1.BÖLÜM "HAYAL KIRIKLIĞI"

207 23 10
                                    

Multimedya: Asya SOYKAN

Hayat , geçmişin derin izlerini gün yüzüne çıkaran bir etkendi.
Ölüm , babamı benden alarak ruhuma izini bırakmıştı. Hayat ise onun anılarını gördüğümde acısını gün yüzüne çıkarıyordu.

Ayağa kalkıp gardırobumun kapaklarını açtım ve fotoğraf albümümü aldım. Yatağıma bağdaş kurup oturdum albümün kapağını yavaşça açtım.

Gördüğüm fotoğraf karşısında gülümsedim. Babamın bana bisiklet sürmeyi öğrettiği fotoğraftı bu, annem çekmişti , zamanı geriye sarmak istiyordum.

Bir fotoğraf daha denk geldi gözüme kış ayındaydık. Bu fotoğrafta 11 yaşındaydım. Babamın yanakları ve burnunun ucu kızarmıştı , soğukta her üşüdüğünde böyle olurdu. Acaba yattığı yerde de üşüyor muydu?

Gözlerim dolduğunda gözyaşlarımın akmasına izin verdim.

Diğer fotoğrafa gözüm takılınca burukça gülümsedim sağımda annem solumda babam vardı ben de ortalarındaydım. Fotoğrafın üzerinde elimi gezdirdim , çok özlüyordum o zamanlarımı.

"Hani bizi bırakmayacaktın baba neden gittin? Ben seni çok özlüyorum lütfen gel baba... lütfen" boğazıma bir yumru oturmuştu sesim titriyor konuşmakta zorlanıyordum.

"Asya biliyorum babanı çok özlüyorsun ama kendini bu gerçeğe alıştırmalısın kızım baban gelmeyecek."

Kapının pervazında dikili olan anneme bakışlarımı çevirdim. Yüzündeki hüzünlü ifade yerini edinmişti.

Annem haklıydı ne zamana kadar böyle gidebilirdi ki? Gerçekler her zaman can yakardı fakat benim bu gerçeği kabullenmem gerekiyordu.

Elimle gözyaşlarımı silip , oturuşumu dikleştirdim "Haklısın anne babamın gelmeyeceği gerçeğini kabullenmem gerekiyor."

Annem yanıma oturup bana sımsıkı sarıldı ve saçlarımı öptü ardından beni kolunun altına çekti.

Babam üç sene önce trafik kazasında araba şarampole yuvarlanıp hayatını kaybetmişti. Babam vefat edince annemle ben duygusal anlamda büyük bir çöküntü yaşamıştık ve zamanla birbirimizin yaralarını sarıp destek olduk. Annem matematik öğretmeni olduğu için maddi anlamda fazla sıkıntı yaşamıyorduk.

Sessizliği bozan ben oldum "Anne sen neredeydin?" diye sordum göğsünden başımı kaldırıp.

"Gezmeye gitmiştim kızım."

"Gelince de beni dinledin öyle mi?" diye sordum tek kaşımı kaldırarak.

Alt dudağını dişledi ve gözlerini kaçırdı.

"Aslında seninle konuşmam gereken bir konu vardı. Ama sanırım şuan pek sırası değil."

Çekinmesini gerektirecek kadar önemli bir konu olmalıydı. Duruşumu dikleştirip " Konuşabiliriz anne seni dinliyorum" dedim ciddiyetimle.

"Güzel kızım" dedi elini saçlarıma götürerek "Beni anlayışla karşılamanı istiyorum sadece sonuna kadar dinle olur mu?" dedi gözlerini yere sabitleyerek.

"Tamam anneciğim seni dinliyorum" dedim tebessüm ederek.

"Kızım ben evlenmeye karar verdim"
Yüzümden kanın çekildiğini hissettim. Annemin dediği cümle zihnimin duvarlarına çarpıyor ardından yankılanıyordu.

Yüzümü buruşturdum şaşkınlıkla "A-anlamadım ne dedin sen!?" diye sordum güçlükle titreyen sesimle.

"Duyduğun gibi Asya ben evlenmeye karar verdim" annem gözlerini gözlerime sabitledi ne tepki vereceğimi ölçer gibiydi.

Hışımla ayağa kalktım "Senin nasıl böyle bir düşüncen olabilir anne, sen babamı nasıl unuttun hemen?! Bir de bu konuyu anlayışla karşılamamı bekliyorsun öyle mi?! Beni hayal kırıklığına uğrattın!"
Aşağılayıcı bir bakış attım "Yazık , çok yazık."

Odamdan çıkıp hole yöneldim annemin peşimden geldiğini zeminde bıraktığı küçük seslerden duyabiliyordum.

Zorla tuttuğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Boğazımı hapseden yumru yutkunmamı zorlaştırıyordu.

Annem bana yetişip uzun ince parmaklarını koluma kenetledi durdurmaya çalışırken. "Asya dinle beni kızım lütfen" dedi yalvarırcasına gözlerime bakıyordu.

Annemin kolumdaki eline bakıp hızla çektim "Bana sakın dokunma , sakın."
deyip hızla kapıya doğru yöneldim.

"Kızım nereye gidiyorsun?" diye sordu annem endişeyle.

Onu umursamadan kapıyı hızla ardıma kapattım.

Koştum , nereye gideceğimi bilmeden sadece koşuyordum. Yağmurun zemine düşen damlaların sesi beni rahatlatıyordu. Ciğerlerime derin bir nefes çektim.

Ağlayışım gittikçe dinmeyecek bir hâl almaya başlamıştı. Koşarken çamura bulaşmış ayakkabılarımı umursamadan koşmaya devam ettim.

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin