BÖLÜM 3

9.1K 460 34
                                    

Sınıf girdiğimde herkesin bakışlarını üzerimde hissederek başımı iki yana salladım.

"Ne bakıyonuz?"

Ordan lağam deliği Murat hemen cevaba atılmıştı.

"Bakamaz mıyız?"

E ben şimdi abime söz verseydim bu dallamayı nasıl dövevektim?

"Sana mı dedim ben lağam deliği!"

"Ne diyon lan sen? "

Elimi belime koyarak kızlara baktım.

Kızlar bana bakarak sırıttı.

Ben kızlara bakarak sırıttım.

Haydi bismilkah! Önümde duran sıradan defteri alıp lağam deliği Murat'ın kafasına fırlattım.

Tam isabet!

Vay be bu günlerde ne çok isabetliyorum.

"Ulan... Şimdi tükürdüm çarkına... Bittin kızım sen?! " Diye kaşını tutarak sınıftan çıktı.

Herkes gülerken sırama oturdum. O istemişti, durduk yere atmamıştım ya. Çok geçmeden hoca sınıfa girmişti. Hadi canım! İlk ders cografya olabilir mi ya?

"Oturun çocuklar, sınıfınıza yeni bir arkadaş geldi. " Deyince herkes meraktan fısırdaşmaya başlamıştı.

Ne meraklılardı yeni gelenlere, bizim sınıfa inekten başkasınu almazlardı. Kafamı sıraya koyup uyumak için gözlerimi kapatmıştım ki...

"Gel bakalım Demir'cim. " Demişti.

Has Demir mi? 

Kafamı hemen kaldırıp sınıfa giren öğrenciye baktım. Bu harbi sapık Demir'di. Hoca tam arka sıramı işaret ederek oturmasını isteyince sessizce güldüm. Çünkü arkamızda inek Mehmet oturuyordu. Gözlüklü bonus kafalı ve lamalar gibi tükürerek konuşuyordu.

Usulca arkamı dönüp yüzümdeki gülümsemeyi sildim.

"Senin burda ne işin var sapık?"

"Sanane portakal kafa."

Ses tonundaki rahatlık, alaylı ifade ve son kullandığı lakapla elimi yumruk yapmıştım. Vurmaya saniyeler sayarken hoca engel olmuştu.

"Alya önüne dön!"

Öfkeli bakışlarımı sarının gözlerinde gezdirip önüme dönerek hocaya yampacık bir gülümsemeyle cevap vermek istediğimde kapı çalmışı.

"Hocam müdür Alya'yı istiyor."

Sıradan kalkıp güldüm.

"Hah bende bu müdür nerede kaldı diyordum."

Sınıftakiler gülerken sınıfın kapısına doğru yürüdüm tam çıkacakken sarıya dönüp hoca görmeden dil çıkardım. Sabır çeker gibi kafasını başka yere çevirmişti.

Sınıftan çıkıp nöbetçi öğrenciye baktım.

"Müdür beni çok sever de. Onun için beni hep çağırır. Yazık özlemiş keltoşum."

Nöbetçi çocuk gülerek cevap verdi.

"Ben onu bunu bilmem abla ama bir oğlanı nasıl dövdün hala şaşırıyorum."

"Ne sandın yavrum!"

Müdürün odasına geldiğimizde kapıyı çalmadan içeriye daldım.

Bakışlarımı odada gezdirdim. Lağam fareside burada olduğuna göre kadro tamamlanmıştı.

"Siz hiç akıllanmayacak mısınız!? Derdiniz ne birbirinizle!? "

Kapıyı arkamdan kapatıp lağam deliğini gösterdim.

"Hocam önce bu başlattı."

Daha sonra ona dışkı görmüş gibi bakarak müdüre döndüm.

"Alya! Senin okul kıyafetin neden üzerinde yok!"

Ah şimdi prensim olsaydı kurtarırdı beni.

"Canım istedi." dedim omuz silkerek. 

"Ben şimdi sana canının istediğini göstereceğim! " diyerek bağırdığında kulağımı tuttum.

Her zaman ki gibi sinirle tutanak tuttuktan sonra bizi odadan kovmuştu.

Sınıfa girene kadar lağam faresine vurmuştum. Birbirimizi yerken sıçan Murat kapıyı açmış olacak ki içeriye paldır küldür girmiştik. Herkes bize şaşkın şaşkım bakarken Murat'ın sırtına bir tane daha indirerek kendimi topladım.

"Pardon hocam."

Sıralarımıza geçerken Sapık Demir 'e  pis pis bakarak yerime oturdum.

Hoca derse tekrar başladığında ensem de bir nefes hissetmiştim. Yerimden sıçrayarak arkamı döndüğümde sarının pis pis güldüğünğ fark ettim.

"Lan! Sapık ne diye dibimdesin!"

"YETER! ÇIKIN SINIFTAN! ÇIK!"

Hocayı da sonunda delirtmiştim. Sınıftan çıkarken sınıf kapısını açarak kenara çekildim.

"Sapıklar önden."

Sözlerimi umursamadan o da kenara çekilöiş ve geçmemi işaret etmişti.

"Portakal kafalar önden."

Verdiği cevapla hoca iyice cinlemmişti.

"ÇIKIN ARTIK!"

Bu sefer ikimizde aynı anda kapıdan çıkmaya çalışmıştık. Birbirimizi ite kaka sonunda koridora çıkabilmiştik.

"Sapıklıktan ayılığa mı terfi ettin? " diyerek üzerimi düzelttim.

O da üzerini düzelterek sinirle cevap verdi.

"Sabrımı sınama!"

Gülerek arkamı döndüm tam gidecekken "Nereye? " demişti.

Sabır çekerek ona dönüp yapmacık bir şekilde gülümsedim.

"Cehenneme iki kişilik yer ayırttım. Gelmek ister misin?"

"Sen varsan gelirim."

"Tövbe Yarabbim." diyerek kantine indim.

Kulağıma kulaklığımı takıp gözlerimi kapatarak şarkı dinlemeye başlamıştım. Çünkü sınıftan ilk kovuluşum değildi. Alışık olduğum için yanımda kulaklığımı da getiriyordum. Ayağımla ritim tutarak içimden şarkıya ritim tutarken gözlerimi açtım karşımda sapığı görünce kulaklıkları sinirle çıkardım.

"Ne yapıyorsun be sen burada!"

Oturduğu sandalyeye yaslanıp sırıttı.

"Oturuyorum sen?"

BÖLÜM SONU

İnstagram adresi: nisaxyr

LAZ KIZI (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin