2.

59 5 1
                                    

Babamın elime tutuşturduğu anahtarla bakışmayı bırakıp kapıyı açtığımda şaşırmıştım. Ben eski püskü eşyalarla dolu bir ev bekliyordum oysa ki... Fakat buradaki her şey ben yeniyim diye bağırıyordu.

Şaşkın bakışlarım eşliğinde babama döndüm, ne demek istediğimi anlamış olacak ki "Özgür ün bir arkadaşını evi imiş durumu anlatınca kırmamış."evi Özgürün bulmasına şaşırma mıştım çevresi oldukça genişti ama böyle bir ev tuhaf doğrusu...

" peki, bana göre hava hoş "diyip evin içinde ilerlemeye başladım, ev bildiğim kadarıyla 1+1di. Önüme ilk çıkan yere girdim küçük ve bi o kadar şirin olan mutfağı baştan ayağa inceledim,koyu mor- beyaz mutfak dolapları ,dolaba uydurulmuş halı ve perdesi bej rengi duvarları ve tek tarafı duvara denk gelecek şekilde konmuş masa ,sandalyeler... Sevmiştim burayı.

" Eşyalarını buraya bıraktım ben artık gidiyorum kendine iyi bak güzellik "diyen babama baktım hemen gidecek miydi" En azından sabaha kadar kalsaydın " dedim başımı mutfaktan uzatarak. "Annemi daha fazla yanlız bırakma yayım " tamam manasında kafamı sallamkla yetindim, yanına gidip yanağına minik bir öpücük bıraktım babam da bana aynısını yapıp gitti...

Artık evde yanlız kalmıştım. Evi gezme işine tekrar devam etmeye karar verip önüme ilk çıkan kapıya girdim. Burası oturma odasıydı ,kapıdan girdiğimde ben toz pembe renginde L bir koltuk karşıladı ,burasıda mutfak gibi birbiriyle uyumlu eşyalarla düzenlenmişti. Arkamda kalan ve televizyon ünitesi olduğunu zannettiğim yere döndüğümde şaşıtmışyım çünkü burada ne televizyon vardı ne de ünite burada duvarı boydan boya kaplayan bir kitaplık vardı...

Bu ev müthişti sanki biri benim için özel olarak tasarlamıştı. Mutlulukla kendimi koltuğa attım. Şimdi burada Poyraz ile beraber olsaydık ne güzel olurdu,ben onun dizine yatardım o da benim saçlarımla oynardı tıpkı eski günlerdeki gibi...

Çok özlemiştim onu kokusunu ,gamzelerini, gülüşünü kısacası ona ait olan her şeyi. Birbirimizden ayrı kalmaya asla dayanamayan biz 113gündür hasrettik. gözümden bir damla yaş süzüldü sonra bir tane daha ve bir tane daha... Kendi gözlerimle görmüştüm ben sevdiğimin toprağa girdiğini. Lânet olası ca bir illet yüzünden ölmüştü, söylemiştim ona yapma diye ama dinlememişdi beni. Yaşananlar tekrar gözümün önüne geldiğinde zaten kesilmeyen göz yaşlarıma bir de hıçkırıklarım eşlik etmeye başladı.

Sonunda ağlamaktan bitap düştüğüm de göz kapaklarım daha fazla dayanamayarak kapandı....

***

Karnından gelen seslerle uyandığımda bir süre nerede olduğumu anlayamadım yavaş yavaş kendime geldiğimde ise acı gerçeğn farkına vardım. Koltukta uyuya kalmıştım,Allah tan bir yerim tutulmamış. Ayağa kalkıp birkaç hareketle kalan uyku kırıntılarını da kaçırmıştım .

Banyo olduğunu tahmin ettiğim yere girdiğimde doğru tahmin etmiş olduğumu görüp aynanın önünde şişmiş göz altlarımla biraz bakıştım. Ama umrumda değildi, buradaki işlerini halledip valizlerimin başına gittim. Doğal olarak birşeyler almam gerekiyordu evde hiç birşey yoktu gerçi buralarda bi market var mı konuda bilmiyordum ama neyse, ne demişler sora sora Bağdat bulunur ben bi marketi mi bulamayacaktım.

Valizimden zor bela çıkardığım siyah yüksek bel pantolonumu ,üzerine de beyaz gömleğimi giyip kollarını kıvırdım. Daha fazla vakit kaybetmeden cüzdanımı da alıp evden çıktım.

Binanın dışına çıkmamla dün hiç dikkat etmediğim mahalle gözlerimin önündeydi. Eski binalar mahalleye nostaljik bir hava katmıştı, yolda oyun oynayan çocuklar ise çocukluğunu hatırlattı bana. Bir müddet daha çocukları izledim saatin daha erken olmasına rağmen bir sürü çocuk vardı burada, daha fazla oyalanmamak için tekrar mahalleyi baştan aşağı süzdüm ve bir yerde gözlerim takıldı,şu an gözlerinden kalpler çıktığına eminim.

Bir market yanında berber ve manav art arda dizilmiş bu dükkanlar beni oldukça mutlu etmişti. Burada daha fazla durmayıp ilerlemeğe başladığım an kafama gelen top ile kendimi yerde bulmam bir oldu, neye uğradığımı şaşırmıştım sinirle etrafa bakındığım da  top oynayan çocukların arasında bana sinsice bakan kızı fark ettim,ona baktığımı anlayınca "pardon canım bilerek oldu" diyip gülmeye başladı. Tam bi ergen. Canımın acımasını boş verip düştüğüm yerden kalktım umursamadım gözlerimi devirmekle yetindim bu salakla ne uğraşacak gücüm ne de takatim vardı."Ne o korktunmu... Bu da amma korkakmış"Dedi ve gülmeye başladı. Ya sabır ,Yine umursamadım tam bakkala girecekken kolumda hissettiğim baskıyla kafamı çevirdim.... Ya sabır vallahi sabrımı sınıyo "O elini sen mi çekersin ben mi çekeyim!!!!" sesim oldukça tehditkar çıkmıştı "MASAL!" sesin geldiği yöne baktığımda ağzım o şeklini aldı karşımda mankenlere taş çıkartacak cinsten yakışıklı bir bey duruyordu fakat yakışıklı olduğu kadar da sinirli idi. Boynundaki damarlar her ana patlayacakmiş gibi duruyordu.

Yanımızda ki şahsın sinirini  diğer yanımdaki şahıs da fark etmiş olacak ki kolundaki eli gevşedi, sanırım Masal diye seslendiği kişi bu kızdı...

"Ne zamandır mahalleye yeni gelenlere böyle bir karşılama yapar olduk?" sesindeki sınır hala elle tutulur cinstendi.Kız umursamazca omzunu silkti. "Benimle gel " diyerek kızı bir yere çekti. Umursamazca bakkala girdim. "İyi günler " kasada orta yaşlarda tatlı bir kadın oturuyordu."hoş geldin ..."
"Hoş buldum" dedim gülümseyerek. "Sen yenisin sanırım burada seni ilk defa görüyorum". " evet ben şu karşıdaki binaya yeni taşındim"binayı işaret ederek."e ozaman hoş geldin..
. bi sıkıntın olursa hiç çekinme gel biz hep buradayız. Ha bu arada ben kendimi tanıtmadım  ben Ayşin " çok içten bi kadındı şimdiden ısınmıştım."Ben de Ravda. Bi sıkıntım olursa gelirim "dedim tebessümle bana bakıp peki dercesine başını salladı, bende alış verişime başladım kahvaltılıklardan başlayarak sırayla olabildiğince ihtiyaçlarımı karşılamaya çalışmıştım sanırım bu yüzden de biraz fazla olmuştu aldığım şeyler.

" bunların hepsini tek taşıyabileceği ne eminmisin ?? Bizimkileri çağırayım yardım etsinler sana dur bekle."dedi durmamı işaret ederek ama ben ondan önce davranıp " yok gerçekten gerek yok bi şekilde halle-"
"Tamam Ayşin abla ben yardım edicem sen meraklanma ." diyen sese döndüm bu az önce o salak kızı götüren yakışıklıbey di. İki dakikada ne de güzel isim bulmuştum ah ben ve şu değişik huylarım...

"Heh Araf   tam zamanında geldin " diyen Ayşin ablaya baktım Araf mıymış adı. Ben daha ne olduğunu anlamadan aldı torbaları eline ilerlemeye başladı el mahkum ilerledim bende arkasından. Aslında ciddi olmak gerekirse benim o torbaları tek seferde eve götürebilme ihtimalim % 0 dı o yüzden çok da şikayetçi olmayacaktım bu durumdan. Ama şimdi yiğidi öldür hakkımı yeme onca torbayı sanki elinde hiç birşey yokmuş gibi  tek eliyle taşıyodu helal olsun valla, kendi kendime yaptığım bu konuşmaya iç sesim de dahil olarak e o kadar kası var bizahmet taşısın diyince hak vermeden de edemedim hani .

Ben bunları düşünürken zaten 1. katta olan evime gelmiştik ben kapıyı açınca eşyaları içeri bırakıp "bu arada tanışamadık ben Araf " bir tebessümle karşılık verip uzattığı elini sıktım" bende Ravda " "memnun oldum , herkes adına ben sana şimdiden hoşgeldin diyeyim. Eminim mahalledeki herkesle iyi anlaşırsın buradaki herkes çok iyi ve cana yakındır Masala da bakma sen şaka yapmak istemiş kötü bir niyeti yoktu aslında. " dedi tek nefeste "inşallah dediğimiz gibi olur. O Masal dediğimiz kıza gelecek olursak da emin olun umrumda bile değil. " tam kapıyı kapatacakken son kez konuştu " bu arda ben bakkalın yanında ki berberin sahibiyim eğer bi sıkıntın olursa rahatlıkla bana gelebilirsin beni de abin olarak gör " konuşmaya başladığında açtığım kapıyı konuşmasının bitmesinin ardından tebessümle kapattım....

Yazım yanlışları olabilir kusura bakmayın ....😊😊😊

Varmısın İddasına???Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin