Multimedya: Ateş Altay
Mutluluk kimi zaman bizim elimizdeydi. Annemin mutluluğu ise benim ellerimin arasındaydı.
Güneş , ihtişamıyla semada süzülürken ışıltısı gözlerimi kısmama neden oluyordu.
Bavulumu yatağın üzerine koyup gardırobumun kapaklarını açtım. Annem eşyalarını birkaç gün önce İstanbul'a göndertmişti fakat ben kendi yanımda götürmeyi tercih etmiştim.
Kıyafetlerimi düzenli bir şekilde katlayıp bavulun içine yerleştirmeye başladım. Yarın nikâh günüydü ve Izmir'den ayrılacağımın sayılı saatlerindeydim.
İzmir'den ayrılmak benim çok zor olacak olsa da ayrılmak zorundaydım.
Kıyafetlerimi bavula yerleştirmeyi tamamladıktan sonra gözüm duvarda asılı duran babam ile fotoğrafımıza takıldı.
Fotoğrafa gözlerimi kilitledim ve uzun uzun baktım.Ayağa kalkıp çerçeveyi aldım ve fotoğrafın üzerinde elimi gezdirdim. Gözyaşım kirpiklerime tutunmayı bırakıp yanağıma doğru süzüldü , ardından çerçevenin üzerine düşmüştü. Baş parmağımla okşar gibi sildim.
"Evimizde son günüm baba. Nerede olursam olayım birbirimizin kahkahalarına eşlik ettiğimiz vakit kulaklarımı dolduruyor olacak."
Yanağıma doğru süzülen gözyaşımı elimle geriye ittim.
Bavulun fermuarını çekip kapıya doğru yöneldim. Hole çıktığımda askıdan ceketimi alıp kapının kulpunu aşağıya indirdim.
"Nereye gidiyorsun kızım?" diye soran anneme başımı çevirdim.
"Babamın yanına" diye cevapladım kısık bir sesle.
Annem başını "tamam" anlamında sallayıp oturma odasına doğru ilerledi.
Ayakkabılarımı giyip ceketimin kapüşonunu başıma geçirdim. Merdivenleri ikişer ikişer inip sokağa çıktım.
Ellerimi ceplerime koyup İzmir sokaklarında yürümeye başladım.
Havadaki hafif rüzgâr esintisi ağaçlardaki yaprakların süzülmesine neden oluyordu. Güneş yavaşça kızıllığını semada çiziyordu.
Kabristana girdiğimde babamın yanına doğru ilerledim.
Çeşmeden şişeye su doldurup babamın yattığı yere ilerledim.
Başucuna doğru yönelip taşını öptüm ardından şişeyi toprağının üzerinde gezdirerek boşalttım.
"Baba ben geldim beni görebiliyormusun?" dedim taşını okşarken.
"İzmir'den ayrılıyorum. Yarın annemin nikâh günü baba" dediğimde gözlerimi kapattım.
Gözlerimi yavaşça açıp konuşmaya devam ettim.
"Ha sakın yanlış anlama baba buraya veda etmeye gelmedim. Ben seni yüreğimde taşırken bedenimle nasıl veda edebilirim ki?" dedim gözyaşlarım git gide artarken.
Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim hıçkırıklarımı bastırmak için gayret ettim. Babamın yanından ağlayarak ayrılırsam hisseder ve üzülürdü. Onu üzmeye hakkım yoktu.
Ayağa kalkıp burukça gülümsedim. Elimi babamın taşına götürüp okşadım.
"Seni özlediğim zaman ay'a bakıp onunla konuşacağım , seni çok seviyorum baba " deyip taşına yaklaşıp öptüm.
Babamın başucundan ayrılıp kabristanın çıkışına doğru yöneldim.
Babamdan ayrılacak olmam içime hüzün tohumları ekiyordu. Fakat annemin mutluluğu benim için en önemli etkenlerden biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SEN
Teen FictionAsya babasına âşık bir kız olarak büyürken trafik kazası duyguların paramparça olmasına neden olmuştu. Gün geçtikçe babasının yokluğu onu derin bir acıya sürüklerken bariz gerçeği kabullenmesi gerektiğinin farkındaydı. Bir yanda annesinin mutluluğu...