Düğün

3 1 0
                                    

Etraf o kadar güzel olmuştu ki... Öğrencilerden buz yeteneği olanlar buzdan heykel yapmıştı. Ve ayrıca doğayı kontrol eden öğrenciler de etrafı çeşitli renk ve güzellikte ağaçlarla donatmıştı. Yan tarafıma baktığımda ise su gücü olanlar, biz adımımızı atar atmaz sudan oluşan bir tünel yapmıştı.

Sonunda nikah masasına vardığımızda önce herkes bizi alkışlamıştı, ardından da yerlerimize oturmuştuk. Nikah memuru o meşhur soruyu sorunca önce bir heyecan bassa da kendimi hemen sakinleştirdim.

"Hepiniz hoşgeldiniz! Burada bu iki genci evlendirmek için toplanmış bulunmaktayız. Bu evliliğe engel olacaklar ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sussun!"

Alkış...

"Pekala sen Sevgi kızı Gizem, Sibel oğlu Emre'yi kocan olarak kabul ediyor musun?"

"Nefesimin sonuna kadar evet!"

"Peki sen Sibel oğlu Emre, Sevgi kızı Gizem'i karın olarak kabul ediyor musun?"

"Ömrümün sonuna kadar Evet!

" Bende sizi karı koca ilan edi-"

" Durun! "

Tüm gözler arkadan gelen kız dönmüştü. Emre şoka girmiş halde bakarken ben neler olduğunu anlamaya çalışıyordum.

"Ne o Emre! Küçük sevgilinle mutluluğunuzu mu bozdum yoksa!"

"Sen de kimsin be! Benim düğünümde ne işin var senin?"

Dedim sinirle.

"Ben Damla! Emre'nin sevgilisiyim!"

Herkes aralarında fısıldarken ben onlara susmalarına söyledim. Daha doğrusu bağırdım. Emre'ye dönüp,

"Emre bu kız kim?"

"Damla diğerleri de burda mı? Sana bahsettiğim 5.derece kız bu!"

"Emre ne diyorsun sen?"

"Seninle gerçekten sevdiğimi mi sandın? Aptalca kız! O bebeği doğurup bize vereceksin, ve sen de benim gibi olacaksın!"

"Emre derhal burayı terk et! Derhal!"

"Yakalayın!"

Bedenimi yavaş yavaş havaya kaldırdım. Bana doğru yaklaşan kişilere baktığımda ise baya kalabalık olduğunu gördüm. Yağmur'u telekinezi ile yanıma aldım.

Okulun diğer öğrencilerini de hipnoz ile etkin altına aldım. Karşımdakiler saldırınca bende saldırı emri verdim. Demek isterdim fakat koşarak gelen birisi bütün adamları etkisiz hale getirdi.

Emre'nin yanına yaklaşıp karnına bir tekme savurdu. Emre havaya uçarken ben de yavaş yavaş aşağıya indim. Damla bir şekilde ortadan kaybolmuştu.

Tanımadığım kişi yanıma geldi ve gülümsedi. Gülümseyince kim olduğunu anladım. Mert...

Mert, Yağmur'u, beni ve annemi alıp hızlı bir şekilde arabasına götürdü. Arabaya bindik ve ilerlemeye başladık.

"Harika görünüyorsun! Gizem!"

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Hayatımı kurtardın!"

"Sen safsın! İyiyi kötüyü ayırt edemiyorsun! Neden başta annenin lafını dinlemedin ki sanki?"

"Haklısın!"

Radyonun sesini açtı. Kehlani - Gangsta çalışıyordu. Müziği dinlerken yavaş yavaş uykunun kollarına kendimi bıraktım...

Gizemli Sevgili Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin