Bedenim şaşkınlığın esiri altına girerken kan yüzümden çekilmiş gibiydi. Kemikli sert suratı ,hafif havalanmış kaşları ve kendinden emin duruşuyla beş adım ötemde olayı sorgulayan bakışlarıyla Özge ve Kerem'e bakıyordu.
Gözlerim Burcu'nun şaşkın bakışlarına takıldığında yavaşça yutkundum. Ateş dediğimi duymuş olmalıydı.
"Asya neler oluyor? Sen Ateş'i nereden tanıyorsun?" diye sordu şüpheli bakışlarına kısık ses tonu eşlik ederken.
Olayın getirdiği şaşkınlık bedenimde hükmünü sürerken dişlerimi dudağıma geçirdim , "Burcu bunları sonra konuşsak olur mu?" diye sordum pürüzlü bir sesle.
Şüpheci bakışları gözlerime değerken üstelemeyip başını sallamakla yetindi.
"Size soruyorum neler oluyor burada?" diye tekrar sordu Ateş buz gibi sesiyle.
Bakışlarımı Ateş'e çevirdiğimde bir cevap bekliyordu ve sabrı taşmak üzereydi. Kerem pişmanlıkla gözlerini kaçırdığında Özge öfkeyle kollarını göğsünde birleştirmiş Kerem'e bakıyordu.
"Ben söyleyeyim," dedim oturduğum yerden kalkarak.
Ateş dahil bütün sınıfın bakışları bana döndüğünde bunu umursamayıp dudaklarımı araladım.
"Kerem bunu nasıl duydu bilmiyorum ama..." deyip duraksadığımda bakışlarımı Kerem'in pişmanlıkla bakan kahverengi gözlerine çevirdim.
"Asya ben özür dile-" Kerem'in lafına karşılık elimi kaldırıp "dur" dercesine böldüğümde devam ettim.
Sınıf ölüm sessizliğine büründüğünde herkes söyleyeceklerime odaklıydı ve pür dikkat beni izliyorlardı. Ateş şüpheyle çenesindeki yeni çıkmaya başlamış sakallarını kaşırken gözlerini üzerimden ayırmamıştı.
"Saklayacak değildim fakat insanların özel hayatına burnunu sokup bunu size anlatması tamamen saygısızlık!" dedim sert bir ses tonuyla.
Kerem gözlerini utançla kaçırdığında Ateş'in bakışları da Kerem'i göz hapsine almıştı.
Sıradan çıkmak için bir adım attığımda Burcu'da kalkıp geçmeme müsade etmişti.
"Evet!" dedim ses tonumu yükseltip alkışlayarak ilerlediğimde Özge dişlerini sıkmış kısılan gözleriyle bana bakıyordu.
"İyi iş çıkarttın Kerem terbiyesizlikte zirvedesin," deyip isterik bir kahkaha attığımda hızla sınıfın kapısını açıp koridora çıktım.
Gözyaşlarım kirpiklerime tutunmayı bırakıp dokunduğu her yeri yakarken elimle silip koşar adımlarla lavaboya yöneldim.
Lavaboya girip kapıyı kapattığımda kabinlerden birine girip klozetin üstüne oturdum. Bacaklarımı karnıma doğru çektiğimde başımı dizlerime yasladım.
Gözyaşlarım ardına ardına firar ederken dudaklarımın arasından kesik kesik hıçkırıklar kaçmasını engelleyememiştim. Doğup büyüdüğüm şehri terk etmiş annemin mutluluğu için İstanbul'a gelmiştim. Yaşadığım hayattan memnun değildim keza Özge'de değildi. Kerem yaptığı davranışın sonucunu düşünmemiş ve herşeyi söylemişti. Sonradan pişman olmuş olsa da keşkeler geri gelmezdi. Saklamaya niyetim yoktu saklamayacaktım da fakat Özge'nin söylediği sözler gururumu yerle bir etmişti.
Kesik kesik hıçkırmaya devam ettiğimde lavabonun kapısı açıldı.
"Asya?" diye bir ses duyduğumda sesin Burcu'ya ait olduğunu anlamam zor olmamıştı. Adım seslerinden kabine doğru yaklaştığını anladığımda kapıyı tıklattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ SEN
Novela JuvenilAsya babasına âşık bir kız olarak büyürken trafik kazası duyguların paramparça olmasına neden olmuştu. Gün geçtikçe babasının yokluğu onu derin bir acıya sürüklerken bariz gerçeği kabullenmesi gerektiğinin farkındaydı. Bir yanda annesinin mutluluğu...