10~ itiraf fln

29 4 1
                                    

Telefonumla oynarken gelen mesajla, mesaj bölümüne girdim. Tabiki ondaydı.

"Naber?"

İyi miydim? Çok değil.

Kötü müydüm? Hayır.

"Öyle sen?"

Şu an en doğru cevap buydu bence.

"Öyle, nasılsın bakalım?"

"Öyle işte"

"Peki"

"Bayadır mesaj atmamıştın"

"Fark ettin mi?"

"Yanii"

"101 kere düşünsem aklıma gelmez"

"Çok mu mutlu oldun?"

"Evet"

"İyi"

Konuşma iyi dememle sona ermişti.
Ben yerde yatarken camıma gelen taşla yattığım yerden kalktım.

Camdan aşağı baktığımda Pars'ı gördüm.

Biri şu çocuğa telefon kullanmayı öğretsin. Kaçıncı çağındayız bilmiyorum ki.
Üstüme montumu geçirip aşağı indim.

"Telefon kullanmayı öğrenmen gerekiyor" diye dalga geçerken yüzümde büyük bir gülümseme vardı.

"Bak Ayla seni-"

"Ne?"

Lafını kestim.
HAYIR!
Aklımdaki şey olamaz değil mi?
Ben buna hazır değilim.

"Ayla benimle çıkar mısın?"

Nee! Şok olmamaya çalışırken, anlamamış gibi davranmaya karar verdim.

"Nereye?" Dedim.

Biliyorum, çok salak gibi duyuyorum. Fakat onu ret etmek için düşünmem gerekiyordu. Benim düşünmem de 35 dakika sürüyor.

35 dakika düşünmek için de fazla eringeçtim.

"Ne?"

"Nereye çıkıyoruz?"

"Şey... boş ver Ayla"

Başımı salladım

Karnım alev alırken gözlerimi gökyüzüne çevirdim.

"Biraz yürüyelim mi?"

"Olur"

"Sana verdiğim kitabı bitirdin mi?"

"Evet"

Sırt çantasından bir kitabı çıkardı.

"Günde sadece 10 sayfa okur musun?"

"Tabiki. Bu arada sürekli sen bana kitap veriyorsun"

"Evet. Kitaplığım çok dolu"

"'Belli oluyor. Bir gün kitaplığını görebilir miyim?"
Aslında kafamı dağıtmak için bu soruyu sormuştum.

"Olur. Yarına ne dersin?"

"Olur."

Birlikte parka gittik her zaman ki gibi salıncaklara geçtik.
Sallanırken kafamı gök yüzüne kaldırdım.
Gözüm ona kayarken "gökyüzü çok güzel değil mi?" Dedim.
Gözlerini benden ayırmadan "evet" diye mırıldandı.

"Aslında senin gözlerin gökyüzü gibi"

"Senin gözlerin de toprak gibi"

"Toprak mı gökyüzü mü?"

"İkiside, onlar birbirini tamamlar... sen ve ben gibi"

"Haa duyamadım."

Gülümseyerek bana döndü.

"Bilerek yapıyorsun değil mi?"

"Ne? Ben eve gideyim"

"Peki"

...

Eve geldiğim zaman 3 saat boyunca evde dolaşmıştım.
"Sevgili manasında demiş olabilir mi?
Yok yha niye desin?"

Toletti de dolaştıktan sonra odama geçtim. Verdiği kitabı yatağıma bıraktım.

"Her gün neden 10 sayfa okuyorum? Bu işte bir iş var" odamda ileri geri yürürken durdum.

"Aman bana ne"

Kendimi yatağıma bırakıp test kitabımı elime aldım.

...

Sabah uyandığımda saat tam 5:50'ydi.
Dün eve geldiğim zaman hiç bir sorun yoktu. Fakat yatağa girdiğim anda aklıma Pars gelmişti.

Kendime ne kadar.

'Yat zıbar bebeğim'

Desemde, 3'te anca uyuyabilmiştim.

Pijamamın üstüne kot pantolon ve bluz giydikten sonra banyoya göç ettim. Gözlerim kötü bir durumdaydı.

Neden kafamıza takılan şeyler, gece yatakta aklımıza gelirdi ki.

Yüzümü yakadıktan sonra kendimi mutfağa atmış. Buz dolabını silip süpürmüştüm.



Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sanalda DAHA İYİ♡○♡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin