Gizemli Sevgili

Birlikte Olmak..

Gözlerimi açtığımda bembeyaz bir yerdeydim. Oturur pozisyona geçtiğimde ellerim sızlamaya başlamıştı.

Ellerime doğru baktığımda ise parmak uçlarımın kesik olduğunu gördüm. Ellerimi incelediğim sırada kapıdan içeri birisi girdi.

Tanımadığım birisiydi. Sonra sesini kafamın içinde duydum.

'İyileşmene sevindim Gizem'

"Sen.. Kafamın içindesin"

"Evet. Tek yetenekli olan sen değilsin herhalde"

"Pekala ben nasıl bu hale geldim?"

"Tam okula gireceğiniz sırada saldırıya uğradınız. Emre yararlanınca yanına gittin. Sonra ben seni izliyordum ve geçmişte yaptığın fakat hafızan silindiği için hatırlamadığın bir parçanı hatırlattım. Emre'yi iyileştirdin.

Daha doğrusu onun acılarını kendi bedenine geçirdin. Bedenin de bu zehire dayanamadı ve bayıldın. "

" Peki parmak uçlarım neden kesik? "

" Aldığın zehiri bir şekilde dışarıya çıkarmalıydık, ve biz de parmaklarını kestik. Siyah sıvı dışarıya tamamen akınca vücudun eski haline döndü ve sen de ayıldın"

"Vay anasını.... Siz kimsiniz bu arada?"

Tam soruma cevap alacaktım ki Emre içeriye girdi. Adam bizi yalnız bırakıp odadan çıktı.

Emre kapıyı kapatıp yanıma geldi.

"Kay bakalım yana."

"Efendim?"

"Ben  uykusuzum ve  senin de dinlenmen lazım"

"Afedersin ama, beni sürtük kızlarla karıştırdın sanırım. Olmaz!"

"Sana fikrini soran oldu mu?"

Kollarımdan tutup beni biraz sola doğru kaydırdı. Arkama geçip bana sarıldı. Zihnini kullanıp kapıyı kilitledi.

Benim dikkatim dağılırken o çoktan gözlerini kapatmıştı bile. Ne kadar da sevimli uyuyordu...

"Ne o çok mu yakışıklıyım, gözlerini alamadın da!"

"Ne alakası var canım"

"Uyusana hadi!"

"Uyuyamıyorum"

"Yoksa tahrik mi oldun"

Deyip çarpık gülümsemesini takındı.

Koluna bir tane geçirip,

"Kim ben mi? Ben asla tahrik olmam ortak!"

Dedim ve bu sefer ben gülümsedim.

Bedenini bana yaslayıp, beni iyice kendine çekti.

"Peki şimdi?"

"Hayır!"

Bu koca bir yalandı.

Biraz doğrulup üzerime eğildi. Dudakları 1 cm uzağımdaydı...

İyice yaklaştı... Yaklaştı ve yaklaştı..

Nefesini suratıma çarptırarak konuşmaya başladı.

"Emin misin?"

"E-evet eminim"

Dudaklarını dudaklarımın üzerine değdirdi ve tekrar sordu.

"Son kararın mı?"

Cevap vermeden dudaklarına yapıştım. Öyle bir açlıkla öpüyordum ki, dudaklarını parçalayacaktım sanki...