- Sonra müzelerle ilgili araştırma yapmam istendi. Paris' te ki onlarca müze arasından seçim yapabilmek çok zordu. En popüler olan 10 tanesini seçebilirdim ama bu kez herkesin yaptığı hataya düşmekten korktum. Göz önünde olanı farkedip, diğerlerine yokmuş gibi davranmak." Dedi Tuğçe.
- Bana sadece çok popüler olduğu için Louvre Müzesini görmezden geldiğini söyleme." Dedi Kerem. Gözlerini iyice açmış sevdiği kadının beyin yapısını analiz etmeye çalışıyordu. Tuğçe kaşlarını kaldırıp, gülen bir ifadeyle kafasını iki yana salladı.
- Hayır Louvre müzesi de bu söylediğim popüler olanlar kategorisine giriyor. Yıllardır bu ödevi yüzlerce öğrenci yapmış ve her öğrenci mutlaka o müzeyi anlatmıştır. Bana verebileceği yeni bir hikayesi olduğuna inanmadığım için ,hiç adı duyulmamış, yılda sadece birkaç yüz kişinin ziyaret ettiği 5 tane müze buldum ve onları anlatarak tam puanı kaptım." Tuğçe bunları söyledikten sonra, gururla erkek arkadaşına baktı.
Bir yılın ardından anlatacağı o kadar çok şey vardı ki, hiç susmadan konuşmak istiyordu. En sevmediği şeydi, gittiği yerleri, yediği yemekleri uzun uzun anlatan insanlar. Görmemiş gibi. Ama kendine de engel olamıyordu. Sadece 1 hafta macaron anlatmak istiyordu. Meşhur kuruvasanlar için 1 hafta yetmeye bilirdi. Sevgilisi dinlemek istermiydi ondan emin olamadı. Ne Kerem eski Kerem'di ne de Tuğçe...
Bursa'ya döneli 3 hafta olmuştu. Yoğun tempodan oldukça kilo vermiş olmasına rağmen anne şefkati ile hızlıca eksiği tamamlamayı başarmıştı. Bu sabah da önce güzel bir kahvaltı etmiş sonra Kerem ile buluşup, Eski Aynalı Çarşıyı gezmişlerdi. Tuğçe yabancı arkadaşlarına, memleketine has hediyelik eşyalardan almıştı. Kerem ile birlikteyken vakit çok güzel geçmesine rağmen ayrı geçirdikleri zaman, sanki adını koyamadığı bir farklılaşmaya neden olmuştu. Herşeyden öte bu yaz yapmayı planladıkları nişan , bir anda konuşulmaz olmuştu. Tuğçe sürpriz bir teklif beklerken , şimdi bu teklifin gelmesi halinde vermesi beklenen cevabın , ne olması gerektiğini bilmiyordu.Hoş Kerem' de nişana çok niyetli değilmiş gibiydi. Evet sevgisinden emindi ama geçen zamanın ilişkilerine iyi geldiğine inanmıyordu. Yoksa nişanlanmayı düşündüğü adam soğumaya başlamış olabilirmiydi?. Önceleri Tuğçe' ye çok önemli gibi gözükmeyen aramamalar, arayınca açmamalar, kavgalar giderek sıklaşmış ve işin ciddi olduğunu göstermişti. Yaz tatilinin gelmesiyle herşey düzelir gibi olsada, Tuğçenin emin olduğu şey, iki ay sonra Fransa'ya döndüğünde sorunların dahada büyüyecek olmasıydı. Uzaktan ilişki yürütmek tahmininden daha çok emek gerektiriyordu ve ikiside bunun için çok yoğundu.
Aradan tam 3 gün geçmişti. Sabahtan beri aramasına rağmen Kerem yine telefonunu açmıyordu. Evden aramayı hiç sevmese de mecbur kalmıştı.
- alo.
- Gülsüm teyzecim nasılsınız? Ben Tuğçe.
- İyiyim güzel kızım sen nasılsın?
- Çok şükür teyzecim, Kerem evdemi acaba?
- Yok güzel kızım,Bodrum'a gitti arkadaşlarıyla. 3 gün orada kalacak. Senin haberin yokmuydu?
- Vardı! ama unutmuşum. Neyse ben sizi çok tutmıyayım, Ramazan amcaya selamlar elinizden öperim.
Tuğçe telefonu kapatır kapatmaz hıçkırıklara boğuldu. Acısıyla tatlısıyla 3 yıl geçirdiği adam, evlenmeyi düşündüğü adam, söyleme gereği duymadan tatile çıkmıştı. Telefonu bile açmaya tenezzül etmemişti. Yazıklar olsun dedi içinden. Müstakil evlerinin tüm sıcağa rağmen soğuk olan beton merdivenlerinden gönülsüz adımlarla mutfağa geçti. Mine Hanım birkaç kez seslenmişti. Tuğçe kızaran gözlerini saklamaya çalışarak,
- Efendim annecim." Dedi. Gözlerini saklayabilse dahi titreyen sesini düzeltmeyi başaramadı.
- Hayırdır kuzum neyin var?
- Bişey yok annecim...
- Kızım anlatsana korkutma beni.
- Kerem, Bodruma tatile gitmiş. Telefonlarımı açmıyor. Ben annesinden öğrendim. Çok utandım.
- Sen niye utanıyosun aaaaa o utansın. Terbiyesiz. " annesinin ses tonu yükselmişti.
- Tamam anne boşver herşey olacağına varır."
- Sen neden çağırmıştın beni? Dedi Tuğçe.
- Amcanlar gelecekmiş ben poğaça yapıyorum sende o güzel kekinden yap diyecektim. Neydi adı?
- Kuntakinte." Dedi Tuğçe.
Nedendir bilinmez her kuntakinte dediğinde ortamda kim varsa bir kıkırtı olurdu. Ama bu kez öyle olmadı ikiside sessizce işlerine geri döndü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bal Kabaklı Cheesecake
RomanceTuğçe Paris' te tanışıp büyük bir aşkla bağlandığı kocası tarafından aldatıldığını öğrenir. Bundan sonra ne yapmalıdır. Kolay olan affetmek mi? Herşeyi silip ,çekip gitmek mi?. Eğer çocukları olan bir kadınsanız hiç bir seçenek kolay değildir.