6.bölüm

17 14 1
                                    

Teona'nın korkak bir kadın olmadığını biliyordum.Bu yaptığımın elbet bir karşılığı olacaktı.Ama Fiyona'nın da dediği gibi gücümün farkına varmıştım.Diğerlerinin de üstünden gelebilirdim. Fiyona'ya leş kargasına yaptıklarımı büyük bir gururla anlattım.Fiyona en güçlümüz olmasına rağmen bu yaptığım karşısında hem korkmuş hem de çok şaşırmıştı.Bu kadar kolay anlatabilmem ona ilginç gelmiş olmalıydı.İlk cinayetimi işlerken sanki benliğimi bulmuş gibiydim.
Tüm vucumda kan akışım hızlanmış , beynim her zamankinden daha fazla hakimiyet sağlamıştı.Ayak tırnaklarımdan, saçlarımın uçlarına kadar gücümün sirayetinin farkına varmıştım.
Bu olaydan sonra uzunca bir zaman Teona bana yaklaşamadı.Fiyona için işkenceler devam etmekteydi.Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Malhaz'a da artık içimi açma zamanı gelmişti.Bu sevgi sustukça beni öldürüyordu.Ona bahçe izninde söylemeye karar verdim.
Bahçede göz gezdirdikten sonra Malhaz'ın bir ağacın altında oturduğunu gördüm.Yanına gittim bir süre sohbet ettikten sonra ona duygularımı anlatmaya başladım.Bu benim için zordu ama yapmalıydım.Malhaz ben bitirene kadar sustu ve yalnızca dinledi.Hiç şaşırmamış gibiydi.Bu tepkisinin sebebini sordum da "Unuttun sanırım Arya onlar bana önceden olacak her şeyi söylüyorlar" cevabını verdin de anladım öyle ya Malhaz zaten bunun olacağını biliyordu.
Malhaz da beni sevdiğini söylediği vakit içime su serpilmişti.Onu sevmek , rahatça haykırabilmek öyle bir duygu ki tarifi yoktur.Onun ağzında çıkan iki kelime seni seviyorum bunu duymayı dünyada ki hiçbir şeye değişmezdim.
Malhaz'ın ağzından çıkınları işittikte yanaklarımın kızardığını , içimdeki sıcaklığı , yüzümde ki engel olamadığım gülümsemeyi ve utancı hissedebiliyordum.İşte o gün Malhaz'ın bir ömür boyu yanımda kalacağına artık emindim. Malhaz sözlerini bitirdikten sonra usulce dudaklarıma yaklaşıp ufacık öpücüğünü kondurdu.O an nefesini nefesimde hissetmek sanki hayatıma yeniden başlamak gibiydi.Dudaklarındaki ıslaklık abı-hayat gibiydi.
O gün aşkı iliklerime kadar hissettim.O an hain zaman durmalı ve o anda kalmalıydı.İlk öpücük bir ömre bedel bir kaç saniye bunu asla hafızamdan silemem.Küçücük bir kızın dudaklarına dokunan bir çift dudak , daha değerli ne olabilirdi. Fiyona'ya anlatırken yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissediyordum.Dahası bu öpücüğe Kamer ve Malhaz'ın göremediğim arkadaşları da şahit olmuştu.
Kamer bunun henüz erken olmuş olduğunu düşündüğünü söylesede benim için mutlu olduğu her halinden belliydi.O gece daha önce hiç olmadığı kadar huzurlu yatağıma yattım.Her hafta olduğu gibi uykumu onlar bölmüş olsa da açıkcası ilk kez hiç umurumda olmamaıştı.Malhaz hayatımda olduğu sürece onların da hayatımda olacağı gerçeğini biliyordum ama bunun zaten bir önemi yoktu.Ertesi gece Teona yine soluğu odamda almıştı.Yine işkencelerin başlacağını anladım.Biliyordum bu kadının korkusu yok ben ne yaparsam yapayım vazgeçmeyecekti.Benim yerinde başkası olsaydı kim bilir kaç kez intihar etmişti.Ne olursa olsun ne kadar iğrenç işkencelere maruz kalsam da artık yaşamak zorundaydım.Bir gün Malhaz ile mutlu olacağıma emindim.
Teona bu kez yöntem değiştirmişti.Ne kadar dirensem de Teona'nın beni zincirlemesine engel olamadım.İkinci bir cinayet işlememem için tedbir olarak zincirleri kullanmaya başlamıştı. Artık hiçbir şey hissetmiyordum.Bedenime her şeyi yapabililerdi.Lakin ruhuma dokunamayacakları için aslında şansız olan ben değil onlardı.Ruh bile bedenden ayrılınca beden toprak oluyor.Beden ise geldiği toprağa geri dönüyor.Ve nihayetinde çürüyor ve börtü böceğe yem oluyordu.Şimdi aç kurtların olan bedenim bir gün de nasıl olsa toprak altında unutulup kalacak asıl kalan ruh olacaktı. İşkence sonrası odama döndüğümde Teona'nın uyuşturucu iğnesiyle uykuda daldım.Güneş odamı aydınlatmaya başladığı sırada gözlerimi halen açamıyordum.Pencereden gelen hafif rüzgarı ise tenimde hissedebiliyordum.Gün ağarmıştı ama gözlerim için henüz karanlıktı.Gözlerimin önünde birden beliren hayal rüyamıydı gerçekmiydi ayırt edemiyordum.Eski harebeye dönmüş bir evden yardım isteyen bir kadının sesini işitiyordum.Eve doğru yürüdükçe ise sanki ev bende uzaklaşıyordu.Seslerin kesildiği sırada gözlerim açıldı.Penceren vuran güneş gözlerimi yakıyordu.Kendime geldiğimde Kamer'e anlattığımda, rüyamı yoksa gerçek mi bunu kendim çözmem gerektiğini söyledi.Bunlar işaret miydi yoksa sadece beynimin bana oynadığı bir oyun muydu?
Malhaz'ın her zamn ki gibi dilinde aynı cümleler inanırsam ancak bulmacayı çözeceğimi söylüyordu.Aslında çözmek istiyor muydum bilmiyorum.Y a da çözdüğümde sonuçları neler olacaktı? Teona Malhaz'ın elektrik işkencelerine de son vermiyordu.Biz nasıl insanlarız ki bunca işkenceye rağman hayatta kalabiliyoruz.Ruhun gücü bedene de sirayet ediyor olmalıydı.
Malhaz'ın vücudunda elektrik şokları nedeniyle harita gibi binlerce leke varolmuştu.Tabii bu benim gözümde kötü görünmesine hiçbir şekilde sebeb olmuyordu.
Teona bir sabah uyandığında bizi bu hastaneden götüreceğini söyledi.Bunu başarmıştı bilemiyordum.Çünkü sadece hastahanede kalan çocukların bir kısmını götürecekti.Ya Teona'nın yaptıklarını diğer görevlilerde biliyordu izin veriyordu ya da yine yarasılığını kullanıp zekice bir plan bunu sağlamıştı.
Bir kaç gün sonra ben Fiyona, Malhaz bir de birkaç bizim yaşalarımızda insanlarla bir arabaya tıkılıp yola çıkmıştık.Bir kaç saat sonra adeta karantina bölgesine benzeyen şehiren uzakta büyük bir mekana getirilmiştik.Dört bir yanı duvarlarla ve tellerle çevriliydi.Buraya getirilen insanların aileleriyle bağları koptuğu için onları soran ve yokluklarının farkına varan da olmayacaktı.Bu mekana on kişi getirildik.Bunların beşi kız beşi ise erkekti.Yanımızda kalacak kişiler ise Teona ve onun yancılığını yapan iki hemşireydi.Mekanın büyük olmasına rağmen yalnızca bizim için iki hazırlanmıştı.Kızlar ve erkekler olmak üzere iki oda ayarlanmıştı.Diğer odalarda ne olduğunu ise bilmiyordu.Teona'nın diğer odaları işkence için kullanacağını düşünüyordum.Belki d hepimiz için ayrı ayrı işkenceler planlamış ve odaları hazırlamıştı.Bunu da zamanla öğrenecektik.

SİRAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin