Arka koltuktaki telefon dikkatimi çekmişti.
Sanki ben...Neyse, beni evimin önüme bıraktı.
"Teşekkürler, görüşürüz"
"Görüşürüz Ayla"
Eve geldiğimde hava kararmak üzereydi ve çoook yorgundum.
Evden içeri girdiğimde annem, babam ve abimin yemek yediğini gördüm. Onlar sohbet edip, gülerken ben odama doğru yollandım.
Sanırım bugün unulmuştum. Neyse, bu aralar dersleri çok boşladım.
Kitaplarımı alıp, yatağıma oturdum ve aralıksız 4 saat çalıştıktan sonra içeri gittim. Annem öğrencilerinin kağıtlarını okuyor, babam televizyon izliyor.
Abim ise telefonuyla oynuyordu. Mutfağa gidip kendime dolaptan, salata ve makarna aldıktan sonra içeri gittim.
Yemeklerimi yedim ve uyudum.
Sabah uyandığımda hastalığımın az olan belirtileri gitmişti.
Çok çabuk hasta olurdum ama çok kolay da iyileşirdim.Çantamı hazırlayıp odamdan çıktım ve okula doğru ilerlemeye başladım.
Vallaha bu 449999 kg çantanın ağırlığından dolayı bir gün ölüp gidecektim.
Herkesinki mi böyle yoksa bana özel bir şey mi?
Dolmuş geldiğinde bindim.
...
Sonunda eve gelmiştim. Direk üstümü değiştirdim, neden bilmiyorum ama bugün her şeye trip atasım var. Hatta odamdaki kaktüse bile, neyse diyerek yatağıma geçtim.
Gözlerimin ağrımasıyla durdum ve kafamı ders kitabından çektim.
Camıma baktığımda kar yağıyordu. Yavaşca ayağa kalkıp, camıma doğru ilerledim. Kar görmemle aklıma nedensizce, Pars geliyordu.
Bir kar tanesini takip etmeye çalışırken, gözüm Pars'a takıldı.
TAMAM, AKLIMA GELİYORSUN DA SENİ GÖRMEM BIRAZ FAZLA ŞEY DEĞIL Mİ?
Kafasını kaldırmış bana bakarken eliyle telefonunu gösterdi. Telefonuma bakmadan, montumu ve beremi giydim.
Muhtemelen 'aşağıya in' yazıyordu, ya da bunu gibi şeyler.
Evden çıktım ve aşağı indim.
Pars'ın yanına gidip "naber!"
"Iyi de sen neden böylesin?"
"Sınav haftasına giriyoruz"
Alnını kırıştırdıktan sonra hafifçe kaşıdı.
"Bende kütüpha-"
Sevinçle el çırptım.
"Tamam"
Aşağı doğru ilerlerken, Pars kolumdan tutup beni yukarıya doğru sürüklemeye başladı.
...
Geldiğimiz kütüphane, onu ilk gördüğüm ve ilk tanıştığımız kütüphane, tabii ilk kafa atmamı da sayabiliriz.
"Çalışacağımız kütüphane hangisi biliyor musun?"
Gözlerimi kısarak ona baktım.
Sonra,
"Haaa, burası değil mi?"
"Zeki kızsın"
Çok mütavizi olup, başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanalda DAHA İYİ♡○♡
Chick-LitTumblr'da 101k takipçisi olup gözlükleriyle birlikte dünyayla savaşan, çikolatasız yaşayamayan, test kitapsız soluk alamayan, kitaplar gezegeni arasında uçuşan, küçük ama benim için dünyaları ifade eden odanın içinde bazen ailesi tarafından unutula...