4•

109 7 1
                                    

Bölüm Playlist;
Ellie Goulding - Love Me Like You Do
Miraculous - I'll be your Soldier

•İMKANSIZIN SINIRI|4

Gölgelerden korkma; çünkü aydınlık uzaklarda değil çok yakınında.

Gözlerimi kırpıştırarak içinde bulunduğum şeyin bir rüya olmadığından emin olmak için; fark ettirmemeye çalışarak elimi sol bacağıma koydum ve etimi kıstırdım. Bu canımı yaktığı için hemen ardından yüzümü buruşturmuş ve kendime içsel bir tokat atmıştım.

Evet, gerçekti. İnanılmaz gibi olsa da tam şu an benim hemen önümde oturan yakışıklı çocuk, benimle sohbet etmeye çalışıyordu.

Pınar sınıftan çıktığından beri yaklaşık 20 dakika olmuştu ve öğretmen gelmediği için ders iptal edilmişti, Batuhan beni güldürmeye çalışıyordu. Yaşadığı olayları anlatarak, benimle sohbet etmeye çalışıyordu ve ben sanki daha fazla mutlu olabilirmişim, gülümseyebilirmişim gibi dinliyordum.

Ah, hayallerimin ötesinde olan bir çocuk ki; bu çocuk benim hoşlandığım kişiydi, benimle konuşmak için çabalıyordu. Yaptığı şey öylesine bir eylem değildi. Bunun o da farkında olmalıydı. Sınıfta çıt çıkmıyordu. Herkes bizi dinliyor ve izliyordu. Fakat Batuhan bunu dert etmiyormuşçasına benimle ilgilenmeye devam ediyordu.

Hayallerimin ötesindeydim, tam şu anda.

Rahatsız hissediyordum elbette her zaman göz önünde dururdum, beni çok kolay fark ederlerdi fakat bu sefer farklıydı. Bakıyorlardı, sinirleniyorlardı, yanımızdan geçtikleri sırada başımızda biraz bekliyorlardı. Ardından... Gidiyorlardı. Laf sokmak adına ağızlarını açmayı geçtim kilomla ilgili gülüşmüyorlardı bile.

Batuhan kimdi? Bunu merak ediyordum.

Üç gündür onu tanıyordum ve adından başka hiçbir şeyini bilmiyordum. Buna rağmen bu kadar kısa sürede tanımadığım birine âşık olmam mümkün müydü?

Âşık değilsem eğer bu hissettiğim şey neydi? Eğer âşıksam ise bununla nasıl başa çıkacaktım?

Onun gibi biri ve ben... Olamazdık ki.

Hoşlanmaktan ötesiydi bu. Sanki bana istediğini yaptırabilecekmiş gibi hissediyordum. Sanki onunla doğmuşum gibi. Bu kadar savunmasız ve iradesiz olmak canımı sıksa da, Batuhan beni etkiliyordu hem de çok fazla. Şu üç gün içinde sabah akşam düşündüğüm insandı o bir anda hayatımdan çıksaydı bu acıyla baş edebilir miydim? Ben kardeşim, Tolga gibi değildim. İradesiz ve güçsüz olan kişiydim, Batuhan'ın yokluğuyla baş etmek mi?

İmkânsızdı bu!

Düşüncelerime dur dedim ve dikkatimi ona vermeye çalıştım. Eğer biraz daha kendi kendime konuşursam arkama bakmadan kaçardım, biliyordum. Bunu, Pınar'da yapmıştım ve Batuhan da da yapmak istemiyordum. Bana gülümseyerek baktıktan hemen sonra gözlerini yumdu ve sırıtarak devam etti anlattığı şeye. En başından beri dinlemiyor, dinleyemiyordum. Sanki her şey yavaş çekimdeydi ve ses ayarı fazlasıyla kısıktı. Sadece dudakları oynuyordu o kadar.

Alt dudağımı ıslattım ve onu dinlemeye devam ettim. Gözleri parıldıyordu. Batuhan hakkında emin olduğum ilk şey konuşmayı sevdiğiydi. Şu sessiz, kötü çocuklar gibi değildi. Evet, o gün sınıftan içeri girdiği an bana tamda filmlerde gördüğümüz kötü çocukları hatırlatmıştı fakat hayır, Batuhan bunu aksine eğlenmeyi seven, neşeli, komik ve çok fazla düşünceli bir erkekti. Eh, buda beni onun karşısında erimeye mecbur bırakıyordu.

17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin