7.Bölüm

32.1K 358 112
                                    

Kemal'le zaten konuşup hallettiğimiz için geriye Ceyda Açelya ve Uras kalıyordu.Hiç birini şuan aramak istemesem de kızlar yarın başımın etini yiyebilir düşüncesiyle Açelyayı aradım.

-"Alo Nilay neredesin sen 5 kez aradım yahu."

-"Uras söylemedi mi sana sanki, bu telaş niye Açelyam."

-"Söyledi söylemesine de Kemal bize uğradı,seni göremeyince bağırıp çağırdı bende mecbur yerini söyledim, Kemal'in oraya geldiğini sana söylemek içinde arayıp durdum napayım özür dilerim."

-"Yok canım hallettik biz zaten özür dilemene gerek yok hadi yat şimdi sen Ceyda da aramış beni, ona da geri dönüş yapıp uyurum."

-"Peki Nilaycığım görüşürüz iyi geceler."
Dedi ve telefonu kapattı. Şimdi geri dönmem gereken 2 kişi kalmıştı ,Uras ve Ceyda.Uras'ı bu saatte arasam kızar mıydı acaba diye düşünürken Ceyda'yı aramıştım bile.

-"Alo Nilay bebeyiim nerdesin sen yaa."
Ah keşke bu kadar cıvık konuşmasan bir tanecik kankam diye içimden geçirdim.
Urasla yaşadıklarımın bazı kötü bölümlerini atlayarak  Ceyda'ya anlattım ve konuşmamız bitince son kişi olarak Uras'ı aradım.

-"Alo?"

-"Mm Alo Uras ben bugün için senden özü.."

-"Önemi yok."
Dedi ve telefonu kapattı.Evet telefonu yüzüme kapatmıştı ve bir cümle bile kuramamıştım.İyi öyle olsun bakalım Uras bey elimden çekeceğiniz var.
Bunları düşünürken dayanamayıp uyukalmıştım.

Odamdan çıkıp karşımdaki saate baktığımda 3 ders kaçırdığımı gördüm.Ah ne kadar uykucuymuşum ben böyle.Oturma odası, Mutfak,Yatak odası ,Lavabo derken bütün odaları gezmiştim fakat kimse evde yoktu.Bu bazen hep olan bir şeydi o yüzden aldırmadan duş almak için odama gittim.

Vanilyalı duş jelimi çok özlemiş olmalıyım ki yıkanmam bittikten sonra onu vücuduma yedirip durulandım ve dolabımın karşısına geçtim.

Dün Uras'ın aldığı kıyafetleri hatırlayınca küçük bir gülümseme tüm yüzüme yayılmıştı.

Kısa koyu mor eteğimi giyip üzerine siyah büstiyerimi giymiştim.Son olarakta siyah deri ceketimi üzerime geçirdim ve saçlarımı bukle bukle yaptıktan sonra açık bıraktım.Eyeliner, rimel ve hafifte çilekli rujumla beraber aynanın karşısına geçtim.Güzel olmuştum asker yeşili çantamı da hazırladıktan sonra telefonumu cebime atıp aşağı indim.

Binadan çıktığım anda soğuk rüzgar içime işlemişti.

-"Vuuuhuu." Demiştim sessizce soğuk havaları her zaman severdim.Arkamdan bir kaç adım sesleri gelmeye başlayınca adımlarımı hızlandırdım.Okulun oraya yaklaşınca yavaş yavaş yürümeye başladım ve sanki az önce takip edilen ben değilmişim gibi çok rahattım.Bir anda sert bir vücudu arkamda hissetmemle ağzıma bir bez parçası tutarak beni kucağına alması saniyeler sürmüştü.

Arabanın sarsıntıları ile kendime geliyordum fakat ses çıkarırsam tekrar aynı şeyi yapmalarından korkup tek gözle etrafı süzdüm.Yolları ezberlemek çok kolaydı benim için buna alışkındım.Bir yerde durduklarında iki gözümüde tamamen kapatıp beklemeye başladım.Arabanın kapısı açılınca koca cüsseli bir adam beni kucağına aldı, yanındaki adam ise biraz bizden uzaklaşmıştı ve telefonda konuşuyordu.

-"Evet Orhan bey kız bizde fakat hala baygın."

Yok artık Orhan mı ? Bu bizim sınıfta ki serseri ama iyi çocuk olan Orhan ,daha sonra bana sahip olmak için Uras'a sorular sorup tonlarca dayak yiyen Orhan.
'Evet o orhan'
Dedi iç sesim ve o kafamdaki tartışmayı susturdu.Bu gerizekalı ne yapmaya çalışıyordu anlamadım, fakat o adamlar beni kocaman mavi renklerden oluşan bir odaya bırakıp gittiler, ardından kapıyı kitlemeyi de unutmadılar. Biraz daha gözlerimi kapalı tutup odada kimsenin olmadığına emin olduktan sonra gözlerimi yavaş yavaş açtım.

Yok artık Oha Ciddi mi bu diye düşünürken tavandaki resmimin öyle düzenli yerleştirilmesi dikkatimi çekmişti.

Burası büyük ihtimal Orhan'ın odasıydı.Ya zaten kaç gündür derslere giremiyorum kaçıran kaçırana, birde bu çıkmıştı başıma.Bugünde 3 ders geç kalmıştım bari diğer derslere girseydim diye düşünürken kapı açıldı gözlerimi hemen o tarafa çevirdim ve Orhan'ı gördüm, şaşırmışmıydım? tabikide hayır.En azından bir şey anlamasın diye şaşırıyormuş gibi yapmaya başladım.
Gülümseyerek
-"Şaşırmana gerek yok bebeğim." Demişti ve o yüzündeki pislik sırıtışıyla yatağa geldi sonra yanıma oturdu.Bacaklarıma yavaş yavaş dokunmaya başladı ve ardından eli kadınlığımın üzerine kayınca sinirden delirmek üzereydim.
Hiçbir şey yapamıyordum çünkü ellerim ve ayaklarım bağlıydı.
Ağzımda kapalı olduğu için sadece mırıldanmalarım ortaya çıkıyordu.

Eteğimi yavaş yavaş sıyırdı ve beni ayağa kaldırdı iç çamaşırımı çıkarmaya çalışıyordu. Çaresizlik hayatta en nefret ettiğim şeylerden birisiydi fakat bunu şuan dibine kadar yaşıyordum.

Onu çıkarmaması için Orhan'a yalvarır gözlerle baktım ve yanağımdan yaşlar süzülüyordu.Uras'ta zaten bana kızgındı.Hiç bir kurtuluşum yok gibiydi.Derken Orhan saçlarımı okşamaya başladı ve kafamı geriye attı boynumda yer açılınca Orhan orayı emmeye başladı.Allah'ım kurtar beni nolur diye yalvarıyordum.Orhan üzerimdeki büstiyeride yavaş yavaş çıkarttı ve karşısında sadece iç çamaşırları ile duruyordum.Ağzımdaki bantın yüzünden seslerim sadece şarkı söyleyen bir operacı gibiydi.Orhan göğüslerimi avuçladı ve deliler gibi yalamaya başladı.Ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum.

Urastan...

Benim her zamanki gibi Nilay'ın peşine taktığım adamlardan birisi beni arayıp abi Nilay yengeyi bayıltıp ... köşküne götürdüler sonuna kadar takip ettik ve şimdi seni aradım. demesiyle çılgına döndüm telefonu kapatıp.Cebime attım ve koşarak arabama bindim köşkün önüne geldiğimde bir yere parkedip nerelerde koruma olduğuna baktım.2 dakika geçmeden bizim adamlar gelince el kol yapıp bahçedekilerini indirip beni korumalarını söyledim. Ardından koşarak bahçeye girdim ve kapı açık olmadığı için kapıyı kırarak içeri daldım.
Köşkün odalarından koridorun sonunda ki odadan mırıldanma sesleri gelince oraya doğru koştum ve içeri daldım.Orhan şerefsizini odada görmemle

-"Şimdi siktim belanı." Diyerek Orhan'ın yakalarından tutup ayağa kaldırdım duvara hızla toslayınca bağırdı.

Nilay baktığımda o bakmaya kıyamadığım gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş iç çamaşırlarıyla bağlanmıştı ve her saniye daha da çok ağlıyordu.

Orhan'ı dışarı çıkartıp kapının önünde duran adamlarımdan birini çağırdım ve bizim depoya götürün bunu diye emir verdim.Orhan'ı götürmeden önce sert bir yumruk vurmamla beraber bayıldı ve adamlarım taşıyarak onu buradan götürdü.

Odaya geri döndüğümde gözleri bir yere dalmış olayın şokunu atlatmaya çalışan Nilay'ı görünce kalbim sızladı.
Hızla ceketimi çıkararak onun omuzlarına attım.
Ağzını , ellerini ve ayaklarını açınca bağladıkları yerin morardığını gördüm.
Ulan benim adımda Uras ise senin tüm sülaleni bitireceğim Orhan Ergün.

Nilay'ın üzerini battaniye ile örttüm ve ona sımsıkı sarıldım.

-"Ah benim güzelim sana bir şey olsaydı ben ne yapardım."
Diyerek Nilay'ın başını öptüm saçları yumuşacıktı.Ona aşık olmamak için hiç bir sebebim yoktu.

Ve ben sanırım Nilay'a aşık oluyordum..

Devam edecek :)

Aşk Ve Acı (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin