Bilinmeyen numara:Dalga mı geçiyorsun?
Bilinmeyen numara:Mükemmel yüzüme ıslak terlik ile vuramayacak kadar yakışıklıyım,aptal.
Bilinmeyen numara:Bu arada Mr.Piya yakın zamanda ayırır sizi.
Bilinmeyen numara:Yeah bitcheeeeeeeees.
Bilinmeyen numara:Yani bitch
Bilinmeyen numara:Neyse ben Banu Berberoğlu izlemeye gidiyorum.
Bilinmeyen numara:Bence sen de izle.
Bilinmeyen numara:Hadi öptüm.
Bilinmeyen numara:Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden.
Bilinmeyen numara:skdbbfjfjc(yakışıklı bir random yine mükemmelim.)
Lana:Severek izliyos.
Lana:Skxjndbcb
Lana:Bu arada egon boyunu aşmış.
Lana:Clara olamayacak kadar malsın.
Lana:
Gerçi o daha mal.Lana:İkiniz de malsınız tartışmayalım.
Telefonu kapatıp kafamı yemeğe gömdüm. Dün akşam eve gidince çok düşündüm kim diye? Sonra aklıma yarına vermem gereken tarih proje ödevim geldi ve gece ikiye kadar onunla uğraştım. Sonra uyuya kalmıştım ve telefonumu sabah evde unutmuştum. Öğle arasında gidip telefonumu aldım ve yemekhanemize gittim. Ve o görüntüyle yüzümü buruşturdum. Yine mi ya! Pirinç pilavı. Ugh,okul haftada altı gündü ve sekiz günü pirinç pilavı yiyorduk. Pirinç pilavını severdim ama tuzsuzsa goodbye bebeğim. Ve tuz yasaktı:( Afedersiniz ama ben eve gidince pirinç sıçıyordum. Yemeğe şükrettim ki pirinç pilavının yanında soğuk yoğurt çorbası ve nugget vardı.Su ve salatayı unutmayalım.Tatlı yoktu. Turşu vardı. Nugget ve turşu mu? Rili nigi?
Ardından telefonuna baktım ve yemeğe başladım. Yemekhanede yan sınıflardan birkaç öğrenci ve bizim sınıftan Charlie vardı. Yemek tepsisini alırken göz göze gelmişti benimle. Ve yanıma gelmeye başladı ve karşıma oturdu. Ugh!
Yemeğimi yemeye koyuldum. Ve Charlie'nin gözlerinin benim üstünde olduğunu hissettim. İğrenç bir duygu.
"Nugget ister misin?" Charlie'nin sesi ile irkildim ve kabaca onu reddettim.
"Eyvallah yeğen ben önümdekile doyarım."
Deyip önümdekilerin bittiğini gördüm ve ağzımı peçete ile birleştirdim ve peçeteyi kibarca kıvırıp tabağın kenarına sıkıştırdım. Kalktım ve tepsimi masada bırakıp spor salonuna ilerledim.
Ders bedendi.
Ve bayılırdım.
Ve voleybol oynayacaktım.
Ve ... Bu kadar ne diyim.
İki sınıf birleşip beden yapıyorduk . Çünkü saha çok genişti ve futbol oynayan erkekler ile basketbol oynayan kızlar dışarıdaki sahaları tercih ediyorlardı. Yani sadece basketbol oynayan erkek grubu ve voleybol oynayan kızlar içerdeki sahada duruyorlardı. Arada bir bize katılanlar oluyordu.Sınafa çıkıp voleybol dizliğimi,çorabımı,şortumu ve onlara uygun olan t-shirt.ümü aldım. Şort dizimin biraz üstünde, siyah ve dardı. Dizliğimi takınca şortun paçaları ile arasında çok az bir boşluk kalıyordu. Ve dizliğimin altına kadar gelen beyaz uzun çorap sayesinde bacağımda hiç boşluk kalmıyordu. Üstüme giydiğim biraz bol beyaz ve şortumu tamamlayan müthiş t-shirt ile tamamdım. Sadece spor ayakkabılarımı giyme işi ve saçlarım kalmıştı. Ayrıca parmaklarıma da gazlı bez dolamıştım.Siyah nike air spor ayakkabılarımı giyip saçımı hafif tepeden at kuyruğu yapıp ve beyaz nike saç bandı takdım. Nike'ı seviyorum. Normalde beden dersinde böyle giyinmezdim. Ama bedenden sonra okul bitiyordu ve benim de voleybol antrenmanım vardı. O yüzden soyunma odasına eşyalarımı bırakıp Selena'yı beklemeye başladım. Clara ve Diana basketbolla ilgilendiğinden Selena ve ben her beden eğitiminde ve antrenmanda beraber takılırdık.
Ben de bilinmeyene mesaj atmaya karar verdim.
Lana:Şşşt,yavru
Lana:Şu an aşık olduğum çocuğu bekliyorum.
Lana:Daha doğrusu hoşlandığım.
Lana:Selena gelince başlarız .
Lana:Neyse hadi öptüm.
Lana:Yanaktan.
Yanıma gelen Selena'yı görüp selam verdim. Ve parmak pas atmaya başladık. Sonra biri tarafından kafama top ayılmıştı. Arkamı döndüğümde Zayn'i görmeyi planlamıyordum.
"Ah!" diyerek yere çöktüm.
Basket topu da hiç çekilmiyordu.
"Özür dilerim,özür dilerim" dedi Zayn pişmanlığı sesinden anlaşılıyordu. Yanıma geldiğinde ve çöktüğünde bir şeyi fark etmiştim.O hayatımda gördüğüm en güzel gözlere sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Texting://Siyah Sohbetler(with Shawn Mendes)
Non-FictionBaktı yüzüme doğru. Sonra koşmaya başladı. Bağırdı."Seni seviyorum."dediğinde yanağımı ıslatan bir damla daha aktı diğer gözyaşlarının açtığı yoldan ilerlerken. O gidiyordu, Onu tutamadım. Ve daha çok ağladım. Ben de seni seviyordum Mendes. Ama sen...