Bölüm Playlist;
Colton Dixon - More Of You
Lauren Daigle - Trust In You•İLK ADIM|2
Yağmur yağmazsa eğer, gökkuşağı açmaz.
Gözlerimi açtığım da kendimi revirde bulmuştum. Kimse yoktu. Buna hemşire de dâhil. Bir süre kendime gelmek için sessizce beklemiştim saatin kaç olduğu konusunda emin olmadığım için fazla önemsemedim, revirin boş olmasını. Büyük ihtimalle öğle yemeğine çıkmıştı görevli. Yavaş bir şekilde sırtımı yataktan kaldırdım ve derin bir nefes aldım.
''Hey ne yaptığını sanıyorsun sen?''
Sesin kaynağına bakmak için gözlerimi karşı taraftan çektim ve odağıma kapıyı aldım. Kızıl saçlara sahip bir kızdı konuşan. Daha önce görmediğime emin olduğum bir tipi vardı fakat üzerindeki üniforma bu okula aitti. Kısa okul eteği, beyaz okul gömleği, kısa diz altı çorapları ve kahverengi botları vardı üzerinde.
Hızlı adımlarla yattığım yatağa yaklaştı ve karşıma geçerek, ''İyisin değil mi?'' diye sordu, sesi panikliydi. Benimle ilgilenmesine şaşırdığım için ona şaşkınca bakmaktan öteye gidemedim bu sırada fakat o, bunu önemsememiş ve beni incelemişti. Ardından sordu: ''Sana ne oldu?''
Aslında konuşmaktan çekiniyordum fakat Eğer beni kurtaran o ise ona bir teşekkür etmem gerektiğini bildiğimden konuşmak adına dudaklarımı ıslattım. Sanki konuşmayı yeni söken bir bebektim ve o annemdi. Ona anne dememi bekliyordu. Ağzımdan çıkacak cümleleri merakla beklediği o denli belliydi ki. Rahatsızca yerinde sallanıyordu. Benim için endişeleniyor muydu? ''A-acaba... B-beni s-sen mi k-kurtardın?''
''Pek kurtarılmış sayılmazsın.'' Ona şaşkınca bakmaya devam ettim, ne demek istiyordu? Gözlerini işaret ettiği yeri fark ettiğim de istemdışı derin bir nefes almıştım.
Şaçlarımdan bahsediyordu. Saçlarımı sorun ettiğimi falan mı sanıyordu yani? Daha beterlerini yaptıkları zamanlar vardı. Göğüs aramdaki sigara izleri ya da belimdeki tırnak izleri. Hatta bileğimdeki kesik izleri... Saçlarımı kesmeleri hiçbir şeydi. Bakımlı bir kız değildim bunun yanında birine güzel gözükmek gibi bir amacımda yoktu zaten. Bu nedenle saçlarımı dert edeceğimi hiç ama hiç sanmıyordum.
''T-teşekkür e-ederim,'' diye mırıldandım ve geriye doğru çekildim. Fazla yakındı ve... Bilirsiniz kokumdan ya da başka bir şeyimden rahatsız olmasını istemiyordum aylar sonra benimle düzgün bir şekilde konuşan ilk insandı.
''Ağrın falan yok değil mi?''
Başımı salladım, ağrım yoktu sadece... Tuhaf hissediyordum. Sadece konuşmuyordu. Şu an karşımda duran kızıl saçlara sahip kız aynı zaman da benimle ilgileniyordu. Bir arkadaş gibi?
''O zaman bana anlat. Merve ve Eylem sana neden bulaştı?''
''M-merve ve E-eylem mi?'' diye mırıldandım istem dışı. Ardından hatırladım. O iki kızın ismiydi fakat sorduğu soru biraz fazla... Yanlıştı? Neden bulaştıklarını sahiden de bilmiyor muydu yoksa ağzımdan çıkacak kelimeleri eğlenmek adına mı sormuştu bu soruyu?
''Evet. Kabindeki o iki kız.''
Meraklıydı. Sahiden merak ediyordu. Gözleri sebebini bilmediğini itiraf edercesine çığlık çığlığa haykırıyordu. Cevap vermek istemediğim için dudağımı büktüm. Neden bilmiyordum. Fakat; ona bunu söylemek istemiyordum. Benden utansın istemiyordum. Yada ilgilenmeyi kessin.
Bunları istemiyordum, ilk kez biri ilgileniyordu benimle tuhaf bir şekilde. Dün en zor anımda Batuhan yanımdaydı, bugün ise kızıl saçlı bir kız. Allah'ın yardımı mıydı bu? Bilmiyorum. Fakat tam ihtiyacım olduğu zamanda karşıma çıkmıştı ikisi de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17
Teen Fiction❝O kız sürekli görmezden gelinmeye, ezilmeye alışmış. Bu yaşananlar artık ona normal geliyor. Gerçekte çok iyi biri. Bu yüzden onu kendi haline bırakamıyorum.❞