13.bölüm

7 8 0
                                    

Merdivenlerden çıkarken derin nefesler aldım son nefesim olduğunu düşünerek çıktım.Yukarı çıktıkça sesler çoğalıyordu.
Çatı katının kapısına geldim bir saniye duraksadım ve yavaşça kapıyı açtım...
Sonrasında olanlar dehşet dakikalardı belki de dakikalar sürüp acısını çok uzun süre hissedeceğim dakikalar...
Kapıyı açtım ve ardımdan kapı hızlıca kapandı.Açmak için uğraşmadım usulca ölümü karşılamalıydım. Bir kaç saniye sonra odadan çığlıklar yükseldi.Öyle yüksek çığlıklar duydum ki kulaklarım neredeyse sağır olacaktı.Gözlerime inanmak imkansızdı.Tavanda asılı bir kadın ceseti ve kanlar içinde yatan tanınmayacak halde olan bir ceset daha ve etraflarında çığlık atan ne oldukları belli olmayan yaratıklar bu kadar vahşet dolu bir manzara daha önce hiç görmemiştim.Taş kesilmiştim.Sonra kadın cesetininin gözlerini açtığını görünce çığlık attım ama sesim çıkmıyordu çıkıp gitmeliydim oysa hareket edemiyordum.Korkunç gülme sesi kulaklarımı çınlatıyordu.Tek yapabildiğim gözlerimi kapatmak oldu.O an kafama aldığım darbe ile yere büyük acı hissederek yere yığıldım... Aradan saatler geçmişti.Gözlerimi açtığımda her şey çok normal yerinde duruyordu.Yine ölmemiş olmanın hüsranını yaşadım son gördüklerimde neydi öyle?Daha ne kadar bu kabus devam edecekti.Peki ya ben nasıl bayılmıştım? Evin bahçesine indim ve saate baktım.Çok geç olmuştu ama hala ne Maun ne de Elisa eve dönmemişlerdi.Ben baygınken arayıp ulaşamamış belki de Felix ile birlikte olduğunu düşündüm.Bir süre daha bekledikten sonra iyice endişelenip Felixi ve Birta'yı aradım ama onlara da ulaşılamıyordu.Gördüğüm kabusuda düşününce iyice endişelendim. Korku içinde bir çare düşünürken Felix'in araabsının sesini duydum bir saniyeliğine mutlu olmuştum.Maun'un döndüğünü sanmıştım.Oysa ki asıl gerçek korkunçtu. Felix ağlıyor gibi görünüyordu , ayakta duramaz haldeydi. Duyacaklarımdan korkarak sesim titreyerek ne olduğunu sordum.Yalnızca üzgün yüzüme bakıyordu.Konuşmaya cesareti yoktu. Nefesim kesiliyordu.Sürekli ne olduğunu soruyordum.Felix konuşmaya başlayınca keşke kulaklarım sağır olsaydı da duymayasadım. İşte gerçekleşmişti.Şeytanın niyeti sağ gösterip soldan vurmaktı.
Felix anlatıyordu;
-Arya bu nasıl söylenebilir bilmiyorum.Bugün kasabada devriye gezerken haberi aldık sonrasında kurtarmak için her şeyi yaptıysakta ne yazıkki çok geç kalmıştık.
Ne olduğunu anlayamıyordu.Nefessiz sürekli ona ne olduğunu soruyordum.Felix devam etti.
-Tekneye patlayıcı madde yerleştirilmiş.O ne yazıkki bunu fark edememiş.Teknenin motoru çalışıncada...
-Gittiğimizde tekne çoktan kül olmuştu.O tanınmayacak halde Arya çok üzgünün o artık yaşamıyor.
Başımdan aşağısını hissetmiyordum yere yığıldım.Ağlamayamıyordum bile gözlerim kapandı.Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında yatıyordum.Uyuşturucu iğneler yüzünden hiçbir tepki veremiyordum.Ama aklımı kaybetmiş olmayı çok isterdim.
Etrafımdaki herkes ölüyor.Küçükken şanslı olduğumu düşünürdüm oysa lanetli gibiydim.Birta'da yanımda duruyordu ama o da benim gibiydi.Nasıl olduğunu bunu kimin yaptığını sorduğum da onu dah önce öldürmediğime binlerce kez lanet ettim.Nasıl da unutmuştum ben o şeytanı nasıl anlayamamıştım kurtulmak istediğinin ben değil Maun olduğunu beni uzaklaştıracaktı ki böylece cinayetini daha kolay gerçekleştirebilecekti.Bilmece çözüldü.
Elisa bunu çok önce planlamıştı.Yıllarca içinde büyüttüğü kini öyle büyümüştü ki her dakikasını düşünmüştü.O çete takımına kendini kullandırıyor para kazanıyordu böylece istediğini de elde edecekti.Sabah erken çıkmasının sebebi işte buymuş.Maun'u saniye saniye ölüme sürüklemiş nasıl da fark edemedim.
Birta anlatırken onu öldüreceeğimi söyleyip kalkmaya çalışıyordum ki Birta onunda öldüğünü söyledi.İşte bu kısmı anlamamıştım.Elisa cinayeti işledikten sonra kendini de asarak öldürmüştü.Geriye suç ve suçlu bırakmayıp temiz bir iş çıkartmıştı.Şeytanla iş birliği yapmış gibi yanında bir de onu da götürdü. O hastanede kaç gün yattım ne kadar ağlama nöbetlerine girdim ne kadar iğnelerle seumlarla sakinleştirilmeye çalıştıklarını bilmiyorum. Hastaneden çıktıktan sonra Birta eve dönmeme izin vermedi.Onun evinde kaldım.Uzunca bir süre odadan çıkmadım.Ne su ne de yemek tek istediğim ölmekti.Bu acı çok faklı daha önce kan döktüm ama bu kez kanı dökülen hayat arkadaşımdı ben onu bir ömür benimle olmasından başka hiçbir şey istemezken şeytanın biri gelip buna engel olmuştu.Elisa bu ismi yaşadığım müddetçe unutmayacağım her saniye lanet okuyacağım sana cehennemin ateşinde Maun'a yaptığın gibi kül olmanı istiyorum. Bundan sonra ne olacaktı ben nasıl yaşayacaktım.Yaşamak için hiçbir sebebim yoktu.Günlerce sonrasını düşündüm kendimi öldürmeyi bile düşündüm ama bunu yapamazdım.Şimdi kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı.Geçmişe yolculuk yapma vaktim gelmişti. Akşam yemeğinde geri döneceğimi söyledim.Felix ve Birta benden ayrılmak istemediler ama artık o ülkede daha fazla nefes almak bana haramdı.Ardımda bıraktıklarımın peşine düşme zamanı gelmişti.Bilmece tam anlamıyla çözülmüş değildi.Bu kez nereden başlayacağımı biliyordum.Bıraktığım yereden başlayacaktım.Bu kez korkusuzca kana kan dişe diş... Kamerin dediği gibi ay ışığında yürümeyi bırakıp güneşe çıkmalıyım çözmem gereken bulmacanın bir ucundan başlamalıyım. Ben çözersem güneş doğudan doğacak ve esaret bitecek...
Evden eşyalarımı toplamaya başladım.Onun eşyaları arasında canımdan can gidercesine onu ardımda bırakıp gidecektim.Oysa bu ülkeye gelirken bana söz vermişti.Hep yanımda olacaktı biz mutlu olacaktık.Şeytan hikayemizi kana buladı.
Pek fazla eşya almadım birkaç parça giyecek ve geçmişten gelen hediye bir de Maun'un kokusunu almak için uğurlu flarını aldım.O gün yanına almayı unutmuştu...

SİRAYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin