İkinci gün;

415 48 108
                                    

Shinya yüzüne su çarparak kendine gelmeye çalıştı. Geçen gece ağlarken uyuya kaldığı için kendini kötü hissediyordu. Saat kaça kadar ağlamıştı acaba? Aynaya baktı. Dikkatini ilk çeken şey kızarmış gözleri olmuştu. Derin bir nefes aldı.

"Dünyanın sonu değil..."

Ellerini lavabonun kenarlarına dayadı ve aynaya doğru biraz eğildi. Aynadaki yansımasının gözlerinin içine baktı.

"Çok büyük sorunların varmış gibi davranma."

"Bütün hayatını adadığın,kendinden fazla düşündüğün,moralin her bozulduğunda gülümseyen yüzünü hafızanda canlandırdığın adam senin ruh eşi olduğu gerçeğini tamamen reddetti sadece...Sen,bu güne kadar sadece onu görmek için yaşamışken...onunla beraber olduğunda her şeyin daha iyi olacağına inanmışken...dişlerini sıkıp onu sabırla beklemiş iken..."

Dudaklarına melankolik bir gülümseme yerleştirdi.

"Bunlar ne ki? Sinek ısırığı bile etmez~."

Gülümsemesi genişledi.

"Hem...Yolun başında pes edersen bir anlamı kalmaz.  Er yada geç kendini ona kabul ettirmeyi başaracaksın..b-başarmalısın."

Sonlara doğru sesi biraz titredi. Bir süre boyunca aynadaki yansımasına baktı ve kendine gelmeye çalıştı. Kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Deli olma yolunda ilerlediğine kesinlikle emindi. Ellerini lavabonun kenarlarından çekti ve yansımasına son bir kez daha bakarak banyodan çıktı. Mutfağa gittiğinde gözleri tezgahındaki saate kaydı,saat 9'du. Güne biraz geç başlamıştı. 

Buz dolabını açtı ve ne olup olmadığına baktı. Dolapta çeşit çeşit yiyecek vardı ama Shinya'nın bir şey yiyesi yoktu. Canı istemiyordu. Yinede formdan düşmemek için bir şeyler yemeliydi. Dolaptan  kahvaltılıkları çıkardı ve masayı hazırladı. Tam oturacağı sırada kapının çalmasıyla kaşlarını hafifçe çattı. Kim gelmişti acaba? Kapıyı açtığında görmeyi hiç beklemediği bir surat ile karşı karşıya gelmişti. 

Guren İchinose elinde bir buket kırmızı gül ile Shinya Hiiragi'nin kapısının önündeydi.

Guren şaşkın bakışlarla Shinya'ya baktı. Bir an için "Yanlış adrese mi geldim acaba?" diye düşündü. Yanlış adreste falan değildi,doğru yerdeydi. Burası kesinlikle Mahiru'nun eviydi. Guren bakışlarını Shinya'ya dikti.

"Mahiru-"

Shinya , Guren'in soracağı soruyu anladı ve o daha cümlesini bitiremeden sözünü kesti.

"Dışarıda."

Guren'in kaşları hafif çatılmıştı.

"Senin burada ne işin var peki?"

"Beraber kalıyoruz."

Shinya sadece gözlerine bakarak Guren'in kıskanmış olduğunu söyleyebilirdi. Neyi kıskanıyordu ki? Shinya'nın Mahiru'ya ilgisi yoktu. O Guren'i sevmişti,seviyordu ve sevecekti. Kapıyı biraz daha açtı ve yavaşça kenara çekilerek Guren'e baktı.

"İçeri geç istersen. Birazdan gelir...sanırım."

"Pekala.."

Guren içeri girdi ve ayakkabılarını çıkararak ayakkabı dolabına koydu. Elindeki çiçek buketini ise portmantoya bıraktı. Shinya onun arkasından kapıyı kapattı.

"Kahvaltı ettin mi?"

Guren kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bana kahvaltıda eşlik etmek ister misin~?"

"Tamam,olur."

Guren adımlarını yerini zaten bildiği mutfağa yönlendirdi. Mahiru'nun evini kendi evi gibi biliyordu. Buraya çok sık geliyordu sonuçta. 

Sandalyeye oturduğunda Shinya'da karşısına oturdu. Sessizce yemeye başladılar. Aralarında tuhaf ve rahatsız edici bir sessizlik vardı. Sessizliği bozan kişi Guren olmuştu.

"Neden Mahiru ile beraber kalıyorsun?"

Shinya bıkkın bir nefes verdi ve Guren'e baktı. Yüzünde bir gülümseme vardı,sahte bir gülümseme.

"Sevgilini yiyeceğim diye ödün kopuyor değil mi~?"

Guren gözlerini kaçırdı. Sadece...Mahiru için endişeleniyordu. Shinya bir erkekti ve Mahiru fazlasıyla çekici bir kızdı.  Bu yüzden de Mahiru tehlikedeymiş gibi hissediyordu.

"Hem merak etme. Sadece uygun bir ev bulana kadar burada kalacağım."

"Ev bulman ne kadar sürer peki?"

Shinya bir süre boyunca düşündü.

"Bir veya bir buçuk hafta kadar sanırım."

Bir veya bir buçuk hafta ha? Guren'in gözleri istemsizce sağ bileğindeki sayaca kaydı. Guren tişörtünün kolunu biraz çekiştirdi ve sayacı gizlemeye çalıştı.Kahvaltının kalanı boyunca konuşmadılar.


Salonda karşılıklı bir şekilde oturmuş birbirleri ile bakışarak Mahiru'yu bekliyorlardı. Daha doğrusu Guren bekliyordu,Shinya ise Guren'i izlemenin keyfini çıkarıyordu. Gözleri arada Guren'in gizlemeye çalıştığı sayaca kayıyordu. Ama fazla kurcalamak istemedi. Sonuçta öleceği zamanı bilmeyi isteyip istemediğinden pek emin değildi. 

Dış kapının açılma sesini duyması ile Guren ayağa kalktı ve salondan çıkarak Mahiru'nun yanına gitti. Shinya arkasından gidişini izledi. Guren'i görmek onu mutlu etmişti... Kısa bir süre sonra dış kapının kapandığını duydu. Hole gittiğinde ne Guren'i ne de Mahiru'yu görmüştü. Nefesini dışarı verdi. Yalnız kalmıştı demek...Sağ bileğindeki sayaca baktı ve gördüğü sayı ile dudağını hafifçe dişledi. Guren'e ne kadar vakti kaldığını söylemeli miydi acaba?


Guren yorucu bir günün ardından sıcak bir duşun kendisine iyi geleceğini düşünmüş ve banyoya girmişti. İyi gelmişti, evet. Tüm gün boyunca Shinya ve Mahiru'nun beraber kalıyor olduğu düşüncesi içini kemirip durmuştu. Bir şeyler yapmalıydı,ama ne? Shinya'ya ev bulmasında yardım edebilirdi ama bu uzun sürerdi. Shinya'nın da geriye sadece beş günü kaldığını düşününce bu seçeneği eledi. Beş gün boyunca dişlerini sıkıp bekleyebilirdi belki de..Hayır,hayır yapamazdı. O şekilde rahat edemezdi.

Banyodan çıktı ve kapının arkasında asılı olan bornozu alıp giydi. Peki Shinya'ya beraber kalabileceği birini bulsa nasıl olurdu?


[][][]

Bu bölümde içime sinmedi uf kfmsdklfmsl

Sonraki bölümde bol bol Gureshin sahnesi olacağını umuyorum.

||Guren x Shinya|| ❝Yedi Gün.❞ [✓]Where stories live. Discover now