BENİ AŞKA İNANDIR (TAMAMLANDI)

BENİMLE EVLEN

Küçük adımlarla koşmaya çalışan meleğe bakıyordu öyle güzel öyle masumdu ki  bir ömür bu güzelliğe bakabilirdi.

"Tayı " dedi o pertek sesiyle dayı demeye çalışan kıza daha da masum bakıyordu yağız 

Gökhan kızmış gibi yaparak "kız cadı niye bırakıyorsun elimi diye fındık burnunu sıktı nasıl da iyi tanıyordu küçük kızın bu hallerini 

"Tayımı çok özledim ama tayı " diye yağıza sığındı cimcime dört yaşındaydı ama tam bir bilmişti hele o konuşmasıyla her kesi kendine hayran bırakıyordu.

Gel bakayım buraya fındık kurdu.bir yanak buradan bir yanakta şuradan ben bugün iyi çikolata yedim kız diye bir kez daha öptü meleği .

Gökhan ise uzaktan izliyor meleğin yağıza ne kadar iyi geldiğini düşünüyordu eğer o korkunç kaza olmasaydı yağız şu anda evli ve belki de baba olmuş genç bir adam olacaktı hayat neden hiç adil değil diye geçirdi içinden paraları vardı ama değer verdikleri hayatta değildi derin bir iç çekerek meleğin hep bu kadar masum kalmasını istedi tıpkı ismi gibi melek kalmasını.

Tayı talıncağa tidelim mi 

"Senin o salıncağa talıncak diyen , gidelim mi ye tidelim mi diyen ağzını yerim ben kız sen bu kadar güzel olma , bu kadar  güzel konuşma çikolata yoksa ben seni kıskanırım ona göre  " diyerek yine yanağına bir öpücük kondurdu.

Yağız benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor siz gidin. Geliyorum ben  

Tamam. Gökhan salıncak tarafındayız biz 

Gökhan tayı çabuk gey özyeyim ben teni 

"Senin o ağzını yerim cimcime ayrılabilir miyim ben senden hemen gelecem söz "  diyip o minik ellerine Öpücükler kondurdu.

Kız çikolata bitti mi salıncak sevdan yaklaşık on dakikadır sallıyorum dayına da acı diye salıncağı durdurdu ve salıncağın önüne geçerek meleğin ellerini tuttu ve kucağına aldı yine dayanamayıp o tombul yanakları öptü , öpmek ne kerime bir iki kere ısırdı bile gülerek karşısında ki kızı izliyordu küçük prenses ise ona küçücük elleriyle sımsıkı sarılmış yanağına küçük öpücükler konduruyordu

Tayı tayı tayı dedi ellerini karşı ki tarafı göstererek

Yağız ise şaşkın sekilde meleğin gösterdiği tarafa baktı ama hiç bir şey göremedi .

"O aba niye ağlıyo kim üzdü onu" dedi dudak bükerek

Yağız ise tebessümle karşısında ki meleğe baktı sonra ise gösterdiği kişiye

Uzun saçlı kumral üzerinde beyaz badi ve siyah pantolonlu bir kız banka  oturmuş etraftaki hiç kimseyi düşünmeden ağlıyordu .

Bilmem dedi meleğin boyuna gelebilmek için aşağa çömeldi ve şefkatli elleriyle yanağını okşadı.

"Onu da mı annesi babası gökyüzüne çıktı tayı ondan mı ağlıyo" dediğinde yağızın gözleri doldu ve meleği kucağına alıp sımsıkı sarıldı. Gözlerinin dolduğunu meleğe göstermek istemiyordu taki melek  dayısının gözlerine bakarak  ; sen ,Gökhan tayım , dedem ve sinan amcam gökyüzüne  hiç ditmeyin tamam mı tayı ben onları çok özlüyoyum tizi de özyeyim dedi ve yağızın yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. İste o an anladı yağız bu kız gerçekten de büyümüşte küçülmüş gibiydi. Hele bu pertek konuşmasıyla tam bir cadıydı.

Yağız kucağında melek tekrar karşı tarafa baktı ve baranı gördü . Baran kim miydi yağızın çok yakın bir arkadaşı ama yanında ki bu kız diye mırırdandı bu kız kimdi ve neden baran bu kızın elini tutuyordu istemsizce ayakları baranın yanına gitti.