Yoongi ile birlikte işe gitmiştik ve benim canım onu görmek için yanıp tutuşuyordu. Odasına gelen adamlarla tam tamına bir saattir toplantı yapıyordu. Can sıkıntısından ölecek duruma geldiğimde Yoongi'nin kapısından açılma sesi gelmişti. Biraz daha bekledikten sonra kapıdan usulca kafamı uzattım ve koridoru inceledim kimsecikler yoktu. Yavaşça Yoongi'nin odasının önüne gelip içeri girmek için kapıyı açtım ve içeri süzüldüm. Yoongi masaya yaslanmış elindeki kağıtları inceliyordu. Beni farketmemişti. Koşarak kolları arasına girdim, ilk önce irkilmişti ama sonra beni görünce yüzünde bir gülümseme belirmişti
"Yoongi, canım çok sıkıldı, seni çok özledim." gözlerim dolmuştu yanaklarımı avuçları içine aldı ve arkamda bir yere baktı
"Toplantı bitmiştir beyler. Üç hafta sonra bu konu hakkında tekrar bir toplantı yaparız." hızlıca arkamı döndünce gördüklerim karşısında kalp krizi geçirme noktasına gelmiştim. Çünkü Yoongi'nin odasının diğer kısmında ki büyük masa etrafındaki meraklı bakışlar bizi kesiyordu. Zorla da olsa gülümsemeye çalıştım. Yoongi beni kolunun altına aldı
"Öyle zombi görmüş gibi bakmanıza gerek yok. Eminim ki hepiniz haberleri görmüşsünüzdür." hepsi hipnoz olmuş gibi kafalarını salladı. Sonrada hepsi teker teker odadan çıktı. Başımı Yoongi'nin omzuna koydum
"Çok utanıyorum..." gülümseyerek kafamı kaldırdı
"Utanmana gerek yok sonuçta ben senin müstakbel kocanım." kolları arasında kendimi huzur içinde hissediyordum sanki benim yerim en başından beri orasıydı. Derken kapımız hızlıca açılmıştı ve içeri altmış yetmiş yaşlarında bir amca girmişti. Hızlıca Yoongi'den ayrılmıştım, Yoongi adama doğru yaklaştı
"Dede ne olduğunu sorabilir miyim?" tek kaşını kaldırıp önce bana sonra tekrar Yoongi'ye baktı. Ciddi anlamda Yoongi'ye benziyordu, hafif kiloluydu.
"Kız kardeşin kafamın etini yedi, bir kaç ay seninle kalacak." Yoongi, ben ve kız kardeşi aynı evde mi kalacaktık? Tabiki de böyle bir şey olmayacaktı Yoongi gibi bir kişiyi daha çekemezdim. Aslında Yoongi'yi ömrüm boyunca çekebilirdim zaten asıl sorunda bu değildi kendimi onların yanında rahat hissetmezdim.
"Dede biraz daha idare etsen ne olur?"
"Yok benim kalbim artık dayanmıyor. Kız da bir ağız var açılınca daha susmuyor."
"Bende ondan korkuyorum." diye ağzının içinde gevelemişti Yoongi derken kapıdan içeri ergenlikte gibi gözüken bir kız girdi ve Yoongi'nin kucağına atladı
"Abiciğim ne yapıyorsun? Özledin di mi beni? Bende seni özledim merak etme. Ayrıca gelininle beni tanışıtıracağını söyşemiştin yoksa yalan mı söyledin? Cidden ağlarım ama nası bana yalan söylersin..." sesini Yoongi'nin eli kesmişti
"Lütfen nefes Al." gülmemek için kendimle büyük bir savaş veriyordum ki kızın gözleri beni buldu, gözlerinin içi mutlulukla parladı
"Yoksa bu o mu?" Yoongi kafasıyla onayladı kız koşarak yanıma geldi
"Ben Doo Yong, Yoongi'nin kız kardeşiyim." uzattığı elini sıktım
"Bende Alya, benim kim olduğumu biliyorsun zaten." kafasıyla onayladı
"Ailelerimiz ne zaman tanışacak? Düğün tarihini aldınız mı? Ben daha elbise seçmedim biraz geç olsun o yüzden..." Yoongi'nin öksürüğü yüzünden susmak zorunda kalmıştı
"Alya'yı sık boğaz etme lütfen Doo Yong yoksa onu bir daha görmene izin vermem." kafasını önüne eğdi
"Tamam, abi." gidip Doo Yong'a sarıldım
"Öyle bir şey yapamazsın Yoongi ben istersem her zaman görüşürüz." gülerek Yoongi'ye dil çıkardı. Bu kızı çok sevmiştim aynı benim gibiydi. Derken Yoongi, Doo Yong'u kovalamaya başlamıştı bile.
***
Yoongi beni evimin önüne bırakmıştı. Onunla kalmam için çok ısrar etmişti ama kız kardeşi varken onları rahatsız etmek istemiyordum
"Emin misin tek başına kalabileceğine o Mert denen gereksiz seni rahatsız edebilir." Arkada uyuyan Doo Yong'a baktım
"Doğru konuş Yoongi! Ve evet tek başıma kalabilirim. Benim için endişelenme ve kardeşinle güzel vakit geçir." kafasıyla onaylayıp dudaklarıma kaçamak bir öpücük bıraktı
"Ya Yoongi! Ya Doo Yong görseydi." omuz silkti
"Bir şey olmaz, o delinin aklı her şeye yatar." gözlerimi kısıp tehtit edercesine Yoongi'ye baktım
"Tamam kızma, hadi görüşürüz."
"Görüşürüz." arabadan inip onların gitmesini bekledim ama Yoongi ben gitmeden gitmeyeceğini çoktan belli etmişti gözlerimi devirip kapıdan içeri girdim ve asansöre doğru ilerledim Yoongi'nin arabasının sesini duymuştum, gitmişti. O gidince içime anlamsız bir huzursuzluk doldu. Asansör ile kendi katıma çıkıp evime girdim. Üzerimi değiştirdikten sonra yiyecek bir şeyler alıp televizyon izlemeye başladım derken telefonum çalmaya başlamıştı. Annem arıyordu
"Efendim anne?"
"Bunu nasıl yaparsın Alya?" ne demek istediğini anlamış olmama rağmen salağa yatmayı daha uygun bulmuştum
"Ne yapmışım anne?"
"Mert gibi asil bir insan varken, sen başka biriyle birlikteymişsin."
"Evet anne bu gayet normal bir şey 21. Yüzyıldayız ben özgür bir insanım ve kiminle birlikte olup olmayacağıma karar verebilirim."
"Kızım bari önceden söyleseydin
Neyse yakında ayrılırsın sen bilirim ben seni."
"Anne ben Yoongi ile evlenmeyi düşünüyorum hem de en kısa zamanda." bir cırıltı duymuştum muhtemelen anneme yine iniyordu (ndndndn)"Kızım sen kalbime mi indireceksin benim? Korelilere verecek kızım yok benim."
"Anne!"
"Ne oldu?"
"Muhtemelen bir ay sonra ben Yoongi ile karı koca olacağım, babam ile ayriyetten konuşacağım. Eğer bir ay içinde kararınızı vermezseniz benide unutun." dedikten sonra telefonu hızlıca kapatıp koltuğun üzerine attım göz yaşlarım benden habersizce yüzümden aşağıya inmeye başladılar. Ben kendime ve Yoongi'ye bir söz vermiştim özür dilerim anne ama ben sanırım kötü bir kızım...
Lütfen vote ve yorum atmayı unutmayın!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Wood (Min Yoongi)
Fanfiction"Evet seni deli gibi seviyorum Bay odun Min Yoongi." "Evet seni deli gibi seviyorum Bayan Çatlak Alya."