babanım." dediğinde büyü yapmak için elimi kaldırdım fakat son sözünü söyleyerek yok oldu.

"Yeniden görüşeceğiz, kızım." Aniden odadan çıkıp Efe'nin yanına indim.

"Az önce çok saçma bir şey oldu." dedim ve nefes alarak lafıma devam ettim. "Biçimsiz bir şey bana babam olduğunu söyledi..."

"Biçimsiz bir şey değildir o, Şekil Değiştirendir..." Dedi ve sanki ağzından laf kaçırmış gibi bir his dalgası oluştu.

"Nereden biliyorsun?" Diyerek üstüne gittim.

"Vampirliğe alışmaya çalışırken bir tanesi bana saldırmıştı. " Yalanın kokusunu alıyordum, ekşi bir kokuydu. Yine de hiç bir şey demedim. Onu seviyorum ve ne olursa olsun bu değişmeyecek.

"Ama neden bana babam olduğunu söyledi?"

"Bilmiyorum..." Diye cevap verdi bana.

İştahım kaçmıştı, bunun üzerine ayağa kalktım ve uyumak için odaya gittim.

"Yanına gelmemi ister misin?" Diye sordu Efe.

"Sen bilirsin." Dedim.

Yatağın içine girdim ve kendimi karanlığa bıraktım.

*

Gördüğüm görüntüler hızla oluşuyor aynı hızla değişiyordu.

Uçan bir duman, Efe'nin elindeki şırınga, orman, kafes içinde olan Jennifer ve alevler içinde olan ben...

Hızla uyandığımda nefes nefese kalmıştım.

"İyi misin?" Diye konuşan Efe'ye yanıt vermedim ve masanın üstünde olan saate baktım.

06.52

Yeniden uyumanın bir anlamı olmayacağı için ayağa kalktım. Rüyamdaki acıyı ve korkuyu bir süre üstünden gitmesini bekledim. Tuvalete girdim ve işimi halledip elimi yüzümü yıkadım daha sonra dişlerimi fırçalayıp banyodan çıktım. Kötü şeylerin olacağını hissediyorum ve bunları düzeltmem gerekiyor.

Hissediyorum, karmaşayı, anlamsızlığı, acıyı... Hepsini aynı anda hissediyorum. Ve bunu düşünmek canımı yakıyor. Daha fazla düşünmek yerine durdum.

"Efe kalk, bir saat sonra dersimiz başlıyor." Diyerek üstümü değiştirecektim fakat üstümün hala dün giydiğim şeylerle aynı olduğunu fark ettim. Değiştirmek yerine çantamı hazırladım.

O sırada Efe ayağa kalktı. Üstünde iç çamaşırıyla beni umursamadan banyoya girdi. Bir kaç dakika sonra yüzünde gülümsemeyle çıktı. Çarpık ve ateşli bir gülümsemeydi.

"Günaydın, güzelim." Dedi ve annımdan öptü.

Buna karşılık kalbim hızlanmış ve yüzüme aptal olduğunu bildiğim bir gülümseme yayıldı.

"Günaydın sen de..." Deyiverdim birden. Efe'nin gülüşüyle ne kadar saçma bir cümle söylediğimi fark ettim. Çantamı ve telefonumu hızla alarak odadan çıktım.

Mutfağa girip, buzdolabını açtım. Ağzıma bir şeyler atarak geri kapattım. Dayanamayıp tekrar açtım ve masanın üstüne kahvaltılık koydum. Hızla çatal almadan onları yerken Efe'nin sesini duydum.

"Yavaş yemeye ne dersin?"

"Yarım saat sonra okulda olmamız gerekiyor bu yüzden hayır derim!" Diyerek yemeye devam ettim. Bana gülerek bakarken lokmamı yuttum.

Küçük MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin