Yağmur'un evi gerçekten güzeldi. Arabadan inip kapıya doğru ilerledik. Zili çalıp beklemeye başladık. Çok geçmeden Yağmur kapıyı açtı.
Biz içeriye girince bir alkış tufanı koptu. Gülerek boş bir yer buldum. Emre içecek bir şeyler almaya gitti. Arkada hoş bir canlı müzik vardı. Herkes mutlu görünüyordu. Emre elinde bir viski ve bir limonata ile geliyordu.
Limonatamdan bir yudum aldım. Emre elini bir an olsun belimden ayırmıyordu. 'Sahiplenici' dedi iç sesim. İlk kez ona hak verdim.
Solistin bize seslenmesiyle birlikte düşüncelerimden sıyrıldım.
"Çiftimiz ömür boyu mutluluklar dilerim. Rica etsem bir şarkı da sizden alabilir miyim?"
Elimle kendimi gösterip "Ben mi?" dedim.
Sahneye çıkıp ne söyleyeceğimi düşündüm... Hımmm... Şey... Ha!
Mikrofonu elime alıp şarkıya başladım.
Eda Baba-Herşey seninle güzel...
-Herşey seninle güzel, yolda yürümek bile
-Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile
-Herşey seninle güzel bu toprak, bu taş bile
-İçimdeki bu korku gözümdeki yaş bile
-Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa ,
-Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana
-Beklenmedik bir anda ayrılık gelip çatsa
-Seninle paylaştığım tek bir gün yeter bana...
Yeni bir alkış tufanı koparken ben teşekkür edip Emre'nin yanına doğru ilerledim. Karnımda bir tuhaflık vardı. Ağrıyordu, hemde çok fazla. Emre'nin abisinin yanına gidip,
"Abi bizim görünebileceğimiz bir doktor var mı? Güvenilir birisi!"
"Aslında... Şey var.. Neydi adı.. Gültekin var. Adresi birazdan yollarım da sorun yok değil mi?"
"Yok abi sıradan bir kontrol diyelim biz buna. Peki bizim güçlerimizi biliyor mu?"
"Tabiki biliyor!"
Tamam diyip yanından ayrıldım. Emre'yi de alıp yola koyulduk. Abim adresi atmıştı. Burdan yaklaşık yarım saat uzaktaydı.
Saat 9 olmasına rağmen hala açıktı. Zili çalıp beklemeye başladık. Kapıyı bir hemşire açtı. İçeriye geçip sedyeye uzandım. Çok geçmeden doktor geldi.
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Hamileyim, karnımda çok fazla ağrı var"
"Pekala bir ultrasona bakalım!"
Karnıma bir jel dürüp ultrasona başladı.
"Sonuç olarak söylemeliyim ki, bu bebek size çok fazla zarar verecek. Ben bebeğin aldırılması taraftarıyım."
"Ne gibi bir zarar! O daha küçük bir bebek!"
"Şunu görüyor musun? İşte o senin bebeğin. Şu an bir aylık fakat oldukça hızlı büyüyor! Ve az çok tahmin edersek ilerideki gücü ateş ve buz olabilir!"
"Siz bunu... Nasıl biliyorsunuz?"
"Ellerinin birinde ateş var, diğerinde ise buz! Ve bu bebek gelişirken, senin vücudunda sürekli üşüme veya ateşlenme olacak! Ki eğer iyileşme gibi bir gücün yoksa kısa zamanda seni öldürebilir!"
Gözümden bir damla yaş aktı.
"Peki ne kadar süre sonra doğacak?"
"Bu hızla büyümeye devam ederse 4 veya 5 ay diyebilirim. Senin için ağrı kesici bir hap vereyim. Haftaya tekrar kontrole gelin."
İlacı alıp evin yolunu tuttuk. Arabada ikimiz de sessizdik. Emre bu sessizliği bozup,
"Bence aldıralım. Sana bir şey olursa onu sevip koruyamam!"
"Emre kapat çeneni ve arabayı kullan!"
"Sana o bebeği aldıralım dedim!"
"Ben o bebeği doğuracağım! Benim canımı yaksa bile!"
"Şu haline bak! Daha ilk aydan suratının rengi gitti. Bu bebek seni iliklerine kadar sömürecek!"
"Bu bebek bizim bebeğimiz Emre! İkimizin! O yüzden ben bu bebeği doğuracağım! Şimdi beni daha fazla üzme ve eve gidelim!"
Arabayı daha hızlı kullanmaya başladı. Şu an çok sinirliydi. Eve geldiğimizde kapıyı sert bir şekilde açıp merdivenlerden hızla yukarıya çıktı. Kapıyı kapatıp arkasından gittim.
Merdivenleri çıkıp odanın kapısını açtım. Emre yatağın üzerinde oturmuş kara kara düşünüyordu...
Tabi havada uçan nesneleri söylemiyorum bile.
Onu nasıl ikna edeceğimi biliyordum. Önüne gelip üzerimdeki kıyafetleri çıkartmaya başladım. İç çamaşırlarımla kalınca soyunmayı bıraktım.
Emre'nin kucağına oturup dudaklarına yapıştım. İlk başta sinirlenip dudağımı dişledi ama bu benim daha da hoşuma gitti. Vücudumu iyice yasladım ve daha sert öpmeye başladım. Emre sonunda dayanamayıp karşılık verdi.
Öpüşmemiz ateşlenirken elleri kalçamdaki yerini buldu. Hızlıca üzerindeki kıyafetleri çıkarttım. Onu yatağa oturtup üzerine çıktım ve hoplamaya başladım. Emre'nin ağzında bir inlemeli çıkınca iyice hızlandım.
Üzerinden kalkıp önünde diz çöktüm ve ağzıma aldım. Yavaş yavaş yaparken Emre saçımdan tutup iyice bastırdı. Bu şekilde son bir inleme gerçekleştirdi ve ağzıma boşaldı.
Saçlarımı bırakıp beni kollarının arasına çekti ve,
"Beni nasıl ikna edeceğini biliyorsun bebeğim!"
Dedi. Alnıma bir öpücük kondurdu ve gözlerini kapattı....
******************************************
"Emre kalk hadi! Düğün alış-verişi!"
"Emre! Kalksana yavrum! Hadi!"
Sen kaşındın Emre!
Mutfaktan sürahiyi alıp Emre'nin kafasından aşağı döktüm. Emre "N'oluyo lan!" diye bağırırken ben kahkahalarla gülüyordum..
Emre bana 'seni hain kadın' bakışını atarken, ben daha da güldüm.
Emre ayağı kalkıp üzerime yürüdü. Sırtım duvara yaslanınca yavaş yavaş dudaklarıma eğildi. Tam öpeceği sırada annem geldi ve
" Çocuklar hadi kahvaltı hazır!"
Dedi. İşte kaçış planım. Emre ye ufak bir öpücük kondurup hemen aşağı annemin yanına indim.
Annem her zamanki gibi yine sofrayı donatmıştı. Hemen sandalyeye oturup kahvaltıma başladım.
Emre arkamdan gelip yanağıma bir öpücük kondurdu. Annem Emre'nin saçlarını fark edince hemen sordu,
"Oğlum senin saçların niye ıslak?"
"Şey.. Anneciğim... Duş aldım da! Ondan."
Söylediği yalana karşılık büyük bir kahkaha attım. Annem bana
"Tövbe bismillah! Kızım ne gülüyon sen?"
"Hiç annecim hamileyim ya, ayarlarım bozuldu herhalde!"
Diyip tekrar güldüm. Emre'nin suratı düşer gibi olunca hemen onu kolundan tutup mutfağa sürükledim.
"Hayatım gelsene! Birşey göstereceğim sana!"
Annem yemeğine devam ederken ben tezgahın üzerine çıkıp bacaklarımı iki yana açtım. Kazağımı da hafif sıyırıp Emre'nin gelmesini bekledim.
Emre beni o halde görünce hemen yanıma geldi. Dudaklarıma yapışıp pantolonunun fermuarını açtı. Hiç vakit kaybetmeden içime girdi.
Annemin bize seslenince işimizi bitirip yemek masasına geri döndük.
Kahvaltımız bitince Yağmur'u arayıp bize gelmesini söyledim. Çok geçmeden Yağmur geldi ve alış-veriş başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Sevgili
FantasyDaha önce hiç kimseyi sevmeyen bir kızın karanlık tarafını bırakıp, sevdiği kişi için yeni birine dönüşme halini konu alan nefes kesici bir hikaye...