3•

109 9 2
                                    

Bölüm Playlist;
Sixx: A.M.- Skin
My Girl- Never Say Goodbye

•ÇABA|3

O iyi biri gibi davranan kötü adam değildi. Kötü rolü yapan masum bir çocuktu.

Pınar'dan...

Gözlerimi açtığımda oda da kimsenin olmamasını haliyle yadırgamıştım. Genellikle bu saatlerde çocuklar başımı yiyor olurdu, kahvaltı hazırlamam için. Ailem yoktu. Aslında... Bizim kimsemiz yoktu, birbirimizden başka. Tesadüf zincirleri sonucunda birbirini bulmuş insanlardık biz. Kaderini kendi yazanlardan sadece bir kaçıydık.

Başlarında anne ve babaları olmamasına rağmen, kendilerini kurtaran insanlardık. Ah, yoksa siz şu ailesi olmadığı için kötü olan, uyuşturucu kullanan, siyah kıyafetler giyen birilerini mi bekliyordunuz karşınızda?

Üzgünüm. Okuduğu okula mükemmel bir dereceyle giren şirin bir kız duruyor karşınızda. Çalışkan ve yardım sever. Tamam, genellikle yardım sever. Çoğu zaman patavatsız. Ama her şartta umutlu.

Odamın kapısını çalmadan, izinsiz mahremime giren insanın kim olduğunu bildiğim için başımı kaldırmadan tısladım. ''Selin, uykum var.''

Ufak bir kıkırtı duyduğumda bunu boş vermek istesem de işin ucunda ne olduğu aklıma geldiği için aniden yerimde dikleştim ve bedenimi yukarıya dikerek gözlerimi onlara çevirdim.

''Sak...'' Cümlemi henüz bitiremeden o kazanmış ve ben kaybetmiştim, tek kişilik yatağımla beraber su içinde kalmıştık, tıpkı bundan daha önceki günler gibi. Yüzümde oluşan kızgın bakışla beraber elimi yüzüme götürdüm, hemen ardından ise yanaklarıma yapışan kızıl saçlarımı geriye ittim ve ''Yeter artık!'' diye bağırarak üzerilerine atladım. Selin kaçmaya çalışsa da başarısız olmuştu bu sayede elimle saçlarını sıkıca tutabilmiştim. Bağırıyordu yine de bunu umursamadan odadan beraber çıkmamızı sağladım. Elimdeki koyu kahve rengindeki saçlarını inadına sert bir şekilde çekerek onu yanımda yürütürken homurdanmakl meşguldüm.

Kaşlarımı çatarak yürüdüğüm ve peşimden de seksi uzaylıyı sürüklediğim sırada banyodan gelen ıslık sesi yüzünden bıkkınca nefes aldım ve yerimde durdum.

Onur.

İşerken, yerken, gülerken ve hatta kavga ederken yaptığı tek bir eylem vardı o da, ıslık çalmak. Fazla konuşmaz, derdini anlatmazdı. Ağabey gibiydi bizim için ve bu bazen canımı gerçekten sıkıyordu.

Aramızda paranın yada başka bir şeyin lafı olmasa da... Rahatsız ediciydi işte.

Gruptaki en yakın olduğu kız bendim fakat benim bile hakkında bildiğim o kadar az şey vardı ki... Bu rahatsız edici değil miydi sizce de? Başımı onaylamazca salladım. Aslında, Onur'un içine kapanmasını sağlayan şeyi biliyordum ve düşününce mantıklı da geliyordu.

Elbette onun bir suçu yoktu. Sadece o lanet olasıca içkinin suçuydu her şey. Zaten o trajedinin hemen ardından, Onur içki içmeyi bırakmıştı, şükürler olsun ki.

Dişlerimi sıktım ve kapıya sertçe vurarak, ''Çık şuradan,'' diye bağırdım. Bunun hakkında düşünmek gerçekten sinirlerimi bozuyordu. Onun bir suçu yoktu biliyordum fakat içmeden önce bazı şeyleri düşünmesi gerekmez miydi? O bizler gibi değildi, reşitti! Bunu akıl edebilmesi gerekmez miydi? Düşüncelerim yüzünden sinir bedenimi ele geçirmişti. Bu sırada, Selin geri itmiş ve hırçınca parmağımı sallamıştım. ''Okuldan gelince görüşeceğiz!''

17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin