Gözlerine baktı ve o sözleri tekrar dinledi. Canı yanan Aras tutunacak bir dal aramaktaydı ve Eşref Bey onun için en uygun omuzdu bunu kendi de bilmekteydi. Hayatından onca şey yok olup gitmesine rağmen o yine de ayakta durup yaşamayı tercih edecekti. Bunu kendi de Eşref Beyde bilmekteydi. Sadece biraz zaman ve biraz huzur gerekmekteydi. Bu zamanı da huzuru da bulacağına emindi. Gözlerinde ki o eski çaresizlik yoktu. Aksine günahsız ve bir kadar da cesaretliydi. Ona uzanan bu eller birçok cevapsız soruya ulaşmasını sağlayacaktı.
Eşref bey bir an olsun şüphesine yenik düşüp böyle bir şeyi sorguladığı için utanç duymaktadır. Arasın uyumasını bekledikten sonra odasına geçen Eşref Bey üstündeki pançoyu çıkarıp yatağının üzerine doğru attı. Aynaya baktı ve Arasın gözlerinde ki çaresizliği kendinde de gören Eşref bey bir an durup “ Peki ya bundan sonra ne olacak? “ diyerek kendine sorar. Giderek tıkanan ipin ucunun sürekli elinden kayıp gitmesi daha da zora sokmaktadır. Artık davayı bırakmayı bile düşünmüştür. Ama nasıl bıraka bilir ki gencecik birinin yaşamı onun ağzından çıkan sözlere bağlıdır. Ne Arasa ne de onca insana nasıl sırt döner. Deliller ne kadar az olmuş olsa bile pes etmeden daha titiz çalışarak bu işi başaracağının kendi de farkındaydı. Yatağına geçer kafasını yastığa koyar ve düşünceleri onu rahatsız etmeğe başlamıştır. Kafasının içinde sanki birileri var sürekli sorular sorup kafasının içini tırmalıyordur. Gözlerini kapatıp kendini uykuya hapseder.
Sabahın ilk ışıklarında gözlerini açan Eşref Bey sersemleyerek ayağa kalkar ve aşağı doğru inerken koltukta arası göremeyince dün olanların bir an hayal olup olmadığını kendi kendini sorgulayarak hızlıca aşağıya iner ve sesler onu mutfağa doğru götürür.
Bir an gördüklerine inanamaz ve olanların hayal olmadığını anlar ve şaşkın bir yüz ifadesiyle mutfağa doğru ilerler içeriye girdiğinde Arasın mutfakta kahvaltı hazırladığını görür. Gözlerini parmak ucuyla ovalarken Aras bir an dönüp
“ Günaydın “
diyerek güleç bir tavırla
“ Umarım mutfağına girdim diye beni tutuklamazsın “
bu şakacı ve gülünç durum Eşref Beyinde hoşuna gitmektedir. Bir yanı şaşkın bir yanı mutlu bir ses tonuyla
“ hayır hayır hiçbir sakıncası yok. Aksine seni böyle görmek beni mutlu etti. “Aras o güzel gamzelerini göstererek tebessüm etti. Kendi de şaşırmıştı belli ki bu durumuna. Ortalığı bir müddet sessizlik sararken Aras içinde ki onca tuttuğu acının sebebini öğrenmek için bir anda konuya girer. Ama bu giriş acı veren bir giriştir. Sormak istemesinin nedenini kendinde yaşattığı duyduğu anlayamaz.
“ Gördün mü İdil’in ceset ini? “ bir an yutkunamaz Eşref Bey böyle bir soru karşısında dili tutulur. Neden böyle bir soru sorduğunu da anlayamaz.
“ Hayır. Fakat bildiğim kadarıyla ceset ortalıkta yokmuş. “
Bu sözler üzerine Aras kafasını sert bir şekilde kaldırarak.
“ Nasıl yani şimdi ben onca yıl boş bir mezara mı gittim. İçi boş bir mezara mı adını yazdılar. “Sorular art arda gelirken Eşref Beyin yüzündeki hüzün artar. Arasın hissettiği acı tarif edilemez. Neden bunca yıl Arasa bunun söylenmediği Eşref Beyi bir hayli meraklandırır. Aras giderek kötü olmaya başlamıştır. Onca yıl boyunca boş bir mezara gidip ağlamak, içini dökmek ne acıdır. Ve bunu yıllar sonra öğrenmek daha da can yakar. Ama Arasa dokunan nokta hangisidir bilinmez.
Yıllardır sevdiği kadının mezarına gidip öldüğüne inanmaması mı ?
Ya da gittiği mezarın boş olması ve aradan 2 yıl geçince öğrenmesi?
İşte tam olarak çaresiz kalmak bu oluyor. Hayattan bir darbede böyle yemiştir Aras aklının almayacağı şeyler dönmektedir. Yüreğinin yangını onu zayıflatsa da o güçlü olmaya devam etmektedir.
Eşref Bey bu duruma el atacağının da farkındaydı. Arasa doğru yönelip elini arasın omzuna koyarak,“ Sana söz veriyorum aklından geçen her şeyin cevabını alacaksın ve bunun için elimden geleni yapacağım. “
Bu sözler Arasa ne kadar dokundu bilinmez ama artık Arasında ondan başka güveneceği kimsenin olmayışı son çarenin Eşref Beye güvenmesi gerektiğini anlar.
Zamanın daralması Eşref Beyi artık etkileyemez. Aras elinde bulunan bardağı sessizce masanın üzerine bırakır ve içeri geçer. Eşref Bey başını önüne eğer ve hafifçe sallar. Artık her şeyin yolunda gitmesini ister. Bunun için Aras’ın yanından sessizce odasına çıkar. Bu sessizlikler ya her şeyi düzeltecek ya da sessizlik birçok kişinin hayatından edecek. Odasına Eşref Bey üstünü giyindikten sonra masanın üzerinde duran kâğıtlara göz ucuyla bakarken bir yandan da gizli mahseninin kapılarını aralıyordu. İçeriye girerek o tozlu kitapların kokusunu içine çekerek emin adımlarla karşısında bulunan masasına elinde ki kâğıtları bırakır ve dışarıya çıkmadan önce birkaç araştırma yapmak ister. Tozlu sandalyesine oturur ve kendisiyle istişare eder.“ Bakalım elimizde nelerimiz var. “ artık bu işi kökünden çözmek istediği her halinden belli olan Eşref Bey sadece tek bir noktada takılır. Kayda geçen kayıtlarda İdilin ailesinden birisi Adnan Beyle olan örgüt kaydı. Bu durum kafasını baya bir karıştırsa da anlamadı nokta. Çarpıcı olan İdilin babasının o isimde yer almasıdır. Ve diğer merak edilen nokta ise bu kaydın bir süredir gizli olması ilgi çeker. Artık yavaş yavaş taşlar yerine otururken sorularda çoğalmaya başlar.
Bu soruların cevabını beraber çözmek ister misiniz? Suat beyin bunca zaman masonlara üye olduğunu gizlemesinin nedenini öğrenmek istiyorsanız takipte kalıp kitabımı kitaplığınıza ekleyerek daha kolay erişim sağlaya bilirsiniz? Hepinizi seviyorum iyi okumalar .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK (Son Çıkış)#WATTYS2016
Ficção Adolescente9. sınıftayken masonlukla ilgili bir çok kitap okumuştum videolar izlemiştim. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen halen araştırma içindeyim. Bir şeyleri araştırmak ve onlarla ilgili bir şeyler bilmek istiyorum. Kitap yazmak benim hayalimdi yazmaya başlama...