Aşk

11 1 0
                                    

Saatler döne dursun
Rüzgarlar kaldırımlarda sureti çıkmış
Yaprakları ordan oraya savuruyordu
Boynunu büken sokak lambaları
Ayçiçeği suretinde, sen hangi yöne baksan
Dönüp dolanıp sana dönüyordu

Aramızda sadece birkaç şehir vardı
Ne varki kimliksiz kalan yüreğim
Kendi vatanının her köşesinde
Mülteci bir çocuk gibiydi
Belki bu denli göç etmemin nedeniydi
Bize ait bir alamet arayışıydı
Biz diye bir şey yokken
Bu denli umudun pervane olması
Hem acınası hem çıldırası bir yaraydı

Dijle gibi kan akan bir akarsuyu
Sargılamak aklın ahmaklığı olsa gerek
Bu denli sevmenin doğurduğu çocuktur akıl
İşte bu denli aşkın meyvesi
Aklı nasıl da nesneye bağlıyor

Oysa Karacaoğlan'dan istifa etmek elzem
Yunus Emre olma lütfuna erişmek lazım
Bir dem aşkı anlamak için
Aşkın sonsuzluğuna hicret etmek için
Aşkın mülkünde mülteci olmak lazım

Ey aşk de ki
Ben olmazsam iki element nasıl bir arada durur
Nasıl bahar olur, gelinlik güller nasıl serpilir
Zerreler nasıl da yan yana oturur
Ey aşk sen olmazsan
Sıralı dağlar nasıl delirir
Çöller nasıl aşılır
Sen olmazsan aşk
Süphan nasıl insafa gelirdi
Kalem nasıl kendini tanırdı

Ağaçlar, çiçekler, taşlar
Dokunduğun, dokunamadığın her şey
Görüp görmediğin her şey
Baştan sona aşkı anlatmak için can atıyorken
Belki de bu yüzden aşkın sofrasında
Besmeleyle oturmak lazım

Bir GaripHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin