Dönüş/ Vampirin Dönüşü

169 16 2
                                    

Gözlerimi sabahın güneşine açtım. Bir kaç dakika yattığım yatakta oyalandım. Yataktan kalkıp banyoya girdim, klozette oturup işimin bitmesini bekledim, işim bitince kalkıp aynadan kendimi inceledim.

Sekiz ayda bir çok şey değişmişti, ben değişmiştim. Kırmızı saçlarımı hızlıca taradım ve dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkadım. Acınası yüzüme bir kere daha bakarak banyodan çıktım.

Jennifer ile birlikte bana büyüde usta olan bir adam bulmuştuk, bana yardım etmeyi kabul etmişti ve iki gün önce benim işimin tamamlandığını söylemişti. Yine de beni uyarmıştı, her an Melez özelliklerimi gösterebilirdim.

Bu bana ne kadar dehşet veriyor olsa da artık kendimle savaşmak istemiyorum. Kendimi tamamen doğaya bıraktım, ne yapmamı istiyorsa artık önüme sunmalı. En azından artık kendimi kabul ettim, bilinmeyen şeyleri bilmeyi, içimde ki enerjiyi... Artık biliyorum ki bunlar beni ben yapan şeyler.

Ben bir Melez'im.

Enerjimi atmak ve gördüğüm kabusu aklımdan çıkarmak için koşmaya çıkmalıyım. Üstümü değiştirip evden çıktım. Başta tempoyla koşarken hızlanmaya başladım. Sahili defalarca kez turlamışken yorulduğumu fark ettim. Denize bakan bir banka oturdum. İstemsizce geçmiş onca ayı düşünmeye başladım. Çok fazla haksızlık oldu. Efe'nin ölmemesi gerekiyordu... Onu o kadar çok seviyordum ki!

"Defne!" diye bağıran Efe'nin sesini duydum.

Rüyalardan sonra bir de sesini mi hayal etmeye başladım?

"Defne?"

Pekala, bu gerçekten tuhaf.

"Defne!" Sesin geldiği yöne doğru kafamı çevirdiğimde Efe'yi gördüm.

Ama bu gerçek!

Hızla ayağa kalktım ve Efe'nin bedeninin olduğu yöne doğru yürüdüm. Heyecanla ona sarıldığımda beni havaya kaldırıp bir tur döndürdü. Gözlerimden yaşlar dökülürken, ne hissettiğimden emin değilken beni yere bıraktı ve yüzünü yüzüme yakınlaştırmaya başladı. Gülümseyerek dudaklarımı onun dudaklarıyla birleştirdim. Onu özlemiştim. Nefessiz kalana kadar ayrılmadık bir birimizden. Dudağımı emmeyi bıraktıktan sonra ona sormam gereken sorular aklıma geldi.

En başında 'nasıl?' olduğu vardı.

"Nasıl?" diye sordum.

"Deniz'in ısırığı bir kaç saat sonra işe yaradı, sen cesedimin kaybolduğunu sanırken aslında Deniz bana gücümü ve açlığımı kontrol etmemi öğretiyordu."

"Ama sekiz ay oldu!"

"Vampirlik sandığın kadar kolay değil."

"Peki nasıl güneşte yürüyorsun?"

"Ben de aynı soruyu Defne'ye sordum, aslında güneşin beni yok etmesi gerekiyormuş fakat ben henüz canlanmamış iken Deniz arkadaşına bunu engelleyen bir büyü yaptırmış bu sayede ölmüyorum."

"Aman Tanrım... Ne olursa olsun, artık yanımdasın!"

Heyecan doluydum ve içim içime sığmıyordu!

"Evime gidelim mi o zaman?" deyince beraber yürüyerek arabasına bindik.

"Hala Yavrum, ha?"

"Hala, Yavrum..." deyince gülümsedim ve arkama yaslandım.

Sevdiğin insanın yanında olmasından daha güzel bir şeyin olmadığını düşünüyorum.

"Bensiz sekiz ayın nasıldı?"

"Jennifer, bana büyüde usta olan birisini buldu ve bana yardım etmesini sağladık. Aylardır eğitim görüyordum ama bitti, onun dışında gizlice insanlara yardım ettim. Gün geçtikçe, dövüşmeyi bilmesem de dövüş yeteneklerim gelişiyor."

Küçük MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin