kacirilmam nedeniyle derslerimden de geri kaldim. Bu yüzden ders calismak icin barış tan yardim istedim. Çünkü aramızda bir tek o derslerinde başarılıydı. Onun evine geçtik hep birlikte. Ben barış, kumsal ve nehir. 3 ay onlarla birlikte olmadığım için benimle oldukça ilgileniyorlardi. Fakat kumsal her zaman geri hep geriye çekiyordu hiç aramıza katilmiyordu. Çünkü barış ile pek anlasamiyorlardi. Ben de barışı hep kardeşim olarak bildim, Aslında can dostum. Onunla pek çok güzel anilarimiz oldu. Beraber agladik, beraber güldük... küçüklüğüm onunla birlikte geçti. Herzaman barış benim yanımdaydı inşallah hep birlikte oluruz . Beni çok kapsamlı bir süreç bekliyordu barışla derslere geçiş yaptığımızda anladım ki çok fazla geride kalmıştım. Benim adım başarmak, ben başarabilirim bunun üstesinden de gelirim... :)
***
O gece herkes dağıldıktan sonra ben ve barış evde kalmıştık. Aslında bu gece eve gitmek istemiyordum ama mecburdum. Aklıma takılan birşey vardı. Beni kim neden kaçırdı? üstelik hiç kimseye en ufak bir zararim dokunmamişken... barış da benim üzülmemem için konuyu pek fazla açmiyordu. Biraz dertliydi sanki. Yüzü sararmış bir vaziyette, dalgindi...
- iyikim neyin var ? Neden böyle üzgünsün seni şuana kadar hiç böyle görmemiştim..
+ düşünsene kızım canından bir parça sökülüyor, her gece başını yastığa koyduğunda ellerin titriyor, gozlerin doluyor ve nefesin daraliyor. Her gece bir umutla uyudum, sabah uyaninca benim de güneşim dogacak diye. Ama üç ay boyunca guneşim doğmadı be kuşum... sanki sensiz üç ay değilde üç asır geçirdim. Buna rağmen hâlâ iyi olmamı bekliyor musun?
- sen üç asır gecirdin de ben üç gün mü geçirdim sanıyorsun iyikim... benim size özlemim, kurumuş bir çiçeğin suya olan hasreti kadar büyüktü. Dünyam karanlık ve soğuktu siz yokken... hergün her saat her dakika ve her saniye aklimdaydiniz. Sanırım bende günden güne kendimi ve umutlarimi kaybediyordum, sessizdim ama içimdeki çığlıklar tüm dünyamda yankilaniyordu... özlemim, hasretim sizeydi. Sizden başka kimsem yok. Siz benim hayatimsiniz be...
Bunları konuşurken istemsizce gozlerimden yaşlar süzülüyordu, tabi barışın da. hani derler ya erkekler ağlamaz diye, benim iyikim ağlıyordu ama... hayatinizda barış gibi bir dostun sizinle birlikte olması dünyanın en büyük mutluluguydu...
barış ben aglarken koşarak odasından ponçigi getirdi. ( poncik benim ve barışın ortak ayıcığımız. doğum günümde bana almıştı. Bende ona kendi evine götür ve ne zaman dertleşirsek şayet birlikte aglarsak ikimizde o ayiciga sarilarak gulecektik.) Daha ben 9 yaşımdayken alinmişti. Nasıl aklına gelmişti, onun mutluluguyla hem aglayip hemde gülüyordum. Biz ayiciga sarılıp muthiş bir duygu karışımı içindeyken cennetim aradı ve acil eve gelmemi istedi sesi cok kotu geliyordu... acaba birsey mi oldu? Telefonu kapattıktan sonra ben ve barış korku dolu gözlerle bakiştik ve eve doğru koştuk!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
Fiksi Remajabazen hayat; bir arabanın sağ camından görüp, sol camından gormediklerimizden ibarettir...