"Bazı şeyleri ya gülerek ya da ağlayarak yaşarız. Aras'ta ağlayan taraftır. Bu hayat onu çok yormuştur. Ya da kendisini öyle görmektedir. Kimse kimsenin yaşadığı yaşayacağı şeyi bilemez..."
...
Eşref bey Aras'ın sarf ettiği sözler üzerine onu hafifçe ayağa kaldırır ve arabaya doğru ilerlerler. Ayağa kaldırırken Aras'ın kemikleri Eşref beyin koluna batıyordur. Beti benzi atmıştır. O fotoğraftaki çocukla alakası kalmamıştır. Belli ki kaç gündür yemek yemiyordur. Eşref bey Aras'ı alıp evine götürmek ister. Aras dermansız bir şekilde "Hayır, beni yalnız bırak." Bu sözleri derken bile açlığından nefesinin kokusu eşref beyin yüzüne çarpmıştır. Eşref bey onu umursamaz bir şekilde " Kendini yorma. Hadi" artık Aras'ın dermanı kalmamıştır. Tek bir kelime edecek kadar mecali yoktur. Eşref bey Aras'ı arabanın arkasına yatırır. Eve geçerken aklında Aras'ın neden bu kadar kötü olduğu hakkında düşüncelidir. Her şey üst üste gelmiştir. Bu bir işaret mi? Ya da düğümlerin daha da sıklaşması mıdır? Düşünceleri kafasını çok karıştırır. Yapması gereken Aras'ı kendine getirmektir. Eve ulaştıklarında hava iyice kararmıştır. Yağmur ve fırtına ortalığı karıştırıyordur. Arabadan hızlıca inen eşref bey koluyla yüzünü tutar ve Aras'ı indirmeye çalışır. Zar zor ayağa kaldıran eşref bey kapıyı ayağıyla kapatır ve kilitledikten sonra Aras'ı içeriye taşır salonda bulunan kanepenin üzerine yatırır. Üzerini çıkardıktan sonra Aras'ın montunu ve botunu çıkartır kanepeye uzandırır. Başının ucunca eğilir ve elini Aras'ın saçlarının arasında gezdirerek "iyi olacaksın." Bunu derken kendini görmüştür. Hayatta yaşadığı çoğu şeyin acısı halen yüreğindedir. Tekrar ayağa kalkar ve mutfağa doğru ilerler Aras'ın karnını doyurması için yemek hazırlar. Yemeği hazırlarken bir sesler gelir kapıdan kafasını çıkarmadan dinler. Aras uykusunda sayıklamaktadır. Hep aynı şeyleri dile getirmektedir.
" Onu bırak, beni al ." bu sözleri sayıklarken gözlerinden yaş gelmiştir. Eşref bey olayın etkisi altında olduğunu anlamıştır. 10 gündür kayıptır ve başından geçeni kimse bilememektedir. Eşref bey ekmekleri doğradıktan sonra sıcak çorbayı bir kaseye koyarak Aras'a götürür. Kafasının altına yastık koyarak doğrulmasını ister. Aras doğrulmaya çalışırken zorlanır. Eşref bey onu tutup kaldırırken anki kemikleri kırılacakmış gibi hisseder. Onu doğrultur ve çorbadan bir kaşık alır ve Aras'a doğru uzatır. Aras kafasını geriye çeker . " Ben yiyebilirim." Eşref bey gülümseyerek " pekala "
Tepsiyi Aras'ın kucağına vererek yemesini bekler. Aras yavaş yavaş çorbayı içmeye başlar. Bu sırada eşref bey konuşmaya girer.
" ne zamandır seni arıyoruz 10 gündür kayıpsın neredeydin. Görünüşe bakılırsa gittiğin yerde sana iyi bakamamışlar."
Aras azına aldığı ekmeyi çiğnerken lokması bitince cevaplama gereği duyar.
" gittiğim yer ne seni nede bir başkasını ilgilendirir. Bana neden yardım ettiğini de anlam verebilmiş değilim."
Eşref bey suskunluğuyla cevaplar.
Eşref bey Aras'la konuşmanın zor olacağını düşünmektedir. Her söylediği kelime iğneleyici ve azarlayıcıdır.
Eşref bey zıddını yapar. Aras'ın ona yaklaştığı şekilde değil de daha yumuşak şekilde yaklaşır. Sessizliğini bozarak .
" Elbette beni alakadar etmez. Fakat ortada bir cinayet var. Artık kontrol senden çıkıp bize geçiyor. Bu yüzden bırak ta sorularımı sorayım."
Aras gözlerini kaçırarak derin bir nefes alarak" Sor bakalım ne soracaksan. "
Eşref bey nereden başlayacağını bilemez. Fakat arası bir daha bulamaya bilir. O yüzden her şeyi öğrenmesi gerekmektedir. İlk soracağı soru onu ya üzecek ya da telaşlandıracaktır. Bunu öğrenmek için sorusunu sorar.
" İdil'i kim öldürdü?" bu soru Aras'ın damarlarının çekilmesine nefesinin kesilmesine sebep olmuştur.
Aras elindeki kaşığı sert bir şekilde tepsiye fırlatarak tepkisini belli etti.
" Sende benden şüpheleniyorsun değil mi? Benim öldürdüğümü düşünüyorsun.
Benim ömrümü verdiğim, ona bir şey olmasın diye kendimi öldürdüğüm beni mi düşünüyorsun? "
Sesi titreyen Aras, yüzünü avuçlarının arasına alarak.
" Bana 2yıl öncesine Aşk senin için ne deseler.
Onlar sadece masallarda olur derdim. Ben idilimi bulduktan sonra aşka da inandım, mucizeye de . hayata da yaşamaya da. Ufacık bir şeyden mutlu olmayı öğreten birine aşık oldum ben. Şimdi bana gelip aşık olduğum onu ölümünden sonra bin defa öldüğüm idilimin ölümünden mi sorguluyorsunuz?"
" Bizim aşkımız bu kadar ucuz değil."
" Benim sevgim bu kadar değersiz değil."
Bu sözleri söylerken Aras'ın hıçkırarak ağlaması eşref beyi derinden etkiledi. Nedendir bilinmez ama eşref bey Aras'a inanmaktadır. Çünkü insan sevdiğinin canını yakamaz yakanı da bırakamaz. Genelde çevrede kadınların acı çektiği söylenmektedir. Fakat, şu unutulmaktadır. Herkesin kalbi vardır. Herkes sevebilir. Herkes sevilebilir. Bu erkek kız fark etmez. Aras'ın canının nasıl yandığı nasıl acı çektiği bir erkeğin hıçkırarak ağladığının bir ispatıdır.
Aşkın ve sevginin...
" AĞLAMAYI GÜLMEK SANANLAR. BİLMEZLER Kİ . NE DERELER , NE GÖLLER KURUTMUŞTUR O GÖZLER."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK (Son Çıkış)#WATTYS2016
Roman pour Adolescents9. sınıftayken masonlukla ilgili bir çok kitap okumuştum videolar izlemiştim. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen halen araştırma içindeyim. Bir şeyleri araştırmak ve onlarla ilgili bir şeyler bilmek istiyorum. Kitap yazmak benim hayalimdi yazmaya başlama...