Sanırım Ölüyorum!

38 2 0
                                    

Yüzüme vuran ince ışık karanlık odada gözümü kamaştıriyordu. huzursuzca kıpırdanarak öteki tarafa döndüm hımm evet böyle daha iyi. UYKU...
hayatımda en önem verdiğim şeyler arasında, hayır hayır en önemli şey...
Insana bu kadar mutluluk başka ne verebilir? Küçükken annem öğle uykusuna yatırdığı zaman hep ağlar mizmizlanirdim, büyüyünce bu yaptığım için kendime az kızmadım.
Herneyse uyku=Aşk'tır.
Ama bu ses ne yaaa?biz deminden beri ne diyoruz burda uyumak istiyorum neden kapımı
Çalıyorsunuz?
"Prenses hadi kalk kızım hadi bay richard gelecek birazdan."
Bay richard!
Nefret ediyorum daha yüzünü  bile görmediğim  bu adamdan.
Oflayarak kalktım ve kapıyı açtım.
Philips amca bana gülümseyerek  bakıyordu.
"Günaydınnnn.." dedi uzatarak
"Hadi kızım  hazırlan aşağı gel."
Ağzımdan  kötü  bir söz  çıkmaması  adına sadece  başımı  sallamakla yetindim ve kapıyı tekrar örttüm.
.......
Kahvaltımızı etmiş koltuklara geçmiştik. Odaya adamlardan biri girdi başıyla selam verip, philips amcaya yöneldi. önce kulağına birşeyler şeyler deyip elinde tuttuğu telefonu uzattı.
Kaşları  hafif çatılarak aldı telefonu
"Aloo..Bay richard? Nerde kaldınız  bizde sizi  bekliyorduk."
...
Philips amcanın çatık kaşları  eski halini alırken  anlayışlı bir ifadeye bürünmüştü.
"Anlıyorum.. Gerçekten çok üzgünüm. Yapabileceğimiz  birşey  var mı?"
...
"Peki tamam bekliyorum."
Dedi  ve telefonu  kapadı.
Meraklı  gözlerle birşey demesi için  suratına  baktım
"Bay richard gelemiyor onunla çalışamayacağız."
"Gerçekten mi!" dedim mutlu olmuştum.
Ama yine de merak ederek sordum 
"Ama neden?"
"Cenazesi varmış" dedi philips amca
Mutluluğum  biranda söndü.
"ah şey  üzüldüm "deyip deminki sevinçli halimin yerine mahcup bir hal almıştım.
"Hiç üzülme kızım bay richard işine  sadık ve disiplinli bi adam olduğu için  bize mahçup  olduğunu  düşünmüş  ve birini öneriyor"
Hadi ama sadece bir dk bu işin kapandığını  düşünüp  rahatlamıştım.
"Şimdi bilgilerini mail atacak bakmam için."
Hemen lafa atlayıp "ama sen zaten herkesi elemiştin" dedim son bir umutla.
"Bu adamı  tanımıyo..."derken mail sesi geldi.
Philips amca gözlüğünü  takıp  okumaya  başladı  bir dk dan az süre geçmişti ki;
Bana döndü  ve "gayet iyi zaten bay richard kendinden sonra en iyi hatta kendinden bile iyi bir koruma olacağını  söyledi.
Yalnız  biraz alışılmışın  dışında" dedi.

"Alışılmışın  dışında?"

"Klasik korumalarimiz  gibi değil." Bunu söylerken  telefonu çaldı  ve tekrar konuşmaya başladı.
"Alışılmışın dışında" bir sıkıntılı  nefes verip bende yerimden kalkarak odama çıktım.
....
1 saat geçmişti ve bu süre zarfında bende banyo yapıp hazırlamıştım. Arkadaşım mary ile buluşacaktık. Erkek arkadaşının doğum  günü için  hediye seçmesinde yardımımı  istemişti.
Hızla  merdivenleri inerken
Philips amca diye seslendim. Oturma odasında  yoktu. Çalışma  odasında olmalıydı.
Kapıyı  açarken  bir yandan
"Philips amca ben dışa..."
...
Zaman mı durmuştu  ben mi saçmalıyordum. Bu..aman Tanrim karşımda  gördüğüm adam da kim!?
Sanırım yeryüzüne sadece bir kere gelebilecek bir adamdı bu. Nefesim kesiliyor... Yada sanırım ölüyorum...
Uğultular  yükselmeye başlarken saniyelerdir  duran zaman yavaş  yavaş akmaya başlamıştı  sanki.

"...gerçekten kızım bunu yapma?"

"N-ne" diye kekeledim ve bakışlarımı gerçek dünyaya, philips amcaya zorlukla çevirdim.

"Kızım  kapıyı  çalmadan  girmek senin gibi bi hanfendiye yakışmaz."
"Ha!"
Kabaca dediğim tepkim philips amcanın  bakışlarını  sertlestirmisti.
Kendime gelmeye çalışarak omuz silktim ve biraz olsun düşünmeye  çalıştım. Philips amcanın  dediğini
"Pardon ben. şey haklısın philips amca."
Ne dicemi bilemediğimden bunu söyleyebilmiştim zira odada başka bir çift  göze bakmamak için konuşmalıydım.
Lafimla  eski haline dönen  philips amca hafifçe  gülümseyerek 

"Bizde senden bahsediyorduk
Tanıştırayım. YENİ KORUMAN BAY CASTIEL."
...
Bu. Adam. Benim. Korumam.
Tek tek içimden tekrar ettiğim kelimeleri idrak etmeye çalışıyordum.
Karşımdaki adam koltuğundan  kalkarak bir dev misali odayı dolduruyordu.
Gözlerini  bana dikip bana doğru  gelerek elini uzattı.

"Merhaba ben CASTIEL." dedi duyabileceğim  en soğuk ve etkileyici sesle. Elini tutarak tokalastim bir yandan da bu dokunuş  elektrik çarpmış  hissi verdi.
Yutkundum ve sesimin rahat çıkmasına  hayret ederek

"Merhaba ben de Melinda."

Nerden Çıktın Karşıma?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin