Bir Garip

ey sevgili

1
ey sevgili!
ey sevgilim sesime ses ver,
şu gözlerim seni arıyor,
kulaklarım sesini arzuluyor.
ey sevdiğim!
Ahmet Hani'nin hangi mısralarında gizleniyorsun,
bırca Belekin kapılarını, pencerelerini sonuna kadar kapamışsın,
Hangi kapının ardındasın,
hangi pencerenin ardında,
gizleniyorsun,
özleme esir yüreğimden kaçıyorsun.

2
Ey sevdiğim!
Ey gözlerine kurban olduğum!
Dicle'nin yüzüne konan yakamozlarla dans ediyorsun?
Onların kollarında huzur, mutluluk mu buldun ki sarılıyorsun?
Şu gözlerimin birinden Fırat diğerinden Dicle akıyor,
Hasretler dökülüyor okyanuslara.

3
Ey Güzel gözlüm!
Ey Cennet Bakışlım!
hangi Çarşambayı alan sel, seni de benden aldı?
Hangi türkü kopardı, seni benden?
Bilmiyorum, sesimi işitiyor musun?
Yoksa kulaklarını kapatıyor musun?

Şimdilerde seksen Pınar Yaylası'nda arıyorum seni,
Hangi Pınar'ın başındasın,
Kuşlara, ağaçlara, akan sulara sordum seni,
Hangi rüzgar seni benden koparıyor,
bilmediğim diyarlara savuruyor.
Hangi güneşin parıldayan ışıkları,
Sen görünmesin diye bulutların arkasında gizliyor.

4
Ey sevdiğim!
Yüreğimde büyük bir ateş var,
Suların gaz yağından bir farkı yok,
En çok da sensizliğin rüzgar oldu.

5
Ey sevgili!
Yoldaş Yunus gibi isyankarım sensizliğine,
Yoldaş Eyüp gibi yaralı bütün bedenim hasretinle,
Bir Musa'nın Öfkesi gibi akarsulara,
Gözyaşlarım akar kızıl deryaya. Keşke Hızır gibi olaydın,
Hızır gibi yetişseydin,
Sensiz geçen yarım ömrüme.

Bir Demirci Kawa gibi başkaldırıyorum mesafelere,
Selahattin eyubi gibi savaşıyorum umutsuzluğa,
Bir Ewdal î zeynî gibi sığındım süphana,
Bir sevdanın üstüne stranlarım inlemekte.
Dengbejler gibi bir ceylana vurulmuş yüreğim,
Gavur diyarlarda mîr bedirhan gibi sürgün sevdam,
Dengbej bıro gibi kutsal laleşe sığındım,
Melekî tavusun rengarenk kanatları arasında kayboluyorum,
Ah Zerdüşt baba, ah Zerdüşt baba.
Ey Feqiya teyran,
Kanatlarım kırıldı bir nefese,
Bir yaprak gibi dalların kollarından,
Düşüyorum yiğit hizanın bahtsız yüreğine,
Öfkeli sevdasına.

6
Ey sevgili!
Bir leke gibi beyaz gelinliklere yazılan şiirlere,
Ne demeli bilmiyorum;
Ya tanrı Zeusun senin için inşa ettiği şehirler,
Seni bir tanrıyla paylaşamam,
Hayır hayır bir tanrıyla paylaşamam,
Yıkarım başlarına tahtlarını,
Kiyamet olurum patlarım başlarına.

Herşeyin ötesinden fazla,
Sarıldım özlemden yangınlara.
Koca sularda susuz kaldım,
Sulardan bıkan bir balık gibi.
Seni beklerken ölüm gibi bir aşka,
Tutuldum tenha sazlıklarda,
Bir kuğu gibi.
Bir berfin gibi koştum güneşin yeryüzüne sarkan saçlarına,
Aydınlık ölüm, karanlık hayat lütfetmekteydi oysa.
Bir kelebek gibi aşkan sarhoş,
Bilemedim ışığın ölüm getirebileceği,
Ölüme sarıldım sarhoşcasına.

7
Ey sevgili!
Bir fuzulinin beyitlerinde,
Bir nedimin şarkılarında,
Bir Ahmet haninin stranlarında,
Bir Ewdalîn dilinde,
gezersin.

Bir gözümde leylasın,
ciziro botanda kaybolan zînesin,
Bir gece colemergin dağlarında kaçak bînevşsin,
Süphanın ihanetine uğrayan xecesin,
sabahları doğuran berivanların gözlerindeki umutsun, hayatsın,
Güneşlerin üstünü örten berivanların,
Yıldızlara doğru yükselen klamların tınısısın,
Sevda çalan sazlarda, türkülerin manası Aslısın,
Çorak yüreklerde sevdalar eken bir yağmursun;
kah akdenize akarsın,
kah karadenizin dağlarını yıkarsın,
kah nemrut dağında birikirsin,
Zaman olur seddülbahirde düşmana mezar olursun,
Zaman olur cennete hayat olursun.

Ey rum illerin türkmen güzeli!
vuruldum gözlerine,
Yoruldum özleminle,
kahroldum sensizliğine,
kahroldum.